Metin Eloğlu için bir inceleme yazısı yazmak, yani insanları sırf onu okusunlar diye yönlendirmek, benim açımdan çok önemli; çünkü diğer incelemeler her ne kadar kendi nezlinde kıymetli olsalar da Metin Eloğlu'nu anlamak için yeterli değiller. Bilvesile ben elimden geleni yapmaya çalışacağım. Şimdiden vakit ayırıp okuyanlara teşekkür ederim.
İlk
NOT : Ayrılığa dair şiirler içerir , kafa yapar.
İki gün önce aldığım Şükrü Erbaş'ın iki kitabından birisiydi " Bir çınlama boşlukta " kitabı. Bu kitaptaki 6-7 şiir, " Kum ile Su" eserindeki şiirlerle aynıdır. Okudukça okuyorsunuz , sıkılmak ne mümkün... Ömür Hanım'la güz konuşmaları yazısı da bu kitaptayken tadından yenmedi. " Yazgı " ve "Seni korumak için " adlı yazılarını mutlaka anlayarak okumaya çalışın. Çok ehemmiyetli konulardan bahsediyor. Muhteşem bir eserdi , denemek isteyenler için kesinlikle tavsiye ederim. Keyifli okumalar
...
"Toprakta Büyür Mü İnsan" kitabının yazarı Kerem Bakıcı, Diyarbakır-Hazro doğumlu. Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu. Birkaç dergide öyküler yazmış ve bu kitabında da o dergide yazdığı birkaç öyküye yer vermiştir. Yazarın ilk kitabı, sipariş etmeden önce biraz tereddüt içerisinde olsam da heyecanla okumayı beklediğim ve beklememe
İlk yağmur damlası düştü, kuru yapraklarına güz'ün...
Ardından kış, kıyamet, dert, hüzün.
Alın yazısı hepsi kısmet...
Ha yazı ha kışı geceyle gündüzün,
Kimbilir....
Kaç günü kaldı ömrümüzün....🍁⌛🍁
Ziya Osman Saba
Selam,uzun bir zamanın ardından inceleme yazısı kaleme almaya karar verdim.Saat 23.44,aklıma ansızın Oruç Aruoba geldi.Türkiye'nin kayıp Nietszche'si.Israrla kullanmadığı noktalama işaretleri ve kelimelerin kalıplaşmış imgesini bozan kimyasıyla bana özgün üslubu sevdiren adam.Güzel adam.Yattığın yer aydınlık olsun.Erken uğurladık
Yıldızların ülkesi var mıdır Edip
Dicle aktığı toprakları seçer mi?
Kasrik boğazı'ndan esen kanlı zemheri
Yalnız Kasrik'te mi üşütür insanı?
Herkes türküsünü elbet kendi sesiyle söyler
İnsanın dili boynuna kement olur mu?
Öldürmeye ekinlerden başlayan adamlar
Eşiklere nasıl bir zulümle gelirler?
Kimsenin kalmadığı darmadağın köylerde
"Önce Vatan" yazısı bir hüzün değil midir?
Bunca kanın helalini kim kime nasıl öder
Mezar taşlarıyla barış olur mu?
Gecesi buz anısı kül ışığı kırbaç
Hangi gurbet bir sürgünün yüreğini doldurur
"Kim istemez şad olmayı cihanda" Edip
Viranede baykuş sesi zafer midir?..
"Beri gel alnımın yazısı,evimin uğuru,
Evden çıkıp yürüdüğünde selvi boylum,
Topuğuna sarmaşan kara saçlım,
Kurulu yaya benzer çatma kaşlım,
İkiz badem sığmaz dar ağızlım,
Güz elmasına benzer al yanaklım...
Kadınım,direğim,doğurganım."
İlk yağmur damlası düştü kuru yapraklarına Güz'ün.
Ardından kış, kıyamet, dert, hüzün.
Alın yazısı hepsi kismet...
Ha yazı, ha kışı, geceyle gündüzün,
Kimbilir...
Kaç günü kaldı ömrümüzün..🍂
"Kendi içinizdeki kuyuya düşmenizi öğütler şair, korkmamanızı. Durup kendi içinize bakmanız için zaman en uygunu gibidir. Üstelik zaman, en çok durup kendi içinize bakmanız için uygun gibidir. Tehlikeli bir yoldur, düşer ve kaybolursunuz."
Öldürmeye ekinlerden başlayan adamlar
Eşiklere nasıl bir zulümle gelirler ?
Kimsenin kalmadığı darmadağın köylerde
Önce Vatan yazısı bir hüzün değil midir ?
Bunca kanın helalini kim kime öder
Mezar taşlarıyla barış olur mu ?
Mart yağmurları, tatsız bir kışın pisliğini süpürüp baharın yolunu açıyor. Lakin ne bahar yazısı geliyor içimden ne derbi tantanası ne kadınlar günü kutlaması... içimde terk edilmişlere özgü bir güz hüznü, ihanet görmüşlere has bir öfke var.
Kendimi o Laz fıkrasındaki Temel gibi hissediyorum: Hani trafiğin ters yönden aktığı ingiltere'de arabasıyla sağ şeritte giderken polisin anonsunu duymuş: "Dikkat, otoyolda bir araç ters yönde ilerliyor". Temel, üzerine gelen arabalara bakıp söylenmiş: "Ne biru uşağum, ne biru... Hepisu... hepisu..." Savaş yazılarını okudukça, "Biz mi ters yöndeyiz" diye kuşkulanıyorum bazen...