Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
" Ah sevgili Margarete ! Bilsen ki , temiz kalplilik, namusluluk, dürüstlük gibi faziletler her zaman hak ettiği karşılığı bulamıyor. Çok az insan , kendisinde bu güzel huyları toplayan kimseye saygı duyar... Fakat, ne yazık ki , kibirli , soylu , zengin, okumuş ve biraz da güzel kızlar her yerde baştacı ediliyor."
İyi bir evlilik için de iyi olan biriyle evlenmek gerekir. Ama günümüzde bu iyi olan, “en güzel olan” şeklinde değişmiştir. Güzel, varlıklı biriyle evlenmek esas görülür. Böyle olunca insan güzel ve varlıklı olmayı birinci amaç olarak görmeye başlar. Bu da hayatı bir mücadeleye çevirir.
Reklam
Ne olursa olsun hayal kurmaktan sakın vazgecme ! Gerçekler can yakarken mutlu edebilir ayrıca her insan kurduğu her hayalde mutlaka mutludur ve her şey istediği sekilde gerçekleşiyordur Hem hayaller gerçeklerin kirli ve sisli havasinda göğsün daralip nefes alman guclesince oksijen tüpü yerine de kullanılabilir
Kendi duygularını, zamanını, öz kaynaklarını, yeteneklerini başkalarından farklı olarak, tavizsiz ve kararlı bir şekilde yönetemeyenler başkaları üzerine bir tesir meydana getiremezler.
İnsan yargı hatası yapar ama “her şeyi güzel yapan” bir O vardır.
Sayfa 93 - İthaki
Reklam
İnsan kendindeki izzet sayesinde başkalarının izzetini görür ve korur.
• Geriye doğru dönüp baktığında en güzel günlerinin mücadelerle geçen günler olduğunu fark edeceksin... •
Sahi KitapKitabı okuyor
Matrix'in ilk filminde Ajan Smith'in Morpheus ile paylaştığı ilginç bir tespit söz konusudur. İnsanın canlıları sınıflandırmasında, kendisini memeli sınıfına koymasının hatalı olduğunu öne sürer. Çünkü yeryüzündeki bütün memeliler muhtaç oldukları doğa ile mükemmel bir denge içerisindedirler. Ama insan öyle değildir. Bulunduğu yeri sonuna kadar sömürür, yok eder ve kendisine yeni sömürülecek yerler arar. Canlılara baktığımızda bu tarz yaşayan bir canlı daha söz konusudur. O da virüslerdir. İnsanlar da tıpkı virüsler gibi çoğalır, yok eder ve kendisine yeni yok edilecek yerler arar. Yukarıda vurguladığımız "insan doğup, mikrop ölme" tespiti her ne kadar insanlığın doğaya olan acımasız yaklaşımına güzel bir gönderme yapıyor gibi görünse de bu cümle mecazi bir mesaj kaygısından uzak, oldukça bilimsel bir gerçeğin altını çizmektedir. İnsan olarak doğuyoruz. Oldukça korunaklı, tüm mikroplardan uzak, steril bir yer olan anne rahminde yetiştik hepimiz. Ama daha sonra dünyaya gelmek zorunda kaldığımız, o ilk andan itibaren deyim yerindeyse kirlenmeye başladık. Artık mikroplar her yerimizdeydi ve o kadar hızlı çoğaldılar ki sayıları bizden daha fazla hale geldi. Evet, sevgili okuyucu, muhtemelen elinizdeki bu kitabı alma konusunda verdiğiniz kararın, beyninizdeki bir grup nöronun arasındaki elektriksel iletişime ait olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Ama bu kitabı almanıza neden olan etkenin, vücudunuzda yaşayan bir grup mikroptan kaynaklanmış olabileceği ihtimalini unutmayın lütfen.
İyi bir evlilik için de iyi olan biriyle evlenmek gerekir. Ama günümüzde bu iyi olan, “en güzel olan” şeklinde değişmiştir. Güzel, varlıklı biriyle evlenmek esas görülür. Böyle olunca insan güzel ve varlıklı olmayı birinci amaç olarak görmeye başlar. Bu da hayatı bir mücadeleye çevirir.
Sayfa 32
Reklam
İnsan olarak doğup, mikrop olarak ölüyoruz.
Sonuçta minnacık mikroorganizmalardan bahsediyoruz, değil mi? En fazla ne yapabilirler ki? Yakın dönemde yapılan birçok çalışma şunu göstermektedir ki bu mikroorganizmaların beynimiz ve davranışlarımız üzerine çok ama çok büyük etkileri bulunmaktadır. Ruh halinizden tutun seçeceğiniz yemeğe, hatta sıkı durun eş seçiminize bile karışan bir canlı topluluğundan bahsediyoruz. Peki nasıl? İşte elinizde tuttuğunuz bu kitapta, bu canlılarla olan garip ilişkimizi ele alacağız ve sevgili okuyucu inanın bana çok ama çok ilginç bir dünyaya yolculuk edeceğiz Bu yolculuk sırasında öğreneceğiniz tüm bilgileri tek bir cümle ile ifade etmek gerekseydi eğer, aşağıdaki cümle durumumuzu fazlasıyla güzel özetlerdi. İnsan olarak doğup, mikrop olarak ölüyoruz.
Cârullah Efendi'nin kitaba yaklaşımı her şeyi bedelini verip satın alan günümüz insanına ilginç gelebilir. O, kitabı "Allah'ın sunduğu en güzel nimetlerden biri" olarak değerlendiriyor ve sahip olduğu bir kitapla " şeref bulduğunu" söylüyordu.
(...) insan ruhu, daima hercümerç halindedir. Ona ancak, güzel sanatlar şekil verebilir.
Sevgili Mektupkardeşim, Çoğunlukla karşılaşmayız bile seninle. Mektuplaşır dururuz. Yaklaşırız içten içe, konu komşu olur, eş dost olur, dertdaş sırdaş oluruz kendimize çaktırmadan. Muhtaç oluruz birbirimizin varlığına, birbirimizin ihtiyâcı oluruz. Harfler söze, sözler sohbete, sohbetler muhabbete dönüşür gel git. Muhabbetler sese, sesler vahye. Sen beni vâr edersin ben seni. Demden deme geçeriz mektup mektup, sen hiç olmadığın kadar sen olursun, ben bir de bakarım ta kendisiyim kendimin. Hep senin sayende. Bağlanır giderim güzel varlığına. Olur mu derler, olur, insan hiç görmediğini de özler; ben seni çok özlerim.
Sayfa 165Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.