94 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
“Erzurum Yolculuğu…”
Aleksandr Puşkin
Aleksandr Puşkin
’in en büyük hayali, dünyayı gezebilmekmiş. Ama ülke dışına çıkmasına izin yokmuş. O da Osmanlı-Rus savaşını fırsat bilerek orduya sivil olarak katılıp Erzurum’a kadar olan yolculuğunu gerçekleştirmiş. Gürcistan ve Kafkasların doruklarından Ermenistan Tiflis’e, Tiflis’ten Kars’a ve Kars’tan Erzurum’a olan bu yolculuğunu adım adım ve abartısız bir üslupla kağıda işlemiş.. Kitabı, Puşkin’in Osmanlı, Türkler ve Doğu Anadolu coğrafyası ile ilgili gözlemlediklerini merak ettiğim için okudum. Yazar, kitapta Gürcü ve Ermeni halklarını abartarak överken, genel olarak Çerkez, Tatar ve Türklere yukarıdan ve onaylamayan bakışlar atıyor. Yine de düşmana karşı kısmen tarafsız diyebiliriz. Şehit düşen bir Türk gencini, yaralı askerleri kaleme alış şekline baktığımızda, aslında Puşkin’in savaş karşıtı sanatçı kimliğini görüyoruz. Zaten bu nedenle ve objektifliği yüzünden de Rus yayıncılar, yöneticiler ve sosyete tarafından eleştirilere maruz kalmış.. Bu seyahatname, Puşkin edebiyatına başlamadan önce yazarı tanımak için birebir. Ayrıca, bir Puşkin nişanı sahibi olan kitabın çevirmeni
Ataol Behramoğlu
Ataol Behramoğlu
da notlarıyla kitaba ayrı bir güzellik katmış…. (Not: Puşkin’in Erzurum’da kaldığı evin müzeye dönüştürülmesi planlanılıyormuş).
Erzurum Yolculuğu
Erzurum YolculuğuAleksandr Puşkin · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20221,369 okunma
Puşkin’in Gürcistan notları & bir Gürcü türküsü
“Gürcistan 1783 yılında Rusya’nın egemenliğini kabul etmişti. Gürcistan 1802’de imparator Aleksandr’ın egemenliği altına girdi. Gürcüler savaşçı bir ulustur. Bayrağımız altında yiğitliklerini gösterdiler. Bilim ve kültür alanında da büyük yetenekleri var. Toplumsal yaşamı seven, şen insanlar. Bayramlarda erkekler türkü söyleyerek sokaklarda dolaşır. Kadınlarsa lezginka oynarlar. Gürcü türküleri çok güzel. Bir tanesini sözcüğü sözcüğüne çevirdiler bana. Sanırım, yakınlarda yazılmış bir türkü bu. Doğuya özgü bir çeşit anlamsızlık var sözlerinde. Ama özgür bir şiirsellik taşıması da bundan. İşte, türkü şöyle: “Az önce cennette doğan ruh! Benim mutluluğum için yaratılan ruh! Senden, ey ölümsüz ruh, yaşam bekliyorum. Senden ey ilkbahar, ey dolunay, senden ey koruyucu meleğim, yaşam bekliyorum. Yüzünün aydınlığı, gülümseyişin, gönlüme ışık saçıyor, bekliyorum. Ey dağ gülü, ey üstünde çiğ damlaları parıldayan gül! Ey doğanın seçkin gözdesi! Sessiz, gizli hazine! Senden yaşam bekliyorum…”
Reklam
126 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Aleksandr Puşkin, en büyük Rus şairi ve Rus edebiyatının en etkili isimlerinden biriydi. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki; onun şiirleri ve hikayeleri kesinlikle yetenekli bir aklın eserleri. Kendini başkasının sözlerinde bulduğun o harika an hiçbir şeyle karşılaştırılamaz. Bir Gürcü olarak Gürcü ve Gürcistan göndermeleri olan şiirlerini çok beğendiğimi söyleyebilirim. Ölüm ve karamsarlık içeren şiirleri olsa da bazı şiirlerini aydınlatan iyimser bir güneş ışığı da var. İnsan doğasına özgü üzücü bir ikiliği temsil ediyor diyebilirim. Bunlar sadece aşkla ilgili şiirler değil, hayatı oluşturan her şey hakkında. Yıllar, çağlar, anlardan oluşan bir hayat. Sevinç, keder, şüphe anları. Şiirleri hem Rusça hem Türkçe okuyabildiğim için benim için ekstra keyifli bir deneyim oldu diyebilirim.
