Seni dusunmek
Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken... Ne güzel şey hatırlamak seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının... İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti... Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya
NE GÜZEL ŞEY HATIRLAMAK SENİ - NAZIM HİKMET
Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken... Ne güzel şey hatırlamak seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının... İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti... Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya
Reklam
nes neb peh zukoy...
Henüz hiç bir kadın üşüyor diye sevgilisine ceketini vermemiştir. Bu yüzden hiçbir erkek, bir kadını, asla tam manasıyla sevmeyecektir. Omzun da yüksekti zaten ceketim kısa. Moda kısaltmıştı. Sen nasıl uzamıştın modatik cekete inat. Zaten bir sen anlaşılamazdın bir de sevgili Stalingrad. Evcil kargam bile korkardı senden... Evet evcildi
1887 yılında Japon imparatoru Meiji dönemin osmanlı padişahı 2. Abdülhamid’e armağanlar gönderir. Bu, tarih de ilk türk ve japon yakınlaşmasıdır. Tabi Meiji japonyayı dışa açmakta dünyayla buluşturmakta kararlı bir imparator. Temasın bir nedeni bu ama aynı zaman da o tarih de japonlarla bizim ortak bir düşmanımız var. Ruslar. Yani ruslarla her iki
Cumhuriyet öncesi İstanbul da tramvay taşımacılık hakkını bir Belçikalı şirket elinde tutuyordu. Fakat cumhuriyet ilan edildi artık özgür bir Türkiye var. Ve ülkemizde iş yapan bütün o yabancı firmalarla Cumhuriyet Türkiye'si bir kez daha masaya oturdu. Denildi ki artık o dönem bitti artık karşınızda özgür bağımsız bir ülke var şartnamelere
Dedemin Düşündüren Hikayesi
Benim güzel dedem. Şu meşhur 60 70'li yılları üniversite eğitimine denk gelen sosyalist öğrenci dedem. - Köyde en zeki bendim. 6 senede Üniversiteyi bitirdim bu bile ne kadar zeki olduğumun kanıtıdır diyor. - Fazladan mı okudun diyorum. Yok yani okulu uzattıysan bu nasıl bir zekilik. - Zekiydim işte diyor. O zamanlar üniversite bitirebilmek büyük zeka işiydi, ben bunu becerdim diyordu. (siyasi olaylar yüzünden üniversiteler kapatılırmış o yüzden bitirmesi uzun sürmüş.) Gerçekten de öyleymiş kendi köyünden üniversiteye giden 3 arkadaşından üniversiteyi yani İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisini tek bitirebilen oymuş. Sonra hikayesini anlatmaya başlıyor. Bir konuşma yaptım epey alkış tezahürat aldım madalya beklerken kodese attılar. Annem duydu tabi bana mektup yazdı. ''Oğlum ne halt yedin oralarda ben tüm topladığım çayın parasını sana yolladım oku adam ol diye. Söyle bana ne halt yedin.'' Aldım kalemi kağıdı anacım yemin ederim sadece konuştum başka hiç bir suçum yok. Annemden ikinci bir mektup geldi. Oğlum konuşmak suç olsa Şaziye teyzeni atarlar mahpusa. Kocası bile dayanamadı konuşmasına alamanyaya kaçtı. Geçen gelen jandarmaya bile iki saat söylendi bir şey olmadı. Sen ne yaptın ki oralara girdin. Bir kaç gün sonra hakimin karşısındayım. Hakim ''Savunmanı yap oğlum'' dedi. Ben de anlattım. Sayın hakim Anam diyor ki ''konuşmak suç olsa Şaziyeyi yakalarlardı seni niye yakaladılar hapse attılar.'' Ben anama yazacak cevap bulamadım. Siz söyleyin ben anama ne cevap yazayım. Hakim biraz düşündü. Git ananın yanına ''konuşmak suç değil de ve elini öp'' dedi. Böylece kurtuldum.
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.