Kavramların birbiriyle uyumu, Farsça şiirlerin en önemli bileşenlerinden biri olarak addedilir. Ama basit tenasüp, bir ifadenin çifte anlamının olması demek olan iham-ı tenasüp’le (belirsiz anlamın örtüşmesiyle) geliştirilebilir. Öyle ki okur veya dinleyici bir anlığına şairin aktarmak istediği anlamı anlamayabilir. Hâfız şöyle der:
Ayım dün şehri terk etti,
Ve bu bana bir yıl gibi geldi.7
“Yıl” ve “gün” de zikredildiğinden “ay” kelimesi muhtemelen ilkin “ay’a (İngilizcesi month)” özgü bir şey olarak algılanacaktır. Ama aslında bahsedilen aya benzeyen sevgilidir. Ayrıca bir kelime oyunu daha yapılmıştır: şehr (şehir) kelimesi Arapçada "ay” anlamını da gelir. Başka bir yaratıcı örneği de Hâfız’ın çağdaşı ve rakibi Imâd-i Fıkîh'in kaleme aldığı şu dizelerdir:
Kalbim akan suda güzel yanağının yansımasını görünce,
Sersemleyip 'Mâhî' diye bağırdı!3
Mâhi, 'balık' veya "Aysın' anlamlarına gelebilir ya da Arapçada "Şu nedir?!" demek olabilir. Muharebeyle gök gürültülü fırtınanın dört yönünü birleştirdiği Enverî'nin kasidelerinden birindeki muharebe tasviri farklı bir boyutta ama benzer açlardan hayranlık uyandırıcıdır:
Davul gök gürültüsü gibi, kılıçlar şimşek gibi,
Oklar yağmur gibi ve toz bir bulut gibi!9