Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Özlüyorsanız yazın. Konuşmak istiyorsanız buluşun. Suçluysanız, özürünüzü dileyin. Aşkta, gururun yeri yok. Vazgeçmeyin,çünkü yarın her şey için çok geç olabilir.
Özlüyorsanız, yazın. Konuşmak istiyorsanız, buluşun. Suçluysanız, özrünüzü dileyin. Aşkta gururun yeri yok. Vazgeçmeyin. Çünkü yarın her şey için geç olabilir.
Reklam
Aklından geçtiğim an hiç bekleme gel çünkü gururun, kibirin, inadın sevmekte yeri yoktur.
Yürek yangın yeri, kalp acı kederli Sevsem yeni doğacak gibi Sevmesem ölecek gibiyim Elinden tutarsam, yolun sonunu göremeyecek,ama elini bırakırsam kahrindan delirecek gibiyim Seni sevmek büyük yürek ister. ama ne senin taşıyacak bir kalbin bir gururun var . Ne de benim sana teslim olacak bir sevdam var.
Düşme! Düşersen Bağımsızlığını ilan eder, dostların Görüş günleri yasaklanır Gelenin gidenin olmaz. Bayram eder düşmanların Düşme! Düşünce, Bütün düşüncelerin değişir hayata dair Dostluk, arkadaşlık aşk yeniden şekillenir beyninde
"Gururun sonu yeri öpmektir..."
Reklam
LÜTFÜ ŞEHSUVAROĞLU ve TAVIR...
- " (...) 1986-1987’de çıkan İBDA-C’ı dergilerden TAVIR’da, Lütfü Şehsuvaroğlu’nun sorulan suallere verdiği cevab: İsim, TAVIR... Yol belli ve kol Büyük Doğu ve onun doğurduğu İBDA hamlesi olursa, sorunun içinde cevabın saklı olması da elbet kaçınılmaz olur; sorunuzda olduğu gibi… Ben, iki sorunuzu şu iki başlıkta topluyorum: Büyük
- Özel hayatın nasıl gidiyor? - Birisi vardı, ama şimdi yok. (Gülerek) - Olsun, daha önünde uzun bir hayat var. - Öyle tabii, insanlar da kitaplar gibidir. Hayatın boyunca yenilerini okursun. Ama insanın istediği bir şey olmayınca da içi burkuluyor. - Dediğin gibi insanlar da kitaplar gibidir. Bazen rafına koyduğun kitabı on yıl sonra tekrardan eline almak istersin, ilk tanışmanmış gibi bir kez daha tanışabilirsin, çok farklı bir ilişki yaşayabilirsin. Yaşayabilirsin yaşamasına tabii, ama gururun canından çok sevdiğin ile konuşmanı kesmeni sağlayacak kadar büyükse o kitap asla diğer kitaplar ile aynı rafa konulmaz. Göz önünde olmayan, kuytu ve karanlık köşedir onun yeri. Zaman geçer, mantığın kalbine ağır basar ve düşünürsün; sana yapılan hataları, kırıldığın her an yapılan çirkin muameleleri, kendini değersiz hissetmeni sağlayacak davranışları... Ve diyeceksin kendi kendine: ''Bir daha böyle bir aptallığa düşmemek için çok dikkatli olmalıyım.'' Diyeceksin demesine ama kalbin böylesine saf böylesine art niyetten arınmış olunca, doğru insanı bulana kadar aynı hataya tekrar tekrar düşeceksin. Bunun bilinciyle bunları yazarken bile kendini haklı bulacaksın. Durup bir iç çekip devam edeceksin, düşünmeye ve hatalarını tekrar etmeye. Yaptıkların için gönlün rahat olduğu sürece sana yapılanlara üzülmeyeceksin. Dünya hassas kalpler için cehennem ne de olsa. Yaşadığın yere adapte olacaksın ve her seferinde bir öncekinden daha çok seveceksin.
Nietzsche/
T.T. Yalnızlığına kaç, dostum! Seni büyük adamların gürültüsünden sersemlemiş, küçüklerin iğneleriyle de delik deşik olmuş görüyorum. Seninle nasıl susulacağını pek iyi bilir orman ve kaya. O sevdiğin ağaca benze yine sen, o geniş dallıya: sessiz ve dinlercesine sarkar o, denizin üstüne. Yalnızlığın bittiği yerde, pazar yeri başlar; pazar
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.