“Tanrım, geceyi bizim için mi böylesine gizemli ve güzel yaptın? Benim için mi? Hava ılık, ayışığı açık penceremden içeri dolmakta. Oturmuş, göklerin sonsuz sessizliğini dinliyorum. Bütün varlıklardan hayranlık duyguları yükselip birbirine karışıyor; sözcüklerle anlatılamayacak bir coşkuyla dolu gönlümü alıp sürüklüyorlar sanki. Dua ederken bile sakin değilim. Eğer sevginin sınırları varsa, bu sınırları insanlar koymuştur Tanrım, Sen değil.”
Hayatı seviyorum ve yaşamak ne kadar güzel tanrım diyorum bazen. Umutlarımla yaşamak ve paylaşmak onları SEVMEK VE SEVİLMEK DEMİŞ BİR DÜŞÜNÜR! İşte hayat budur, yaşamak ancak bu kadar basit anlatılabilirdi!
Reklam
Eline sağlık Tanrım Leyla çok güzel olmuş. Tanrım eline sağlık dünya da çok güzel olmuş. Keşke biraz ölmesem.
Tanrım; bu güzel yüze vermişsin emek, O sümbülü koklamak, saçın' ellemek. Sonra da ona bakma, dersen, anlamı: Dolu kadehi ters tut, hiç dökme demek!
Güzeldim de galiba Bunu nasıl söylesem eline sağlık tanrım,Leyla çok güzel olmuş Tanrım eline sağlık ,dünya da güzel olmuş Keşke biraz ölmesem
Kumaşı paketin içinden çıkardım; elimde bir adet siyah-sarı renkli külotlu çorap vardı. Yetişkin ölçülerindeydi, parıltısız kumaştandı ve öyle yumuşak bir şeye sarılıydı ki neredeyse parmaklarımdan kayıyordu. "İnanamıyorum" deyip gülmeye başladım. Bu çok keyifli ve beklenmedik bir hediyeydi. "Aman Tanrım! Nereden buldun bunu?" Babam ve Patrick hep bir ağızdan, "Külotlu çorap mı?" diye seslendi. "Evet, dünyanın en güzel külotlu çorabı."
Reklam
En güzeli, en kestirmesi seni olduğun gibi yaşamak oysa. Böyle benzersiz ve paha biçilmez bir dostluğa beni layık gördüğün için Tanrı'ya teşekkür etmek. Athe oluşumun bir önemi yok bunda. Bir Tanrı yaratırız olur biter. Daha doğrusu şükranlarımı sana sunmalıyım. Benim etli kemikli, kimi sonsuz yiğitlikte kimi de yetersizliğin o kahrolası acısında sürüp giden Tanrım. Hem Tanrı olmak mutlu, güzel, istenilir bir nen değil pek. kıyamete kadar seyirci kalmak şeytanın bile dayanacağı bir şey değil.
Sayfa 58 - kitapKitabı okudu
Tanrım,bugün bin bir düşünce içinde kendini oradan oraya sürüklerken,yarın soğuk gübreye,solucanları için açık büfeye dönüşebileceğinin kanıtı işte. Ölümün inanılmaz mucizesi bu; ve her şey ne kadar güzel olabilirdi, Tanrım , şu kız olmasaydı.
Ben deliyim… Yorgun ve yalnızım kaldırımlara misafirim… Gecenin gözleri üzerimde. Denizin ortasında küçük bir adayım, yüzme bilmem… Yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım. Kapıları kapatmışım üstüme, sürgüleri beynime çekmişim. Hey sabreden derviş banada sabretmeyi öğretsene. Ben deliyim, ama çok şey bilirim. Renkler ve
Tanrım, bir annenin bebeğini doya doya kucağına alması ne güzel bir hismiş. Onu koynunda uyutabilmesi...
Reklam
Tel elini kaldırarak ,''Öv beni tanrım,'' dedi, ''Tıpkı benim çağlar daha başlamadan önce var olan seni övdüğüm gibi.Kutsa beni Tanrım, tıpkı senin güneşin altındaki tüm yaratıklar tarafından kutsanışın gibi. Destekle beni Tanrım, Yıldönümlerinin Efendisi, Yııların Hükümdarı, her bakımdan güzel olan.Kudretinin ışınlarının kalbime demir bir elle yön göstermesine izin ver.Oh, Sevinçli Varlık, sevgili oğlunu dinle.''
Sayfa 105Kitabı okudu
Sevmek
"Fevkalade kötü bir aşçıydın," dedi Süleyman. "Şimdi harikalar yaratıyorsun, Nebi, ama o ilk yemeğin yok mu? Tanrım. Ya direksiyona geçtiğin o ilk gün? Bir yerime inme inecek sandım." Durdu, kendi şakasına kendisi şaşırıp kıkır kıkır güldü. Bu benim için tam bir şok olmuştu, Bay Markos, gerçekten, çünkü Süleyman bunca yıldır aşçılığımdan da, şoförlüğümden de bir kez olsun yakınmamıştı. "O zaman neden işe aldınız beni?" Yüzünü bana çevirdi. "Çünkü içeriye girdiğin an, hayatımda bundan daha güzel birini görmedim, diye düşündüm."
Sayfa 119Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.