Kimi zaman bir kitap okursunuz ve o kitap içinizi tuhaf bir coşkunlukla doldurur ve paramparça olmuş dünyanın, hayatta olan tüm insanların o kitabı okumadan tekrar bir araya gelmeyeceğini hissedersiniz. Kimi zaman da insanlara söyleyemediğiniz kitaplar vardır, öyle güzel ve nadir ve sizin olan kitaplardır ki sevginizi ilan etmek ihanetmiş gibi hissettirir.
İnsan güzel bir kitap okuduğu yerden nasıl ayrılabilir?
Reklam
Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim" dedi: Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: "Seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda..."
Atlantik'in dibinde bir kitap var. Anlatacağım, işte onun öyküsü. Belki nasıl sonuçlandığını biliyorsunuz: o tarihte gazeteler yazdı, bazı yapıtlarda da belirtildi: 14 Nisan 1912'yi 15 Nisan 1912'ye bağlayan gece, Titanic gemisi, Newfoundland açıklarında battığında, en ünlü kurbanlarından biri de, İranlı bilge ozan, gökbilimci Ömer Hayyam'ın
"Gidelim buradan… Göğsünü sıkan, içini daraltan o laneti geride bırakıp gidelim. Burada yağmur bile güzel yağmıyor artık. Yağmuru güzel yağan bir yerlere gidelim. Gidelim buradan… İlaçlarını yanına alma. Kitaplarımı almayayım ben de. Biraz da onlar çıldırtmıyor mu bizi? Havası ilaç, denizi kitap bir yerlere gidelim…"
Bu kitap aracılığıyla tanıttığım pek çok baş döndürücü keşif, ilk yapıldığı zamanda şaşkınlık yaratıcıydı. Bu keşiflerin arkasındaki matematiği öğrenmek zorundaysak, gerçekten insanın gözünü korkutabiliyor. Fakat umarım bu çığır açıcı keşiflere dair anlattıklarım, bunların ne kadar heyecan verici ve güzel olduklarını görmenizi sağlamıştır. Tıpkı Cezanne, Monet, van Gogh, Picasso, Matisse, Mondrian, Maleviç, Kandinski, Brancusi, Duchamp, Pollock ve Warhol'un, sanat dünyasına meydan okuyan yeni yollar açmaları gibi, Newton ve ardından gelenler de bize yeni bir görme gücü verdi.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.