Nazım Hikmet; 1951’de Ankara’da bakanlar kurulunca Türk vatandaşlığından çıkarıldı ve 58 yıl sonra 5 Ocak 2009’da Türk vatandaşlığına geri alındı; ancak O bu güzel haberi öğrenemedi.
Ömrünün büyük kısmını geçirdiği sürgünde Moskova'da ölmüştü!..
“Sen memleketim kadar güzelsin
Ve güzel kal!..”♥️
N.Hikmet RAN✨
Üç tarafı sularla çevrili memleketim gibiyim. Yalnızım. Yorgunum. Çok hırpalandım. Ağaçlarım ormanlarım kesildi. Göğüm betona kesti. Denizlerim hep pislik…
Dört tarafı yalanlarla çevrili insan parçasıyım ben. Adım yalnızlık. Uğruma savaşanım yok, sokakları ateşe verenim. Molotoflar patlamıyor göbeğinde şehirlerimin. Haritalarda ara ki bulasın
Ben, bizden olan bütün insanların dostu;
Adı, haritalarda bile bulunmayan
Bir köyündenim Anadolu'nun.
Güzel şeylere hasrettir memleketim,
Güzel şeylere hasret bu dünya.
Yıllardır, kanda ve ateşte mısralarım
Nefes nefese bir kitaptı gerçekten.. İkinci Dünya Savaşı sırasında başta babasının ve ailesinin tüm karşı çıkmalarına rağmen Yahudi bir gençle evlenen Paşa kızı aynı şehirde yaşayıp ailesinden mahrum kalmaktansa Fransaya gitmeye karar verir. Gittikleri hiç bi yerde nazilerden kurtulamazlar. Sokaklardan toplanıp çalışma kamplarına götürülen ve hayvanlardan daha aşağılık muamele gören yahudiler.. Tek suçları Yahudi olmak.. Bütün bu olaylar gerçekleşirken Türkiye savaşa tarafsız yaklaştığı için vadandaşlarını güvence altına almak amacıyla Fransadan kalkacak olan gemiye Türk vagonu ekletir. Bu vagonda sadece türkler değil türk konsoloslarının büyük yardımlarıyla türk pasaportu verilen Yahudilerde olacaktır. İşte riskli ve nefes nefese bir yolculuk burada başlar.. Kendimi o trenin içindeymişim gibi hissettim.. Bütün o heyecanı,gerginliği onlarla birlikte yaşadım. Tren Türkiye'ye sağ salim vardığında gözyaşlarımı tutamadım.. Ülkemle öyle bir gurur duydum ki.. Medeniyet dedikleri tek dişi kalmış canavarlar sırf Yahudi oldukları için onlarca insana kıyarken benim güzel memleketim sırf İNSAN oldukları için onlara yardım etmiş. Yüzlercesinin hayatını kurtarmış. Kitabın başında bu insanları kurtarmak için canla başla çalışmış tüm türk diplomatlarının isimleri var. Saygıyla eğiliyorum önlerinde. Yakın tarihe tanıklık etmek isteyenler bu muhteşem romana pencerelerini açsınlar.
Rafuel Teyel ,Ermeni ve Hıristiyan büyük kızı Sonya Türkler'den İbrahim'e sevdalanır ve bir akşam bohçasını alarak İbrahim'e kaçar .
Evlenir ve Suna adını alır.Yıllar geçer bir bebekleri olacaktır.İbrahim'in gizemli ölümü katil kimdir?
Rafuel'in ailesi kızlarını alırlar.
Yıl 1915'e geldiğinde Tehcir başlar .
Rafuel'in ailesi de gönderilenler