Ne güzel bir betimleme
Filiz, sanki bir çıkmazın içine sıkışmış ve avcıların öldürmek için arkasından kovaladığı, nefes nefese kalmış bir Ceylan gibiydi..
Sayfa 157 - EfsusKitabı okudu
Reklam
GENÇ ŞAİRLERE ÖĞÜTLER
Bu çalışmanın değişik yerlerinde Joachim du Bellay, Nerval, Charles Baudelaire ve Mayakovski gibi dört önemli şair ve kuramcının genç şairlere öğütleri yer aldı. Onları bir araya toplamakta yarar var. Bunlara, Dağlarca'nın öğütlerini ve gerek şair, gerek şiir araştırmacısı olarak elli yıla yakın bir süre şiir üstüne çalıştığım için, kendi
Sayfa 633
Güzel betimleme
"yalan söyleyen bir çocuğa, doğruyu şefkatle söyleten bir anne gibi gözlerini gözlerimin içine dikti."
Sayfa 52 - YKYKitabı okudu
Ne güzel betimleme
Her şey sonu sonuna tozdur... Kasabalar, kentler, insanlar, sen, ben...her şey toz.
Sayfa 105 - Arhip dede
Güzel betimleme :)
Ağzın, gözlerin; burnun biçimini keşfetmek, vücudunun nasıl bir biçimi olduğunu, derisini, dokunuşunu, saçlarının uzunluğunu ve yapısını, kulaklarının ar­kasındaki saçın biçimini anlamak isteyen bir kör gibiydi.
Reklam
'Bu iyi bir betimleme,' dedi. 'Eh, sana söyleyeceğim. Benim te­ zim şu: inanmanı istiyor u m.' 'Neye?' 'inanamayacağın şeylere. Açıklamama izin ver. Bir kez, birAmerikalının inancı şöyle tanımladığını duymuştum: "Gerçek ol­ madığını bildiğimiz şeylere inanmamızı sağlayan şey." Adamınfikrini anlayabiliyor u m. Açık fikirli olmamız gerektiğini, küçükbir taşın bir treni yoldan çıkarması gibi, küçücük bir doğr u par­ çasının büyük bir doğr u nun çağlamasını engellememesi gerekti­ ğini anlatmak istiyordu. ilk önce küçük gerçeği elde ettik. Güzel!Onu saklarız ve ona değer veririz; ama yine de onun evrenin tüm gerçekliği olduğunu düşünmeyiz.'
Olabilecek en saçma biçimde yozlaşmış bu şövalye romanlarını Don Quijote'siyle Cervantes yerle bir etti. Ancak önceki romanı yıktığı bir taşlamayı yazarken, adına modern roman dediğimiz yeni bir sanat türünün örneğini de sundu. Büyük şairlerin âdetidir: Eskiyi yıkarken aynı zamanda yeni bir şey kurarlar; asla başka bir şeyi de olumlamadan reddetmezler. Cervantes şövalye romanına aşağı sınıfların sadık betimini sunarak, halkın yaşamını ona katarak modern romanı kurdu. En sıradan ayaktakımının, en adi pejmürdelerin yaşadıklarını betimleme eğilimi sadece Cervantes'te değil, edebiyattaki tüm çağdaşlarında da görülür ve sadece o zamanın İspanyası'nın şairlerinde değil, ressamlarında da bulunur. Güzel Madonnalarını resmettiği en yüce renkleri göklerden çalan bir Murillo aynı sevgiyle bu dünyanın en pis görünümlerini de resmetti. Bu soylu İspanyolların kimi zaman bitlerini ayıklayan bir dilenci çocuğu aslına sadık bir biçimde resmederken de Kutsal Bakire'yi resmederken aldıkları keyfi almaları belki de sanatın kendisine duyulan heyecandan kaynaklanıyordu.
Don Quijote’ye GirişKitabı okudu
Ne kadar güzel bir betimleme ay duygulandım. :’(
Hayatım boyunca şiddetli bir arzu ve ateşli bir özlemle yanan bir aşkı hiç böyle saflık içinde görmemiş , hatta böyle bir saflık içinde ne düşünmüş ne de düşlemiştim. Bu masumiyeti ve bu gerçeği anımsayınca, ruhumun derinliklerinin kor alevi gibi yandığını bu sadakat ve şefkat imgesinin nerede olursam olayım peşimden geldiğini yanıp tutuşan benmişim gibi özlem ve hasret içinde olduğumu sana söylersem bana kızma.
Sayfa 15 - iş bankası,kültür yayıncılık
218 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.