Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
YAKICI SIR / STEFAN ZWEIG
Kadın avcısı Baron’un hiç bir ayrım yapmadan gözüne kestirdiği her kadını elde etme isteği bu kez zorlu bir hedef seçmiştir.Evli olan kadın on iki yaşındaki oğlunun sağlık sorunu nedeniyle evinden ayrı bir otelde konaklamaktadır.Onu hedef alan Baron’un, kadının radarına girmesi ise kolay değildir.Bunun farkına varan adam çok adice bir yol seçerek kadının oğlu Edgar ile sohbet edip annesine ulaşmayı amaçlar.Nitekim çocukluk ile yetişkinlik geçişi arasında kalmış olan Edgar için kendinden büyük bir yetişkinin onun arkadaşlığından keyif alıyor olması büyük mutluluktur.Özellikle sevgi açlığı ile yalnızlaştırılmışken Baron’un yakınlığı ilaç gibi gelmiştir.Bu ilişki Baron’u kadına ulaştırır ve zamanla sohbetler daha da ilerler.Bu arada Edgar ikili için artık fazlalıktır.Ve her an ondan kaçarak görüşmeye çalışırlar.Ama ufak bir sorun vardır.Edgar, arkadaşının ve annesinin neden ondan kaçtıklarını, ondan ne sakladıklarını öğrenmek için her yolu denemeye kararlıdır.Hiç pes etmez ve yakıcı sırrı öğrenmek için uğraşır.
•••
Baron’a sinir oldum resmen kadına ulaşmak için çocuğun duygularını suistimal etti.Oysa Edgar gerçekten çok sevmişti onu.Annesi ise ikilemde kaldı.Kadın olmakla anne olmak arasında çok bocaladı.Onu her an dizginleyen ise hiç farkında olmadan mani olan Edgar oldu.Sahip olduklarımızın değerini kaybettikten sonra anladığımızın güzel bir örneği olduğunu düşünüyorum.Tek solukta okunacak kısa bir hikaye için öneririm.
O N U R
“Güvensizlik, insanın içini kemirip tüketen bir duyguydu.”
“Hayat iyi ve kötü yüzünü mutlaka gösterirdi. Mutlak bir biçimde zaman geçerken bir çentik atmadan ilerlediğini düşünmek mantıklı değildi.”
“Ecele mâni olunamaz, herkesin başına her an bir şeyler gelebilir. Bu olasılık her dem var. Önlemek ya da kaçmak içinse yaşamımızı bir
Her insan hayatının bir parçasında duygusal çatışmalar ve zihinsel karmaşa yaşar. Bu süreçte zihnimiz çeşitli savunma mekanızmaları oluşturarak akıl sağlığımızı korumaya çalışır. Ancak bazen zihnimiz gerçeklikle bağlantıları koparır ve bizi çarpıtılmış düsüncelere iter. Bu kimine göre deliliktir. Ancak gerçek delilik bunun delilik olduğuna inanmak
İnsanların birbirlerine duydukları saygının kaynağı nedir? Ya da birbirlerine saygı duymalarının nedenleri nelerdir? Karakter, davranışlar, karakter ile davranışların uyumu, toplumsal hiyerarşideki konum, zenginlik- fakirlik, soyun itibarı ve taşıdığı unvanlar, korku ve daha uzayıp gidecek uzun bir liste verilebilir bunun için. Bu nedenlerden
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
-SPOİLER YOK-
Edebiyatımızın ilk romanı olarak kabul eden bu kitap (Talat ve Fitnat’ın Aşkı) daha Atatürk bile doğmadan yıllar önce tam 1973’te yazılmış. Dolayısıyla günümüzde alışık olmadığımız ya da unuttuğumuz bir çok özelliği, kültürü de barındırıyor.
Konusuna değinecek olursak Talat Bey, kalemde çalışan -anladığım kadarıyla- yakışıklı bir
Kitabı okuduğunuzda sanki yabancı bir film izliyormuş edasına kapılıyorsunuz . Romanda kahraman ile okuyucu arasındaki mesafe net bir şekilde ortaya çıkıyor . Böylelikle okuyucu olay örgüsüne objektif yaklaşım sağlayabiliyor. Yazar burda farklı bir
Teknik kullanmış . Kitabın sayfalarıyla birlikte ordan oraya sürüklenip ani gelişen hislere mani olamıyorsunuz . Mesela ben ; Sami ve filiz yarım kalan hikayesini tamamlama hissine engel olamadım açıkcası. Ve en önemlisi hayatta bazı olayların kalan hayatımızın üzerinde ne kadar etkili olduğunu asıl benliğimizi oluşturan faktörleri ve fikirlerimizin doğuş kaynağı yaşamımızın sarsıcı analarından oluştuğunu yazar bir kere daha gözler önüne seriyor . .. Okunabilecek güzel bir kitap tavsiye ediyorum.
