"gurbet hiç değişmez..."🍂
Kadının güvendiği dağ olacaksın azizim, babasının bıraktığı yerden tutup elini koruyacaksın; annesi gibi merhametli olup acılarına çelme takacaksın; kardeşi olup lokmanı böleceksin. Kısacası kadının vatanı olacaksın ki senden uzak her yer gurbet olsun…
Reklam
Bu hasret, bu gurbet ne acı derken Başlarsa bitecek ne kadar erken Bir gün Çankaya'dan bensiz geçerken Hatırlarsın dertli, dertli saz beni...
Hadini de Karacaoğlan hadini Aramazlar gurbet ele gideni Ak göğsün üzerinde çakırdikeni Bitmeyince gönül yardan ayrılmaz.
Sayfa 148Kitabı okudu
Erik çiçek açmış da bahçenin kıyısında Sen ona hiç bakmadan geçmişsen oracıktan Leylek dansa durmuş da bacanın tepesinde O baharlım laklakını durup dinlememişsen Şakır şakır bir tren bir gece köprüsünden Islıkla dalmamışsan gurbet türkülerine Akasya mor akasya ak akasya sarı sarı sarkmış da bahar mavilerinden Yaşamak ne güzel şey diye
Şattülarap :)
Fırat başını alıp, bir gece gurbet yolunu tutuyor ve Dicle de, başka bir yoldan ileriye atılıyor. Mü­temadiyen birbirlerinden ayrılarak, uzaklaşarak, aylarca, bin bela, bin zahmet, yabancı diyarlarda, kah yorgun, kah coşkun, buluşmak ümidiyle koşuyorlar, koşuyorlar. Fırat Sultan ezgin ve macalsiz, sürüklene sürüklene kum deryalarını aşmaya çalışıyor. Şehzade Dicle bir erkek kaplan şiddetiyle çölleri yararak ok gibi mesafeler aşıyor, kabarıyor, taşıyor. Nihayet tılsım yerine geliyor, bir gün, bu iki ezeli aşık buluşuyorlar, sedler yıkan çılgın bir sevinçle birbirlerinin ağuşuna atılıyorlar ve mehtaplı çöl gecelerinin durgun kucağında çiftleşiyorlar.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.