Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ispanakta demir var Havuçta B vitamini Bende bir paket cıgara Tadına doyulmaz bir aşk Üç günlük bir ömür var Daha ölmedik yani
Sayfa 94
Şu dünyada ve ahirette güzel olan ne varsa aile,eve dair hepsi.. Evlerimiz cennetten bahçeler olarak bu dünyada bize hediye edildi.. Çok şükür yüce Allah'a.. bugün ev temizliği günü..
Reklam
Hayatımdaki huzur eksikliği günlük yaşamımdaki şaşmaz düzeni de yok etmişti.
Sayfa 70
Leonardo da Vinci tarihin en uslanmaz meraklısı olarak anı­ lır.7 Belki bu abartılı bir söylemdir ama Leonardo hem kendine hem de başkalarına çok fazla soru sorardı. Gelin onun 1495 civa­ rında Milano'dayken hazırladığı tek günlük yapılacaklar listesine bir göz atalım:8 Milano ve banliyölerinin ölçülerini hesapla. Milano ve kiliselerini anlatan bir kitap bul, Cordusio yolun­ daki kırtasiyede olması gerekiyor. Corte Vecchia'nın (Duka'nın sarayının eski avlusu) ölçüle­ rini öğren. Matematik Üstadı'ndan (Luca Pacioli) sana üçgenin alanını hesaplamayı öğretmesini iste. Benedetto Portinari'ye (Milano'dan geçen Floransalı bir tüccar} Flanders'de buz üstünde nasıl gittiklerini sor. Milano'yu çiz. Üstat Antonio'ya havan toplarının kale burçlarına gündüz veya gece nasıl yerleştirildiklerini sor. Üstat Gianetto'nun arbaletini incele. Bir hidrolik ustası bul ve ondan Lombardiya usulü bir kilit, kanal ve değirmenin nasıl tamir edileceğini öğren. Üstat Giovanni Francese'ye güneşin ölçülerini sor, anlataca­ ğına söz vermişti.
Apartmandaki veletlerden biri. Hangisi bilmiyorum. Pastanecilerin günlük kurabiye yapması gibi çocuklar doğuyor bu küçücük apartmanda.
Karakarga YayınlarıKitabı okuyor
Üç günlük ömrünce üç şehir göremeden ölmüş rahmetli.
Karakarga YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Zesto Psomi" ~ "Sıcak Ekmek"
" Ena psomi" dedi. Taze ekmeklerin dükkanı kaplayan sıcak kokusunu duyunca, "Zesto psomi" diye ekledi. ... " Türkçe isteyeceksin" dedi fırından yeni çekilmiş küreğin üstündeki sıcak ekmeklerden birini alıp elinde sallayarak. "Türkçe istemezsen ekmek yok." ... " Döndü çıktı fırından Hamide Hanım. " Dilim olsaydı diye düşündü. "Sıcak ekmek..." demek için değil, Türkçe'yi neden bilmediğini anlatmak için istedi dili olmasını. ... "Girit'te günlük hayatlarına, ibadetlerine karışılmadıĝını ama Türkçe konuşmalarına izin verilmediğini, Türkçe'yi bu yüzden öğrenemediklerini söylemek istedi oysa. Öğrenme imkâni olsaydı öğreneceğini ama adada Türkçe bilen hemen hemen hiç kimsenin bulunmadığını anlatmak icin isterdi bu oğlana Türkçe konuşabilmeyi. Ama değmezdi. Hiçbir şey söylemedi. Bir gece ekmeksiz kalsalar kimse açından ölmeyecekti. "
Sayfa 319 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Kent'te gördüğüm ve konuştuğum ve benimle konuşan Kadın. Işıksız bir odadaydım. Odamda olduğunu söylediler. Yatağımdaydı, benimdi tümüyle, ışıksız! Çok heyecanlandım, çok heyecanlandım çünkü ailemle birlikte kalıyordum. Bir korkudur aldı beni. Yırtık pırtık giysiler içindeydim, ben. Kibarlar alemindendi o, kendini vermeyi bilen; gitmesi gerekiyormuş! Tarifsiz bir acı duydum: kucaklayıp yatağın dışına yuvarladım. Hemen hemen çıplaktı. Çok çelimsiz olduğumdan üstüne düştüm ve onunla birlikle sürüklendim halılar arasında, ışıksız! Bizimkilerin lambaları art arda, kırmızı ışıklarla yanıyordu yandaki odalarda. Kadın gözden kayboldu o zaman. Tanrının istemediğinden de çok gözyaşı döktüm. Sonsuz kente çıktım. Ey yorgunluk! Sağır gecede ve mutluluktan firarda boğulmuş. Dünyayı kar altında soluksuz bırakmak isteyen o kış gecelerinden biriydi sanki. Haykırıp "nerelerde o kadın? " diye sorduğum dostlar doğruyu söylemiyordu. Onun geçtiği yere bakan pencerelerin önündeydim her akşam: kefenli bir bahçede koşuyordum. İttiler beni. Sonsuz gözyaşları döktüm bütün bunlara. Sonunda toz dolu bir yere indim ve çatılar üzerine oturdum. Ve bu geceyle tükenmeye bıraktım bütün gözyaşlarımı gövdemin. -Yine de yıkılmışlığım hiç terk etmedi beni. Anladım ki günlük yaşamını sürdürüyordu o; ve iyiliğin aynı yere dönmesi bir yıldızın dönmesinden daha uzun zaman alıyor. Dönmedi ve dönmeyecek odama gelmiş olan o Tapılası Kadın, -hiç ummadığım bir şey. Gerçek, bu kez, dünyanın bütün çocuklarından daha fazla ağladım.
