Düşünce özgürlüğünün düşmanları için bir kitabı yasaklamak hiç de zor değildir. Kitabın içinde bir şey bulamazsanız kapak rengini beğenmediğinizi söylersiniz olur biter!.. Kitaplara zincir vuranlara söylenecek en güzel söz Georg Christoph Lichtenberg’in şu özdeyişidir: “ Kitap bir aynadır:Yüzüne bir maymun bakarsa, elbette bir havarinin görüntüsünü yansıtmaz.
Sayfa 107Kitabı okudu
"Mevsim, İlkbahar.. Her taraf yemyeşil... Gök, masmavi... Yakın bir zamanda Necip Fazıl, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in emri ile Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek mimarlık hocalığından atılmıştı. Atılmasının sebebi, Büyük Doğu dergisinde yayınlamış olduğu bir kapak yazısı idi. Daha önce Necip Fazıl'ı, yazdığı yazılardan dolayı Şükrü Saraçoğlu da uyarmıştı. Allah ve ahlak ile ilgili yazı yazmanın yasak olduğunu bildirmişti. Büyük Doğu dergisinin kapağında yazdığı hadis şöyleydi. "Allah'a itaat etmeyene itaat edilmez." Derginin kapağını gören Hasan Ali Yücel, Necip Fazıl'a dönerek, "Bu hadisi yayınlaman, bize itaat edilmez demek ile aynı anlamdadır" dedi. Bu sebepten Büyük doğu dergisini kapattılar. Necip Fazıl'ı Eğridir'e askere gönderdiler. Askerde iken Milli Eğitim Bakanlığı'ndan kendisine bir mektup geldi. Mektupta, "Büyük Doğu dergisi ile akademide hocalık arasında bir tercih yapmanız gerekiyor. En kısa sürede tercihinizi bize bildiriniz" yazıyordu. Necip Fazıl hemen eline kâğıt kalem alarak cevap mektubunu yazmaya başladı. "Elli kişilik sınıfıma hocalık yapmayı bıraktığımı, bütün ülke sathındaki öğrencilerime hitap etmek üzere hocalıktan istifa ettiğimi beyan ederim."
Reklam
Ayşe Şasa'yı anlatıyor
Geçen Cuma günü (7 Aralık 2001) iftarı Çamlıbel Matbaası’nda Osman Kâhya ağabeyin mütevazı fakat güzel sofrasında yaptık. İftarın sonlarına doğru ağır bir rahatsızlığa yakalandığını duyduğum ciltçi Ahmet Başoğlu’nun yani bir kitabıma ad olan “Şeyh Efendi’nin rüyası”nın son ravisinin sıhhatini sordum. Hastalığının seyri hakkında biraz bilgi verdi:
"Iyi giyimliler geminin ön tarafından iskeleye süzülüyor. Yan taraftan bir kapak açıldı. Gördün mü? Direkt suya atlıyorlar. Eyvah! Kadın az kalsın çocuğunu suya düşürecekti. İyi giyimlilerle, derisi daha kavruk olanlar aynı sahile de çıkmıyor. Kaçak yolcu olsalar diyeceğim ama saklandıkları yok. Onları arayan da... Görüyorsun değil mi? Dünya hep güzel. İnsan bozuyor her şeyi. Ona bu hakkı kim veriyor acaba? Beyaz adamın iyi elbise giyeceği, kavrukların geminin yanından suya atlayarak sahile çıkması gerektiğine kim karar veriyor? Kaldırsa kafasını ikisi de, baksalar göğe bir defa, gök mavi! ikisi için de gök mavi, deniz mavi iken, ağaçlar hep yeşil, yüzler hep farklı iken kim kimden üstün oluyor. Kim koyuyor bu kuralı?" *derisi daha kavruk olanlar şeklinde tanımlaması biraz rahatsız edici olsa da günümüz ırkçı tartışmalara karşı güzel bir betimleme olmuş...
Sayfa 21 - Yenidevir YayınlarıKitabı okudu
Çakma Çin bebekler :)
Çok karşılaşmıştı bu tür kadınlarla, güzel olmasına güzeldiler, fena halde çekiciydiler, ama ilgilerini inceliksiz hallerle belli ettiklerinde, güzellikleri çabucak geçiyor, sanki gerçek sanırken imitasyon olduğu ortaya çıkmış bir nesne oluveriyorlardı.
Çocukların kitapları keşfetmelerini istiyorsak Aç Tırtıl güzel bir başlangıç.
Sayfa 67 - Elma basım yayınKitabı okudu
Reklam
386 öğeden 321 ile 330 arasındakiler gösteriliyor.