- Kısa boylu, dar omuzlu, geniş kalçalı ve kısa bacaklı bir cinse ‘güzel olan’ demek, ancak cinsel dürtüleri tarafından yönlendirilen erkek bir beynin ürünü olabilir: kadının tüm ‘güzelliği’ ancak bu cinsel dürtüde mevcuttur. kadını ‘güzel olan’ yerine ‘estetik olmayan’ olarak tanımlamak daha haklı bir betimleme olurdu.
Ne güzel betimleme!
Çoğunlukla o konuşurdu, bu da bana uyardı;öykülerini aktardığı KAP olmaktan hoşnuttum.
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
Bu ne tatlı dildir. Sevgi sözcükleri değil tatlı bir betimleme
Sofi: " olmaz güzelim," dedi. Olmaz Sultanım. Bir can için değer mi? Sofi senin dillerine kurban olsun. Güzel konuşan , ballar akan...Sofi senin saçlarına kurban olsun, sırma tel... Sofi senin gözlerine kurban olsun, ceren bakışlım... Sofi senin boylarına kurban olsun , suna boy... Sofi senin yüreğine kurban olsun, Leyla sevda... Hem bir ateş harmanı... Herşeyin bir çaresi var. Bu ölümün çaresi yok. Herşeyin bir çaresi var , bu aşkın sonu yok. Sofi senin çaresizliğine kurban olsun. Senin için böylesi daha iyi.. Sofi senin umutsuzluğuna kurban olsun. "
Ne güzel bir betimleme...
"Bu hayaller kafamda yaban çiçekleri gibi durmadan açıyordu."
Ne kadar güzel bir betimleme:)
Sıcak bir günde son ders saati; Okulun bitmesine yirmi dakika var.Öğrencilerin çoğu,uzaklara bakıyor.Birkaçı fısıldıyor, bazıları esniyor, diğerleri notlarını geçiriyor ve tümü sıcak bir asfalttaki solulcanlar gibi kıpırdıyor.
Sayfa 155Kitabı okudu
Her seferinde yıldızların altında olduğumuzu söylüyoruz. Değiliz elbette... ne yukarısı var ne aşağısı ve yıldızlar her yönden çevremizde. Ama onların altında olduğumuzu söylüyoruz ki bence güzel bir betimleme. Kullandığımız lisan, insanı yüceltiyor sık sık -ben, sen diyoruz kendimize; öteki hayvanlar ile eşyalara şu, bu yakıştırıyoruz- fakat dilimiz bizi yıldızların altına koyuyor, hiç değilse.
Sayfa 202Kitabı okudu
Reklam
Güzel bir betimleme
Günün bu saatini her zaman çok severdi, şimdi de bu saati gözlüyordu; güneşin doğuşundan önceki ağır ağır aydınlanışın bir parçasıymışçasına, havanın kurşuniliğini içinde hissediyordu; katı cisimlerin koyulaştığı, uzayın aydınlandığı, geceleyin parıldayan ışıkların giderek sarılaştığı, sonra gündüzün gelişiyle soluklaşıp yok olduğu o saati bekliyordu.
Sayfa 454 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
güzel bir betimleme olmuş
İlk çekingenlikler ne kadar tatlıdır. Oysa insan, bu beceriksizlikleri bir an önce yenmeye çalışır. Bütün gücüyle büyüyü bozmak, buzları kırmak için uğraşır. Birlikte yapılan her yeni hareket de, istenmediği halde bu büyüyü geri getirir: insana yeni bir fırsat verir.
218 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.