Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ben / Çizilmiş bir yaşama atanmışım gibi. -Cahit Zarifoğlu, Yedi Güzel Adam
Kendi hayatı yanında insan hayatinin nelerle dolu olduğu düşüncesi bütün çıplaklığıyla karşısına dikilince, içinde birikmiş meseleler uyanıp, karanlk bir harabeye giren gün ışığının ansızn ürküttüğü kuşlar gibi uçuşmaya başlayınca, llya llyiç'i bir korku sardı. Yarm kalmış bir adam olduğunu, ruh güclerinin gelişmeden kaldığını, hayatına bir ağırlığın çöktüğünü düşündükçe içi parçalanıyordu. Başkalarının zengin, hareketli hayatını kıskanıyor; kendi hayatının yolunu ağır bir kaya parçasıyla tıkanmış, daracık, zavallı bir keçiyolu gibi görüyordu. içinde, hiç uyanmadan kalmış, biraz kurcalanmış, fakat hiçbiri sonuna kadar işlenmemiş birçok yetenek olduğunu acı acı seziyordu. İçi yanarak anlıyordu ki onda gömülü kalmış iyi ve güzel bir seyler vardi; belki çoktan ölmüş ya da bir dağın derinliklerindeki altin gibi saklı kalmış olan bu hazine çoktan meydana çıkmış olmalıydi. Ama öyle derinlerde kalmış, üzerine öyle pislikler yığılmıştı ki...
Reklam
Sait Faik'e bir süreliğine veda alıntısı olsun.
Bir pazartesi günüydü. Günler şu garip günler! Uykumuzun içinde saatleri başlayan günler! Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün, kaldı mı üçte ikisi... Yap bakalım hesabını!.. Hey gidi pazartesi hey! Kaldı on saatin. Bir saat kavgaya say, bir saat konuşmaya, iki saat yürümeye, yarım saat düşünmeye koy, yeme içmeye de
Sayfa 79 - Lalettayun: gelişigüzel
240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
#kitapağacidevrialemkulübü ile Mart ayında okuduğumuz Omer Friedlander'ın "Kutsal Topraklarda Hava Satan Adam" isimli eseri Orta Doğu'da geçen onbir öyküden oluşuyor Hiç bitmeyen İsrail Filistin gerginliği, Orta Doğu'da sonu gelmeyen savaş hali günümüzde hepimizin çaresizlik ve üzüntüyle tanık olduğu soykırıma dönmüş
Kutsal Topraklarda Hava Satan Adam
Kutsal Topraklarda Hava Satan AdamOmer Friedlander · Livera Yayınlar · 202252 okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Aşık bir adam , iyi bir eş ve baba olarak Sabahattin Ali'yi tanımak... tüm samimiyeti ile sevdiği insanlar için her daim iyimser, mutlu ve umutlu olması için çabalayan düşünceli bir Sabahattin Ali görürüz mektuplarda.... .zamanla derinleşen geride bıraktığı ailesine duyduğu özlem, merakı ve sevgisi de mektuplarında hissedilmektedir. beraberinde yayın hayatı , parasal sıkıntıları, hapishane günleri de mektuplarda geçen konulardır. Sabahattin Ali'nin ölümünü düşününce bir kere daha üzülüp , bu güzel insanı ne erken kaybetmişiz meğerse....
