Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evrenin genişlemesi delili
Bilindiği gibi 20.yüzyıla kadar evrenin sabit olduğu fikri yaygındı. Albert Einstein evrenin durağan olmadığını teorik olarak ispatlamış ancak zamanın görüşlerine ters düşmemek için açıklamamıştı ve bu konuyu " kariyerimin pişmanlığı "olarak değerlendirmişti. Bilim bize bu haberi 20. yy da söyler fakat Allah Kur'an 'da şöyle buyurur; "Biz göğü büyük bir kudretle bina ettik ve şüphesiz Biz,(onu) genişleticiyiz.(Zariyat ,47)" Bu ayette yüce Allah evrenin devamlı genişlediğinden haber veriyor. •Kur'an, Allah'ın kelamı değilse; bunu aktaran peygamber, o günün şartlarıyla nereden biliyor? •1400 yıl önce verilen bu haber Kuran'ın mucize bir kitap ve onun Allah kelamı olduğuna delil değilmidir?
Sayfa 24
72 syf.
·
Puan vermedi
Japon edebiyatının Zweig'i
Herkese merhaba, Öncelikle bu kitap ile tanışmam buradaki iyi kalpli güzel bir okur vesilesiyle oldu. Kendisinin bana hediye etmek istediği eserlerin içinde neden bunu seçtim bilmiyorum.Hatirladiğim kadarıyla bana hediye etmek istediği eserlerin içinde inceleme ve yorumlara kısaca göz attıktan sonra bu eseri kendime yakın buldum. Bu eser benim Japon edebiyatına giriş eserim. Çünkü neden bilmiyorum kitaplar konusunda önyargılı biriyim.( O sebeple milenyum sonrası doğumlu yazarların hiçbirini okumadım diyebilirim.) Fakat yazarı ve Japon edebiyatını geç tanımış olmanın pişmanlığı var içimde. İçerik hakkında bilgi vermeden kısaca paylaşım yapmak isterim ; kitapta 3 kısa öykü var. Koş Melos, Günün İlk Işıkları ve Villon'un Karısı... Yazar benim dimağımda Zweig tadı bıraktı desem ayıp olmaz sanırım. Modern bir kalem ve yazar.Fakat depresif ve melankoli hâli yazılarında kendini gösteriyor.Ayrıca yazarın uzun uğraşlar sonucu Zweig gibi yaşamına son vermiş olması da yazarlar arasında duygusal bir bağ kurmama sebep oldu. Bu tamamen Benim şahsi görüşüm, amatörce... Kimseyi bağlamaz,kimse katılmak zorunda değil. Bu konuda herhangi bir yetkinlik ve bilgim olmadan bu benzetmeyi yaptığım için profesyonel okurlardan ve bu işin ustalarından ayrıca özür dilerim. Ez cümle ben yazarı ve kalemini beğendim. Diğer eserlerini de okuyabileceğimi düşünüyorum. Japon edebiyatını sevenlere ya da benim gibi ilk adımı atmak isteyen amatör okurlara tavsiye ederim. Kitapla kalın iyi okumalar.
Koş Melos!
Koş Melos!Osamu Dazai · İthaki Yayınları · 20231,053 okunma
Reklam
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Uzun süredir artık bir Dostoyevski kitabı okuma zamanı geldi diyordum. Yeraltından notları tekrar okumak için bile elime almıştım. Hem kütüphane hem de bir arkadaşın tavsiyesiyle okuma fırsatı edindim. Bir kez daha neden Dostoyevski okuma ihtiyacı hissettiğimi anladım artık çok farklı bir boyutta anlamlanmıştı benim bünyemde. Tam da zamanında
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 201874,6bin okunma
Bunu bir kaldırım Ressamı olan Bozo ile bakın ne güzel anlatıyor yazar. Bozo, aynı şekilde konuşmaya devam etti ve ben de dikkatle dinledim. Oldukça sıra dışı bir kaldırım ressamına benziyordu. Ben ise yoksulluğun önemli bir şey olmadığını söyleyen biriyle ilk kez karşılaşmıştım. O geceden sonra, ilerleyen günlerde Bozo'yla birkaç kez daha
O bu yaşamın son derece acınası, kendisi için de öngörülemez olduğunu düşünüyor. Olur ya, günün birinde bu acınası yaşamın tek bir günü için hayallerle geçen bütün yıllarını feda edeceği hazin bir an gelir belki de. Bunu sevinç ve mutluluk için yapacaktır ama keder, vicdan azabı ve serseri bir mayın gibi yolda onu bekleyen pişmanlığı da umursamayacaktır.
Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz, vefât etmiş olan sâlih mü'minlerin duyduğu hasret ve pişmanlığı şöyle ifâde buyurmuşlardır: "Cennet ehli, başka hiçbir şeye değil, sadece, dünyada Allâh'ı zikretmeksizin geçirmiş oldukları anlara hasret ve nedâmet duyarlar!" (Heysemî, X 73-74) Ya Cennet'e giremeyenlerin pişmanlığı nasıl olacak?!.
Reklam
Fetih El-Mûsulî (Allah ondan râzı olsun) ne doğru söylemiştir. Gerçekten kalbin gıdası ilim ve hikmettir. Onun yaşaması ilim ve hikmete bağlıdır; bedenin sağlığı yiyip içmeye bağlı olduğu gibi.. Ama insana ölüm gelince, sırtından dünya ağırlığı atılır ve başına büyük bir felêkat çöktüğünü anlar, son derece üzülür. Ancak onun bu andaki üzüntü ve pişmanlığı hiç fayda vermez. Baygın halde iken ameliyat yaralarının acısını duymayan kimsenin, kendine geldikten sonra acı duyması gibii... Perdeyi kaldırıp gerçekleri ortaya koyan günün dehşetinden Allah'a sığınırız. İnsanoğlu bu dünyada bir nevi uykudadır; öldükten sonra uyanır. Daha önce dünyada yaptıklarının karşılığını görür; fakat iş işten geçmiştir.
Sayfa 28
Gölgelerin perde perde pişmanlığı getirmesi Günün gönlünce geçmediğindendir.
Sayfa 151Kitabı okudu
Ebu Muhammed Feth b. Said el-Mevsılî32 şöyle demiştir: “Hasta yemek, içmek ve tedavi edilmekten menedilirse ölmez mi? Elbette ölür. İşte kalp de aynen bir hasta gibi, üç gün üst üste ilim ve hikmetten mahrum olursa (manen) ölür’. Feth el-Mevsılî (Allah rahmet eylesin) ne de doğru söylemiştir! Gerçekten de kalbin gıdası ilim ve hikmettir, tıpkı bedenin yaşamasının gıda almasına bağlı olduğu gibi kalbin yaşaması da ilim ve hikmete bağlıdır. İlimden mahrum bir insanın kalbi hem hastadır, hem de mânen ölüdür. Üstelik dünya sevgisi ile mal düşkünlüğü ilimsiz kişiyi öyle bir hale getirir ki, bütün hislerini dumura uğratır! Korku, yaranın acısını geçici bir zaman için nasıl engellerse o kişi de artık bu büyük felâketi idrâk etmekten yoksun kalmış demektir! Böyle insanlar işte bu hâle gelir. Fakat ölüm gelip çattığında ve onun dünya yükünü sırtından aldığında, kişi o zaman felakette olduğunu bütün dehşetiyle görür ve fevkalade müteessir olur. Tıpkı sarhoşken veya korku içindeyken aldığı yaralardan sızı duymayan bir insanın ayıldıktan veya korkudan kurtulduktan sonra yaralardan duyduğu sızı gibi, onun o anki pişmanlığı da kendisine fayda vermez. Perdeyi kaldıran günün dehşetinden Allah (cc)’a sığınırız!
Gölgelerin perde perde pişmanlığı getirmesi Günün gönlünce geçmediğindendir.
123 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.