Sayfa 162 - Varlık
Uzunca bir gece olduğu belli. Belki sana değil, sen şimdi uyuyup sabah erken saatlerde uyanacaksın. Kahvaltını yapıp günlük rutin işlerini halletmek için evden dışarı çıkacaksın. Belki birkaç arkadaşın ile planlar yapacaksın, eğlenmek için zaman ayıracaksın. Gün doğumundan batımına kadar dünyadan bihaber yaşayacaksın. Ama hergünün böyle olacağını zannediyorsan, Yanılıyorsun efendi! Ölüm var, hakikat var, cefa var. Bu cihanda 2 damla gözyaşı, 1 damla kan var. Sen şimdi dersin ki; sabah da olur, akşam da olur, hayat böyle geçer. Ben sana derim ki; Sabah da olur, akşam da olur, Sen içinde olur musun? Evvela buna cevap ver.
Emrah Aktaş
Emrah Aktaş
Dünyaya dalmış halimi sorgularken, bana yazmış olduğu yazının denk gelmesi🥺
Açın artık gözünüzü!
'Kişi,öteki insanlardan uzaklaştığı oranda hakikate yaklaşırdı.Günlük yaşam,yalanlardan kurulu yüzeysel bir düzendi.'
Reklam
İnsan otuz yıl yaşayınca, dünyanın üç günlük olduğunu anlamaya başlıyor.
Şu iki günlük dünyada herkes çoluk çocuğunun boğazından iki lokma ekmek geçirmek derdindeydi.
Sayfa 262 - Timaş
40 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
6'dan 66'ya - Bir Ömre Sesleniş Dergisi/ ÖFKE
Neyi fark ettim biliyor musunuz? Günlük hayatın telaşında okumaya vakit ayırmaya çalışırken en çok ihmal ettiğim "dergiler" olmuş. Romanlara, şiir kitaplarına bir nebze tutunabilmişim de süreli yayınlardan eksik kalmışım. İnsan bir şeyin tadına varmayınca eksikliğini de duyumsamıyor, bunu kafamı kaldırıp birkaç sayı dergi okuyunca
6’dan 66’ya - Sayı 03 (Mart 2024)
6’dan 66’ya - Sayı 03 (Mart 2024)6'dan 66'ya Dergisi · 013 okunma
Dayan Kalbim
Seni dağladılar, değil mi kalbim, Her yanın, içi su dolu kabarcık. Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. Sensin gökten gelen oklara hedef; Oyası ateşle işlenen gergef. Çekme üç beş günlük dünyaya esef! Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!
104 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Senelerdir onlarca senaryoya ilham olmuş bölünen zihin meselesinin tıbbi karşılığı dissosiyatif kimlik bozukluğu. Split (parçalanmış)filmi günümüzde bu rahatsızlığın işlendiği en bilindik sinema örneğidir. Çoklu kişilik bozukluğu halkın oldukça ilgisini çeken bir rahatsızlık. Filmi izleyenler veya bu hastalıkla ilgili en azından herhangi bir dizi/film izleyenleriniz anlayacaktır ki bir insanın 'içinde' birden fazla kişiliği olması hiç de kolay ve alışılagelmiş bir şey değil. Yanık'ın yıllarını verdigi hastalarıyla yasadıkları, filmlerdeki artırılmış kurmacadan cok daha net bir sekilde kitapta gözler önüne seriliyor. Yaşanmadıkça anlaşılmayacak düzeyde farklı bir deneyim olmasından dolayı okurun da seyircinin de son derece merakla yaklaştığı bölünmüş zihinler, gerçek hayatta birçok kişinin muzdarip olduğu bir psikolojik rahatsızlık aslında. Prof. Dr. Medaim Yanık yaklaşık 30 yıldır bölünmüş zihinlerle çalışıyor ve bu alanda uzmanlaşmış durumda. Gördüğü 1000'den fazla hastadan ve beraberinde getirdikleri kişiliklerinden yola çıkarak kurgusal olan bu eseri yazıyor. Saygıdeğer hoca iyi ki gördüğü hastalardan aldıklarını kişileştirmiş ve bu kitabı yazmış. Günlük yaşantınızda zihninizin içindeki düşünceler bile bazen insana bunaltıcı geliyorken kafanızın içinde, zaman zaman da sizin yerinize geçebilen, bir veya birden fazla kişiyi taşımak ne denli ağır olur bir hayal etsenize... Alanında bu kadar uzman bir hocadan alabileceğimiz çok şey barındırıyor eser içinde, okunmalı şiddetle tavsiyemdir.
Terapistin Bir Günü Bölünmüş Zihinlerle
Terapistin Bir Günü Bölünmüş ZihinlerleMedaim Yanık · Erdem Yayınları · 202323 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.