"İmam Hüseyin aşkına; suyun sızladığını kimse bilmez."
Rüyalara söz geçmiyor, gitmiyor başımızdan gömleğimizde kasten süslü dünya -müsait bir ölümde inememek gibiyiz-
Reklam
Yapmacıksız bir yaşamı özlüyorum, Kurtuluşumuz şiirden falan gelmeyecek, Yaşamamızdan gelecek, gelecekse.
Sayfa 35 - Turgut UyarKitabı okudu
Çürük bir kütük gibi Toprağa yarı gömülmüş Çiçek açmamış hayatım Bu üzgün sona gelmiş
Sayfa 50 - Minamoto YorimasaKitabı okudu
Kadraj hatasıdır bu gidişin! - bir ıslanmak ki sevgilim, üşümeye ihtimaller yetmez-
Kanlarımızı toprağa bağışladık, ya bir Paraguay düellosunda buluşmanın vaktiyse şimdi!
Reklam
Sıralar boyunca çizik içinde kalbimiz, denize paralel uzanmak bile iyi gelmiyor dağlara...
Bizi çok derin kazıdılar be abi! Kavuşmak diye bir şey yok! Kavuşmak diye bir şey! Kavuşmak diye!
Tiramisu'yu belli bir yaşa kadar Japon yazar zanneden şairlerin güzelliği, annemin terlik atarken gözümde bir roman kahramanına dönüşmesi...
Reklam
Sesini ilk duyduğumda ciğerlerimde patlayan cam kırıklarını kendi içime kusmuş gibi olduğum Malatyalı bir ademoğluydu Ahmet Kaya.
Funck Brentano gururla anlatır bu durumu; ''Antakya önlerinde açlıktan şikayet eden Haçlılara, Hristiyan din adamı Pierre I'Ermit şu tavsiyede bulunur: 'Açlığınızın sebebi korkaklığınızdır. Türk cesetlerini toplayın! Tuzlayarak pişirilirse daha lezzetli olur!..' Bunun üzerine Haçlılar onun dediğini yaptılar.''
Sayfa 100 - Funck Brentano, ''Les Croisades'', Paris 1934, s. 24Kitabı okudu
Tarihçi Rudolf of Caen'den nakille; ''Askerlerimiz Maarra'da dinsizlerin (Müslümanların) yetişkinlerini yemek kazanlarında kaynar suda haşladılar; çocukları şişlere geçirerek öldürdüler ve sonra da ızgarada pişirip yediler.''
Sayfa 100 - Amin Maalouf, ''The Crusades Through Arab Eyes''; Londob, al-Saqi Books, bas.:1984, s. 38Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.