Batum İphone Turizmi
Arkadaşlar gitmeden önce bu yazının sizin için faydalı olacağını düşünüyorum. Ben yaklaşık 3 gündür Gürcistan dayım. Batum yani onların söyleyişi ile Batumi. Nüfusu tahminim 200binden fazla şu dönemlerde. Ticaret belli ki yavaş yavaş gelişiyor. Limanları dolu dolu. Ticaretle ilgili belli ki çok fazla alana etki eden bir oluşumları var. Artvin ve
194 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
Mitolojik, Şiirsel, Destansı Bir Yolculuk Öyküsü: Argonautika
“Zaten biz acı çeken ölümlüler ayaklarımızı mutluluğun üzerine hiç tamamen basamadık. Her seferinde acı bir keder neşemizi kaçırır.” -Rodoslu Apollonios 1. Giriş: Bu yazı direkt olarak bir inceleme yazısı değildir. Antik Çağ’ın önemli yapıtlarından Argonautika hakkında bir akademik makale çalışmasıdır. Ve elbette yalnızca kitap hakkında
Argonautika
ArgonautikaRodoslu Apollonios · İş Bankası Kültür Yayınları · 2018154 okunma
Reklam
Her dava adamının bilmesi gereken üç Siyonist Proje:
Büyük İsrail Projesi: Başkenti Kudüs olan, Arz-ı Mev'ûd yani vaat edilmiş top- raklar üzerinde kurulması planlanan Siyonist devlet projesi. Bu projenin sınırları Fırat ve Nil nehirleri arasını kapsar ve bizim memleketimizin de bir kısmını içine alan bir projedir. Özelde Orta Doğu olarak tarif edilen topraklarda, genelde ise dünyanın herhangi
536 syf.
10/10 puan verdi
İlköğretim döneminde iken bir Türkçe öğretmenim şunu demişti: "Bir yazıya verilecek öncelikli kıymet onun yaşanmış bir olaydan yola çıkılarak yazılmasıdır. Yazacaksan yaşanmışı yaz, sen güzel ifade edemesen bile o yaşanmışlık yazıya kendi hissini verir." Nazan Bekiroğlu Nar Ağacı'nı yaşanmışın üzerine kurmuş ve çıtayı da yükselterek olayların yaşandığı yerleri gezmiş ve özümsemiş. Bunu nereden anladım? Kitap Türkiye, Gürcistan ve İran üçgeninde geçiyor. Ve ben kitapta bahsedilen şehir ve mekânların Türkiye ve Gürcistan ayaklarını gezdim ve o mekânlarda bulundum. Ama kitabı okudukça acaba İran'daki mekânlarda da bulundum mu hissi çokça çıktı karşıma. Sanki Nazan Bekiroğlu gezdi, ben peşinden gezdim. Batum'da bir yer anlattı sanki kitaba değil de bana anlattı. Trabzon'da bir çay ocağında o sessizce çayını yudumlayıp tarihi seyrederken ben de çayımı karıştırıp onu seyrediyordum sanki. Çok kitap okudum ama bu hissi Nazan Bekiroğlu'nda yaşadım sadece. Kitap; edebiyatı, tarihi, coğrafyayı, dini motifleri ve folklörü barındırıp akılda kalıcı notlar, hissi uzun süre kaybolmayan yaralar, gözyaşı, hüzün ve bolca yaşanmışlık ve merak bırakıyor. İnsanın hikâyesinden kaçıp gitme korkusunu ve dürtüsünü hissettiriyor her an. Bu korku da aslında bir nevi intihar değil mi? "Ben bu hikâyeden sessiz sedasız, nasıl çekip gideceğim?" Nazan Bekiroğlu'nu ve Nar Ağacı'nı anlatmakla bitiremem. Kitabı da o kadar çok sevdim ki ne anlatsam eksik kalacak, ne yazsam kelimelerim çiğ olacak korkusu var üzerimde. O yüzden henüz okumamış olanlara tavsiyem, bu yaşanmışlığı yaşamak için geç kalmayın. Keyifli okumalar.
Nar Ağacı (Ciltli)
Nar Ağacı (Ciltli)Nazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202027.5k okunma
Puşkin’in Gürcistan notları & bir Gürcü türküsü
“Gürcistan 1783 yılında Rusya’nın egemenliğini kabul etmişti. Gürcistan 1802’de imparator Aleksandr’ın egemenliği altına girdi. Gürcüler savaşçı bir ulustur. Bayrağımız altında yiğitliklerini gösterdiler. Bilim ve kültür alanında da büyük yetenekleri var. Toplumsal yaşamı seven, şen insanlar. Bayramlarda erkekler türkü söyleyerek sokaklarda dolaşır. Kadınlarsa lezginka oynarlar. Gürcü türküleri çok güzel. Bir tanesini sözcüğü sözcüğüne çevirdiler bana. Sanırım, yakınlarda yazılmış bir türkü bu. Doğuya özgü bir çeşit anlamsızlık var sözlerinde. Ama özgür bir şiirsellik taşıması da bundan. İşte, türkü şöyle: “Az önce cennette doğan ruh! Benim mutluluğum için yaratılan ruh! Senden, ey ölümsüz ruh, yaşam bekliyorum. Senden ey ilkbahar, ey dolunay, senden ey koruyucu meleğim, yaşam bekliyorum. Yüzünün aydınlığı, gülümseyişin, gönlüme ışık saçıyor, bekliyorum. Ey dağ gülü, ey üstünde çiğ damlaları parıldayan gül! Ey doğanın seçkin gözdesi! Sessiz, gizli hazine! Senden yaşam bekliyorum…”
94 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
“Erzurum Yolculuğu…”
Aleksandr Puşkin
Aleksandr Puşkin
’in en büyük hayali, dünyayı gezebilmekmiş. Ama ülke dışına çıkmasına izin yokmuş. O da Osmanlı-Rus savaşını fırsat bilerek orduya sivil olarak katılıp Erzurum’a kadar olan yolculuğunu gerçekleştirmiş. Gürcistan ve Kafkasların doruklarından Ermenistan Tiflis’e, Tiflis’ten Kars’a ve Kars’tan Erzurum’a olan bu yolculuğunu adım adım ve abartısız bir üslupla kağıda işlemiş.. Kitabı, Puşkin’in Osmanlı, Türkler ve Doğu Anadolu coğrafyası ile ilgili gözlemlediklerini merak ettiğim için okudum. Yazar, kitapta Gürcü ve Ermeni halklarını abartarak överken, genel olarak Çerkez, Tatar ve Türklere yukarıdan ve onaylamayan bakışlar atıyor. Yine de düşmana karşı kısmen tarafsız diyebiliriz. Şehit düşen bir Türk gencini, yaralı askerleri kaleme alış şekline baktığımızda, aslında Puşkin’in savaş karşıtı sanatçı kimliğini görüyoruz. Zaten bu nedenle ve objektifliği yüzünden de Rus yayıncılar, yöneticiler ve sosyete tarafından eleştirilere maruz kalmış.. Bu seyahatname, Puşkin edebiyatına başlamadan önce yazarı tanımak için birebir. Ayrıca, bir Puşkin nişanı sahibi olan kitabın çevirmeni
Ataol Behramoğlu
Ataol Behramoğlu
da notlarıyla kitaba ayrı bir güzellik katmış…. (Not: Puşkin’in Erzurum’da kaldığı evin müzeye dönüştürülmesi planlanılıyormuş).
Erzurum Yolculuğu
Erzurum YolculuğuAleksandr Puşkin · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20221,365 okunma
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.