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,3bin okunma
Yakışıklı diye linçten kurtulan Kuvayı Milliyeci
Binbaşı Hüsrev, yanındaki yirmi atlıyla Gerede’ye gitmişti. Köprünün başında, öbür taraftan bir alay insanın kendisine bayrak ve el salladığını görmüştü. Bunu barış ve dostluk belirtisi telâkki ederek köprüden geçmişti. Geçer geçmez, halk onu attan indirerek taşlamaya ve dövmeye başlamış. Garip olarak canını kurtaran şey, sırf çok yakışıklı bir adam olmasıydı. Kalabalık arasından ihtiyar bir kişi Binbaşı Hüsrev’in üstüne kapanarak: — Bu kadar cesur ve güzel adamı nasıl öldürebilirsiniz? Ben ömrümün sonuna geldim, Allah ve Peygamber aşkına öldürmeyin, diye feryat etmiş. Garip olarak bir an için kalabalık durmuş, Binbaşı Hüsrev ile Osman Bey’in boyunlarına ve ellerine zincirler takılarak, bir taraftan taşlanarak, bir taraftan da yüzlerine tükürülerek hapishaneye götürülmüşlerdi. O günlerde kasaba hapishaneleri demir parmaklıklı bir kapı arkasında ufak bir yerdi. Halk demir parmaklığın arkasından, ellerindeki kamaları sallayarak kapıyı taşlamış ve onları tehdit etmişlerdi. Hilâfetçilerin arasında, Sefer adını taşıyan bir Çerkes şef sayesinde canlarını kurtarmışlardı. Bu adam, her nasılsa Millî Mücadele’nin kazanması ihtimalini dikkate alarak onları kurtarmıştı. Biz onların İstanbul’a götürülerek idam edilecekleri haberini alınca, aramıza bomba düşmüş gibi şaşkına döndük.
Reklam
188 syf.
8/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
Simyacı romanı 1988 yılında yayınlanmıştır. Brezilyalı yazar Paulo Coelho (1947) tarafından yazılan eser, dünyada en çok okunan eserler listesine girmiştir. Eserin konusuna gelecek olursak; Seyyah olmak isteyen Santiago, babasının rahip ol teklifine karşın en çok seyahati çobanların yaptığına inandığı için çoban olmak istemiştir. Sürüsünü otlatırken dinlendiğinde sık sık aynı rüyayı gören Santiago, rüyasını yaşlı bir adama anlatmış ve yaşlı adam da onun bir yolculuğa çıkması gerektiğini söylemiştir. Santiago'nun çıktığı bu yolculukta başından bir dizi olaylar geçmiştir. Bir nevi Santiago, kişisel menkıbesini yaşamıştır. Bu eseri yaklaşık üç yıl önce okumuş ve hayatımda okuduğum en berbat kitaplardan biri olarak değerlendirmiştim. Ama bu seferki okumamda bana düşündürdükleri, hissettirdikleri çok çok başkaydı. Demekki gerçekten de her kitabın bir zamanı varmış. Neredeyse hepimizin bir konfor alanı var ve o alanımızdan çıkmaya cesaret edemeyiz. Aslında çıkarsak yeni ufuklara, yeni tecrübelere atılma şansımız çok fazla ama ne yazıkki tercih etmiyoruz. Santiago ise koyunlarıyla mutlu olmasına rağmen, merak duygusuna yenik düşüp rüyasının peşinden gitti ve kendi hazinesini buldu. Akıcı ve güzel olan bu kitabı okuyun okutturun. Keyifli okumalar dilerim...
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023206,3bin okunma
560 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Şevket Süreyya'nın Tek Adam eserinin ikinci cildi. Muharebe ve savaşlar en sona bırakılmış, isyanlar hariç eğer okumak istiyorsanız. Birinci cildi gibi gene biyografiden çok tarih kitabı gibi. Fakat bu cildde biraz daha olayların içinde olduğundan Atatürk ile alakalı daha çok bahis ediliyor. Öğretilen yüzeysel tarihten daha detaylı olması açısından bence güzel bir eser. Okunmalı.
Tek Adam - Cilt 2
Tek Adam - Cilt 2Şevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi · 20171,487 okunma
Theatre
(kül sokağı sakinleri) yüksek bi ses patladı kulağında. -----heeeyy, kime diyorum ulan! kaybolun burdan..-----ben sana git demedim mi. bir huyu vardı---- denilenin her zaman aksini yapan. -------gitmez! gitmedi tabi. bir tanesinde sustalı bıçak. kof, genelde yüreği olmaz bunların. köprünün başını mesken tutmuşlar. haraç istiyor da aga canını
Sağımda bir başka mezar. Bu güzel bir kameriyeye benziyor. Her tarafı demir çubuklarla örtülü, demir çubuklu bir çatısı da var. Tam üstünde bir ay yıldız. Hani oturup rakı içmek için fevkalade bir yer. Akşam karanlığı basınca kim bilir katırtırnaklarınun kokusu ne ağırdır burada.
