Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Günümüz aşkları neye benziyor biliyor musunuz ? hani Nazım Piraye saatimin kayışına senin adını yazdım diyordu ya halbuki saatinde Vera yazıyordu... aynı o ne bir eksik ne bir fazla
Günümüz aşkları..!
"Çoğumuz çoğu zaman 'bağsız yaşamanın' getirdiği bu yeni halin -'bağlarından kopmuş ilişkilerin' ikilemi içerisindeyiz. Aynı anda hem istiyor hem de korkuyoruz. "
Sayfa 78 - HeretikKitabı okudu
Reklam
Flört aralığının 7-8 güne düştüğü günümüz aşkları var bi de
Bir aşktan yedi sekiz ay sonra yeni bir aşk! Buna kim inanır? Söylecek olsa hayretle, belki de nefretle karşılanmaz mıydı?
Sayfa 516
304 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yazarın üç kitabı var, üçü de filmlere dahil olan konulardan oluşuyor. Bu kitapta da sürekli yaşayan ve yaşlanmayan Elise karakteri anlatılıyor. 1683 ve günümüz 1980 olarak iki bölüm art arda ilerliyor. Aslında aşina olduğumuz bir konu ama akıcı ilerliyor. Bir doktorun insanlık için yaptığı fedakarlık en güzel kısmıydı ama eşcinsel aşkları sevmediğim için genel olarak itici geldi.
Zaman Çarkı
Zaman ÇarkıKen Grimwood · Koridor Yayıncılık · 20121,515 okunma
'Elimden gelse hiç konuşmazdım' der Konfüçyüs. İyi ama o zaman nasıl anlatacağız insanlara?' diye endişe eder öğrencileri. 'Göğün kendisi konuşuyor mu?' diye devam eder üstad. 'Ama dört mevsim pekâlâ birbirini izliyor ve bütün varolanlar çoğalıyor: Göğün ve aşkın konuşmaya ihtiyacı yok. Halden bilene ihtiyacı var. Hali okuyabilene. Halden anlayabilene. Oysa günümüz aşkları nasıl da bağırgan: 'Beni sev! Beni sev!' Gerçek aşk sevilme ihtiyacının üstündedir, talep etmemeyi de bilmektir. Aşkın hakikati, âşığın susuşundadır, çektiği çilede, düştüğü çöldedir. Gönle düşen, dile düştüğünde bazen yere düşer. 'Sevdiğimi söylemez isem, sevmek derdi beni boğar' diyen Yunus'a ne demeli o halde? Söylemek hep kelimelerle olmaz ya sevgili dost, hal de söyler. Gönülde olanı yere düşürme. Sessizce sev. Usulca. Kâinatı telaşa vermeden. Melekleri ürkütmeden sev.
Reklam
Günümüz AŞKLARI!!
Hani derler ya: ''Beğendiğin bedenlere hayal ettiği ruhu koyup aşık olduğunu düşünyorsun.''
456 syf.
6/10 puan verdi
spoi var
Yıllar önce kapağının ilgimi çekmesi sonucu aldığım, keyifle okuduğum bir roman. Fransa'dan gelen ve tercümanlık yapmak isteyen ismini unuttuğum karakter, iş görüşmesi için gittiği patronundan hoşlanmaya başlar. Tabi patron da ondan. Klişe bir kurgu değil, alışılmışın aksine holding patronuna aşık olan masum kız yok burada. Sonrasında öğrendiğimiz üzere bu patron aslında evli ve çocuğu olan bir adammış. İleri gitmiyorlar. Adamın karısıyla arası bozuk ama sonradan düzeliyor. Bu kızdan da patronun kardeşi hoşlanıyor ve karşılık alamıyor arkadaş olarak görüyor kız onu. Ama bunlar patrondan bağımsız bir şekilde tanışıyor hatta hiç öğrenemiyor onun kardeşi olduğunu. Aslında bu hikayede yanan bu kız oluyor. Sonunda yalnız kalan... Bir başka kız daha var, bu da küçük bir evde annesiyle yaşayan kız. O da okul harçlığı için patronumuzun engelli oğlu Can'a bakmak üzere Büyükada'ya gidiyor. Patronun kardeşi ile de orada tanışıyor. Kardeş Bey (isimler unutulsa da olaylar unutulmuyor) diğer kızı unutuyor ve Bakıcı Kız ile birbirini seviyor. Portakal Yokuşu'nda bakıcı kıza aşkını ilan ederken kız sokağa bakıp ileride çocuklarına anlatmak üzere buranın neresi olduğuna bakıyor ve Portakal Yokuşu tabelasını görüyor. Etkisi altında kalmışım ki unutmamışım, tavsiye ediyorum günümüz ergen aşkları yok. Gayet olgun insanlar.
