“Sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin
Sen ülkemin yaz geceleri gibisin
Saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında
Beni unutma
Ah! saklı gülüm
Sen hem zor hem güzelsin
Şiirlerimin ılıklığında açılmalısın
Sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi
Sen memleketim kadar güzelsin
Ve güzel kal”
nazım hikmet
Memleketim:
Ankara ovasında keçiler:
Kumral, ipekli, uzun kürklerin pırıldaması.
Yağlı, ağır yağlı fındığı Giresun’un.
Al yanakları mis gibi kokan Amasya elması,
Zeytin
İncir
Kavun
Ve renk renk
Salkım salkım üzümler
Ve sonra karasaban
Ve sonra kara sığır
Ve sonra: ileri, güzel, iyi
Her şeyi
Hayran bir çocuk sevinciyle kabule hazır
Çalışkan, namuslu, yiğit inanlarım
Yarı aç, yarı tok
Yarı esir…
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Kitap genel olarak karamsar bir hava içeriyor ama anlatım çok akıcı ve inceden bir espirili anlatımı var aynı zamanda. Başlangıçta biraz karışık gelse de daha sonrası akıcı gitti ne daha anlaşılır geldi. Yazarın 2 aşkını da anlatım şekli çok güzeldi. Ana mesaj aile ve ailenin önemiydi. Babasından kalan izlerle hayatını sürdüren yazar iç dünyasını çok güzel aktarmış. Son 60 sayfasını bir oturuşta okudum ve bölünmeden böyle daha hakim oldum anlatıma. Bende bıraktığı en derin iz “Babam adamsa ben adam olmayacaktım” sözü üzerine oldu. Ve yine en güzel kısımlarından biri ise herkesin tutunması gereken bir şeyler olduğu hatta memleketim olan Kağızman’ daki günlerinden bir kesit ile bir adamın 2 öküzüne tutunduğu örneğiydi. Yazar toplumun 2 kişilik olması gerektiğini savunuyor. Roman boyunca da o kişiyi aramaya devam ediyor. Çok etkilendim ancak karamsarlık açısından okumak istediğim bir tarz değil, bu yüzden büyük kısmını bir günde bitirdim ve daha çok hayata bakışımı karamsar olarak etkilemesini istemedim. Dediğim gibi espirili kısımlarda da çok keyif aldım. Kesinlikle tavsiye ederim.
Aylak AdamYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201759,5bin okunma
Ah,beyaz ve güzel memleketim![Bu] meydanda birçok imparator ve imparatoriçeler en mutantan alaylar, yarışlar, resmigeçitlerle geçtiler. Fakat bu beyaz ve ezeli meydanı bütün bir milletin gözyaşıyla hiçbir mutantan alay,hiçbir Bizans ve Osmanlı ihtişamı takdis etmedi. Yeni Türkiye'yi doğuran esrarlı ve ilahi ruh mu bu merasimi bu millete öğretti? Yoksa İzmir'in zümrüt yamaçları,altın meyveleri, bal akan bağları üzerinden geçen kan ce ıstırap kasırgası mı tekerrür ediyor?