Sayfa 93 - Kameriyeli MezarKitabı okudu
Reklam
Herkesin zevke ilişkin görüşü farklıdır. Bir parça afyon yutmadan mutlu olamayan bir adam tanımıştım. Onun rüyalarında cennet afyondan yapılmış bir yer olmalı. Oysa bu benim için çok kötü bir cennet olurdu. Arap şiirinde cennette içinden ırmaklar akan nefis bahçeler olduğundan söz edilir. Ben hayatımın büyük bir bölümünü fazla sulak bir yerde geçirdim; her yıl birçok köy sular altında kalır ve binlerce insan can verir. O yüzden benim cennetimde ırmaklar olmaz; ben az yağış alan bir yer isterim. Zevklerimiz hep değişir. Genç biri cennetin hayalini kuruyorsa orada kendine güzel bir eş de vardır. Aynı kişi yaşlandığında artık eş istemez. Bizim cennetlerimizi yaratan ihtiyaçlarımızdır, onların değişmesiyle cennetler de değişir.
80 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap hakkında ne söylesem bilemiyorum, bazen kitaplarda başkalarının görüp benim göremediğim bir şeyler aramaktan yoruldum. “Acaba yazar ne dedi?” “Hmm acaba şu kadehi şuraya koyarken bilmem neyin neyi oldu” şeklinde düşünmek beni yoruyor. 80 sayfalık bir kitabın bir amacı olmalı ya o şey o kitapda vardır ya da yoktor. Bir okur yazarın ne düşündüyünü çözmeye çalışırsa işimiz var demektir. “Kızıl Kahkaha” mesela yazar 80 sayfa yazmış ,savaşı bildiyim cümlelerle deyil ama öğle anlaşılır ruha işleyecek şekilde yazmış ki oturubda bu cümlesinde şu teoremi söyledi diye düşünmüyorsun. 80 sayfalık bir kitabın verdiği şey nettir yani neyi okuyorsan odur . Kitapta karakterini sonuna kadar sorguladığım bir yaşlı amcamız var ,üzgünüm ama fırının önünde kuyruk olmuş ekmek almaya çalışan insanlar üzerinde 10 dakika empati kuran, savaş hakkında bir kelime bile duymak istemeyen adamın , kendi uçkuruna düşkünlüğü yüzünden ,kendi boş anlamsız hayatına bir macera katmak için giriştiği zamparalığın ve o ölüm korkusu kapıya dayanınca, para karşılığında yattığı kadınla empati kurmaya bilmem ona bir şeyler öğretmeye çalışması ,en sonunda yaşlılar ve gençlerin ilişkileri yönünden kitap yazması falan bundan bilmem ne teorisi bilmem ne duygusu yok . Empati kurulucak bir olay örgüsü yok. Tolstoy “İvan İlyiçin Ölümü” daha güzel bir örnek. Bu kitapda yaşlı adam bir şey aramıyor ya da aydınlanmıyor, yozlaşmış kendi bencilliği içinde yaşayan ve kendi zevkleri yüzünden ölen yaşlı bir adam okuyoruz ,fazla anlam yüklemeyin
İyi Yürekli Yaşlı Adam ile Güzel Kızın Öyküsü
İyi Yürekli Yaşlı Adam ile Güzel Kızın ÖyküsüItalo Svevo · İthaki Yayınları · 2021595 okunma
Çünkü kayıtsızlık noktasında olan bir adam için en güzel gösteri başkalarının yaşadığı heyecandır.
içim ey içim bu yolculuk nereye yine bir şehrin ölümünü başlatır gibisin
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.