Portakal Yokuşu
Portakal YokuşuRabia Şule Doğan · Kitap Dostu Yayınları · 201711 okunma
Oysa günümüz aşkları nasıl da bağırgan: '' Beni sev! Beni sev!'' Gerçek aşk sevilme ihtiyacının üstündedir, talep etmemeyi de bilmektir. Aşkın hakikati, aşığın susuşundadır, çektiği çilede, düştüğü çöldedir.
432 syf.
8/10 puan verdi
·
35 saatte okudu
Bu kitabı beğendim ama bazı yönlerden garip de buldum. Öncelikle kitabın birçok karanlık yanları ve yetişkin içerik durumları var, kitabı okuyacak kişiler bunları bilerek başlamalı. Bir kasabada yaşayan zengin çocukların normaldeki uçarılarının yanı sıra şeytan gecesi adını verdikleri belirli bir gece de iyice abartmalarını ve çoğu şeyi kendilerine hak görmelerini okuyoruz. Ama gel gelelim böyle bir gecede, Erika'nın kendini göstermesini ve Michael'in de sonunda onu fark etmesiyle olaylar başlıyor. Kitap, biraz geçmiş ama daha çok günümüz şeklinde ilerliyor. Erika'nın herkesin prenses gibi görduğü karakterinin yanı sıra, özgür olmak ve uçarı takılmak isteğinde olması ve küçüklükten itibaren en yakınların biri olan ama onu yok sayan Micheal'a aşık olması durumu söz konusu. Zamanında yaşanmış kötü olaylar zinciri, bugüne dair büyük planlara dönüşüyor ve can sıkıcı bir dizi olay yaşanıyor. Erika zor zamanlar geçirirken, Micheal ve arkadaşları gerçeklerle buluşuyor. Erika ve Michael arasındaki karmaşık ilişki, birbirlerine meydan okumaları ve uçları zormalarının yanında, kendine has aşkları da heyecanla okutturuyordu. Açıkçası ne olacak diye merakla okurken keyifle okusam da, karakteri öyle aman aman da sevmedim aslında. Erika'nın güçlendiğine dair gördüğü çoğu yanı bana sinir bozucu geldi. Michael ve arkadaşlarının dünyayı ben yarattım, tavırları kesinlikle can sıkıcıydı ama bu kitap karanlık bir kitap, yani beklenildiği gibi. Okuyup okumamak size kalmış, diyorum.
Günaha Davet
Günaha DavetPenelope Douglas · Dex Kitap · 2023435 okunma
Reklam
Oysa günümüz aşkları nasıl da bağırgan beni sev beni sev gerçek aşk sevilme ihtiyacının üstündedir talep etmemeyide talep edilmemeyide bilmektir. Aşkın hakikati, aşığın susuşundandır çektiği çilede düştüğü çöldedir
günümüz aşkları kısa özet: -hikayene yanıt verdi -tanışma cümleleri -4 yeni mesaj -fotoğraf gönderdi -2 yeni mesaj -video gönderdi -cevapsız arama -instagram kullanıcısı -görüldü: 37 hafta önce -kapanış
477 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.