Bu yazı bütün hayatı boyunca, kadını sapkın dürtülerinin bir kuklası gibi kullanan Russell'ın ''Mutlu'' Olma Sanatı isimli kitabında, özellikle aile konu başlığı altında sarfettiği, aynı fikirde olmadığım sözlerinden yola çıkarak, kendisinin sapkın karakteri üzerine yapmış olduğum incelememdir!
Bu incelemeyi yazmamda
Feminizmin gerçekte ne olduğunu dünya çapında insanlar ne zaman algılayacaklar bilmiyorum. Sözde feminist ama alakası bile olmayan insanların (çoğu) sözlerinden alıntıların olduğu bir kitap. Daha büyük beklentilerim vardı açıkçası. Feminizm demek erkek nefreti değil, ya da soyunup sadece bedenini kullanıp sonra da saygı beklemek ve ahlaklı insan numarası yapmak da değil. Feminizm, kadınların da erkeklerle aynı haklara sahip olması, eşit şartlarda mücadele etmesini istemek demek. Ama istisnalar olsa da çoğu kadın bunu kendine göre yorumluyor. Babası yaşında biriyle evlenip, ya da kendini aldatan erkekten çıkarı olduğu için ayrılmayan, çalışmayan okumayan ama bilmişlik taslayan, kocasının parasıyla kurduğu işin havasını atıp kendine iş kadını diyen :) o kadar çok örnek var ki verebileceğim. Kusura bakmayın hanımlar ama gerçek feminist biri olarak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki siz feminist değilsiniz. Sadece asalak canlılar gibi birileri üzerinden yaşamak ve sadece para peşine düşmek sizi mutlu ediyor. Hem eğitimci hem de akademik camiadan biri olarak söyleyebilirim ki gerçekten GÜZEL, AKILLI, BAŞARILI, KARAKTERLİ kadınlara yazık oluyor bu devirde. Çünkü asıl zorluğu bizler yaşıyoruz. Bu yüzden kimse feminist numarası yapmasın.
Kitapta %20 si gerçek feminist olan kadınların güzel sözleri var. Geri kalanı sadece erkek düşmanlığını ya da kadın asalaklığını destekliyor.
Kısacası pek beğenmedim kitabı. Eminim yorumum zoruna giden insanlar olacaktır. Ama kusura bakmayın hanımlar gerçeklerin ne olduğunu hepimiz biliyoruz.
Okumaya karar verdiyseniz, güleceğiniz kısımları var kitabın. Keyifli okumalar
_İslam = Arapçılıktır. Asimilasyonla inananı araplaştırır. Her müslüman halk, araplaşmaya mahkumdur. Kuran’ın kendisi, Araplar için Arapça olduğunu söyler.(Şura 7) İnsanın tüm yaşantısı, giyimi, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi ve inanması “çöl bedevîlerinin kabile kanunu” ölçütlerine göre ayarlanmaktadır. İslamlaşarak milli
(Polly Hanım çok sert konuşmuştu... Çünkü Pollyanna'nın sözlerinden tuhaf bir keyif almıştı. Daha önce kim kendisinin ya da saçının görünüşüyle ilgilenmişti ki? Daha önce kim onu "güzel" görmeyi "çok istemişti" ki?)
BÜYÜK UMUTLAR-CHARLES DICKENS 649 sayfa,
kitaptaki olaylar başroldeki Pip tarafından anlatılıyor.Uzun cümlelerin,uzun betimlemelerin,bazı yerlerde gereksiz teferruatların olmasına rağmen dili çok akıcı,hızlı okunuyor.En ilginç tarafı da kitaptaki kişilerin bir şekilde birbirleriyle ilişkileri ve hayatlarının birbirinin hayatı ile iç içe
GERÇEK MUCİZE SENSİN
Merhaba kader arkadaşım ile başlayan bir cümleyle başlıyor yazımız..Diyor ki biz senle farklı bedenler de aynı kaderi yaşadık,aynı acıları paylaştık,aynı mutsuzluğu yaşadık..Neden buna devam edelim?Neden mutsuz olalım?Artık bi dur demek gerek..
Mucizemiz çok da uzakta değil aslında..Bizimle birlikte..Neymiş