536 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
İspanya İç Savaşı Panoramasında Bir Matadorun Yükselişi
‘’Ağlama Angelita, bu akşam ya sana bir ev alacağım ya da yasımı tutacaksın.’’ Bu cümleyi ilk okuduğumda bir süre duraksadım ve ardından birkaç defa daha okudum. İlk harfinden son noktasına kadar oldukça dokunaklı bir cümleydi benim için. Arka kapağını da okuduktan sonra başka bir şansım kalmamıştı geriye. İspanya İç Savaşı’nın gölgesinde
Yasımı Tutacaksın
Yasımı TutacaksınLarry Collins · Alakarga Yayınları · 2017343 okunma
-Efendiler, derdi, suçluyu kazırsanız, altından insan çıkar.
Sayfa 76 - Can yayınlarıKitabı okudu
Reklam
MUHSİN YAZICIOĞLU Bir coşku var içimde bugün Kıpır kıpır Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum Gözlerim parke parke taş duvarlarda Açılıyor hayal pencerelerim Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum
Efendimizin (sav) ve Hz. Ebubekir'in sığındıkları Sevr mağarası...
Allah, örümceğe mağaranın ağzını ağla örmesini emretti, bir çift yabani güvercin de yine kapıda yuva kurdular.Bunların hepsi müşrikleri mağaraya girmekten alıkoydu. Yine rivâyete göre, bugün Harem-i Şerif'te görülen güvercinler o çiftin soyundan gelir. Peygamberimize sağlamış oldukları himayenin karşılığında, nesillerinin artması ve Harem'de avlanma tehlikesinden uzak olarak güven içinde yaşamakla mükafatlandırıldılar.
104 syf.
10/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Zincir öyküsüne metin desteğiyle bir derin okuma denemesi
<<<Güneş tam tepede. Elindeki usturayla insanları paralıyor. Havada ince bir kan kokusu. Ağaçlar, evler, çocuklar, yaşlılar... Aynı kokuyor. Zifirle kaplı mahalle. Güneşle kaynıyor. Simsiyah. Doğan tüm bebekler bu siyahlığın egemenliğinde büyüyor. Yaşlılar bu siyahlıkta ölüyor. Dışarıdan gelenler için dayanılmaz, mahalleli tarafından
Cıs
CısHakan Sarıpolat · İthaki Yayınları · 2021375 okunma
191 syf.
·
Puan vermedi
·
29 günde okudu
Kalemi ‘insan’ olanın mürekkebi kalpten gelir.
İlk defa bir Necati Cumalı kitabı okudum. Hiçbir beklentiyle başlamadım. Sadece yazarı merak ettim ve okumak istedim. Tabi ki tek kitapla yazarı tanımak mümkün değil ama az da olsa bir izlenim oluşturmak için Yalnız Kadın iyi bir başlangıç oldu. Yalnız Kadın’ın da içinde bulunduğu kısalı uzunlu birçok hikayeden oluşuyor kitap. Aşka, ilişkilere, toplum yaşantısına, inanışlara, geleneklere, şehir yaşantısından taşra yaşantısına kadar pek çok konuya dair gözlem ve düşüncelerini dile getirmiş sevgili Necati Cumalı. Okuyan her insan ‘aa oralarda da mı bu böyleymiş?’ veya ‘arkadaş hepsi mi aynı olur?’ gibi cümleler kuracaktır kendi kendine. Çünkü öykülerin içindeki karakterler sadece kurgu değil insanın ta kendisi. Hani sevgili Haldun Taner’in Sait Faik Abasıyanık için söylediği meşhur bir sözü var: ‘Sait Faik, Burgaz çalılıklarından çekti bir kızılcık dalı kopardı, kalem gibi yonttu, ucunu yaşama batırdı ve yazmaya koyuldu.’ diye, işte Necati Cumalı da tam olarak bunu yapmış. Kalemi, tamamen hayat. Tamamen insan. Tamamen biz. Bu şekilde kendimden bir parça hissettiğim kitapları okuduktan sonra bitmesine üzülüyorum. Hem etkisi epey bir süre geçmiyor hem de sonrasında bu tadı verebilecek kitaplar aramaya koyuluyorum. Sanırım durum hikayeciliği beni kendine çekti iyice. En beğendiğim öyküler ise şunlar: Yalnız Kadın Güvercinler İlk Balosu Prenses Elizabeth’e Ne Hediye Göndersinler? Tiyatrocular İstanbul Keyifli okumalar dilerim.
Yalnız Kadın
Yalnız KadınNecati Cumalı · Sander Yayınları · 197558 okunma
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.