Yeryüzü tamamen çürümüş ve şiddet dolu ,her yanda ahlaksızlığa rastlıyorum ,çünkü bütün sakinleri yanlış Yola sapmış , insanların kötülüğü büyük , bütün düşünceleri ve bütün arzuları şaşmaz biçimde ve yalnızca kötülüğe yönelik ....
- " (...) Eserler kimin için ki? Günümüzün, hiçbir şeye ilgi duymayan ve aydın olmayı "meslekî itibar" içinde bir şey zannedenlere bakıvermek, "aydın kim, aydın kimdir?" sorusunun, cevaplanmamış bir mesele olarak ortada durduğunu göstermeye yeter. [...]
- Bir toplumun entelektüel-aydın sınıfı, evvelâ "mücerretleri anlama istidadında olan" sınıftır; entelektüelin tarifi bizzat bu... Bundan başlayarak her şey ve her şeyde keyfiyetcilik davası..."
İKİNCİ BASIMA ÖNSÖZ
Türk Ülküsü'nün bu ikinci basımı, birincisine göre oldukça değisiktir. İlk basımdaki tarihe ve kalem
mücadelesine ait yazılar bırakılmış, doğrudan doğruya ülkünün türlü konularını ilgilendiren yazılar alınmış
ve bunlara yine ülkü ile ilgili yeni yazılar eklenmiştir. İlk basımda bulunup da ikinci basımda
*
“Günlük yaşamın sıradanlığında, sessiz kalmış hikayelerin bir otobüs yolculuğu ile dışa vurumu. Her yolcu ayrı bir durak, ayrı bir yaşam. Biletinizi alın ve yolculuğa hazırlanın, geçmişin parçaladığı hayatlardan, günümüzün yitik insanlarına tanık olun.” 9/10
Ç News
*
“Ömer’in şöyle bir tespiti vardı. Biz toplum olarak pek tarih bilmiyoruz
“Meclisteki bireyler açıkça kitapları yakmanın işe yaramadığını, yazarların yakılması gerektiğini söyledi.”
Jean-Jacques Rousseau
*
Yazının icadından; Kil tabletlere, Kil tabletlerden; Rulo Papiruslara, Kodekslere, İpek Yazmalara, Kitaplara… Dünden, bugüne ve yarına... Ateşin çemberinden, kitabın tarihine bir
"Sevinç çığlıkları değil bunlar, acı dolu haykırışlar."
Yazarın kaleminden okuduğum ikinci kitabı. Başkomser Nevzat'ın bir efsane olduğunu göstermesi kaçınılmaz.
Kitabın konusuna gelirsek;
Başkomser Nevzat ve güzel ekibi, "Körebe" adının verildiği bir katilin bu defa peşindeler. Günümüzün kayanayan yarası olan ve bir türlü düzelmeyeceğine inanılan çocuk istismarı, mülteci sorunu ve organ kaçakçılığından bahsediliyor.
Kitabı okuduğunuz zaman bunların bizim için maalesef çok elim seyler olması. En kötüsü küçücük bedenlerin böyle tarifi zor kendini savunamadığı olaylara maruz kalmaları...
Ve kötülüklerin hiç bir zaman yok olmadığı.
Günümüzün sıkıntılarını iyi özetleyen bir kitap olmuş... Okuyacak olanlara keyifli okumalar diliyorum.
Bir kaç alıntı;
"Çünkü zaten kötüyüz, çünkü zaten kötülüklerden kurtulmamız mümkün değil, doğamızda var bu."
"Çünkü kötüler gider ama kötülük kalır..."
"Ben de masum değildim."