Seviyordum Sizi
Seviyordum SiziAleksandr Puşkin · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,422 okunma
Derweşe Evdî Irak, Suriye, Ermenistan ve Gürcistan’ daki Yezidiler tarafın­dan toplanan bir sürü versiyon bu hikayenin popülaritesini göstermektedir. Ortak öğeler şu şekilde özetlenebilir: Denveş, babası ‘ Evdi gibi Sincaridir ve Kürt aşiretlerinden oluşan Milli konfederasyonunun mensubudurlar. Denveş Mil­li aşiretinin reisi Zor Temer Paşa’ nın kızı ‘ Edle ya da ‘ Edule’yi sevmektedir. Denveş Milli aşiretleri için, Arap Şammar aşire­tine karşı kahramanca savaşmıştır. Denveş Yezidi, ‘ Edle ise Müslüman olduğu için evlenmeleri yasaktır. En sonunda Derweş savaşta ölür ve ‘ Edle ise yasa boğulur.
·
Not rated
Bakü'de yaşayan Müslüman bir Azeri genci olan Ali Han Şirvanşir ile Hristiyan Gürcü kızı Nino Kipiani okul yıllarında birbirlerine aşık oluyorlar. Farklı din ve kültürlerde olmalarından dolayı karşılarına engeller çıkıyor ama Ali ve Nino, aşkları için mücadele ediyorlar. Bu mücadele sonunda Ali ve Nino tam mutluluğu yakalamışken, savaşın başlamasıyla hayatları ve aşkları bambaşka bir sürece giriyor ve kitabın ilerleyen bölümlerinde iki gencin savaş ortamında yaşadıkları zorlukları okuyoruz. Kitap hakkında düşüncelerim ise konusunun gerçek olması ve etkileyici bir anlatıma sahip olması sebebiyle kısa sürede okunabilecek bir kitap. Ayrıca tarihi olaylardan da bahsedilmesi kitaba farklı bir hava katıyor. Herkese tavsiye ediyorum. Not: Tiflis'li heykeltıraş Tamara Kvesitadze bu öyküden esinlenerek Ali ve Nino heykelini yapmıştır. Bu heykel Gürcistan Batum'da deniz kıyısında yer almaktadır. Ali ve Nino'nun hikayesi aynı isimle beyaz perdeye aktarılmıştır.
Ali ve Nino
Ali ve NinoKurban Said · Elhamra Yayınları · 20182,484 okunma
Azerbaycan'ın Cumhuriyeti'nin İlan Edilmesi - 28 Mayıs 1918
❝ 26 Mayıs 1918'de Gürcü temsilcileri Seym Hükümeti'nden ayrılınca kurumun feshine karar verildi. Aynı gün Gürcistan bağımsızlığını ilan etti. Ertesi gün Tiflis'te bir toplantı gerçekleştiren Azerbaycan temsilcileri geçici bir konsey teşkil ederek Mehmet Emin Resulzade'yi konseyin başkanlığına getirdiler. 28 Mayıs'ta yapılan konseyin ilk toplantısında Azerbaycan'ın bağımsız bir devlet olduğu bütün dünyaya duyuruldu. Hükümet 4 Haziran'da Osmanlı Devleti ile siyasi, ticari, kültürel ve askeri konuları içeren bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşmayla Osmanlı Devleti, Azerbaycan Cumhuriyeti'ni resmen tanıyan ilk ülke oldu. ❞
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.