Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.13
Güzel bir kitap özellikle başı gerçekten çok güzeldi ancak sonu beni pek tatmin etmedi. İnsanın iç dünyasına bakış atan,kişinin kendine güvendiğinde ve kendi varoluş sebebinin peşinden gittiğinde her şeyin başarılacağını söylüyor yazar ancak ben son kısımda Fatima ile olacak şeylerin de yazılmasını isterdim.
sadece wow…
Yeni yorum ile herkese merhaba!
Öncelikle Beyza Aksoy’un kelebeği öldürmek serisini okumuştum ve bir lise kurgusu bile olsa oldukça hoşuma gitmişti bu yüzden AYVDİ romanını ve bunu satın almıştım ancak yorumlara bakmaya karar verdim ki iyi ki öyle yapmışım bu seriden önce siyah kuğu’yu okumam gerekmiş. Bu yüzden önce siyah kuğu ile başladım ve
Jane Austen hayranlığımı besleyen bir diğer eser: Emma
Gurur ve Önyargı en sevdiğim eser. Bay Darcy, Elizabeth, zamanın ruhu, İngiltere'nin güzelliği, Jane Austen'ın içine çeken üslubu... Yavaşça tüketmek istiyorum eserlerini ve Emma ile de tanıştım.
Başından, güzel bir eser okuyacağımı anladım. Biraz yoğunluktan biraz da sindire sindire okuma
"İnsanı olduğu kişi yapan, derindeki konulardı."
Erkeklerde John Doe, kadınlarda Jane Doe ismi ABD'de kimliği belirlenemeyen veya gizli tutulması gereken kişilere verilen takma addır. Bu isimden yola çıkarak kimliği bilinmeyen bir cesedin hikâyesini okuyacağımı sanmıştım ancak hiç beklediğim gibi bir şey çıkmadı. Güzel bir ters köşe oldu benim için :')
Gelelim konusuna. Jane işe yeni başlayan, utangaç ve hep çiçekli elbiseler giyen masum bir kızdır. Yani kendisini öyle göstermek için çabalar. Aslında geliri son derece iyi olan bir avukattır. Sosyopat olduğunu düşünen biri ve hayatındaki en değer verdiği kişi en yakın arkadaşı Meg'dir ancak onun ölümüyle çoğu şey bir anda değişir. Yeni çalışmaya başladığı iş yerinin patronu olan Steven Hepsworth için kendisini olmadığı biri gibi göstermeye çalışan Jane'in amacı ne peki? Steven biraz daha kendisine muhtaç, tek başına bir iş yapamayan, hayatında ondan önce başka hiç kimsenin olmamış olmasını isteyen, 'masum' kız arayışında olan biri. Jane de tam olarak öyle davranıyor, intikam planı için. İntikam almak istemesinin sebebi: Steven'ın Meg'in eski sevgilisi olması ve Meg'in ölümünde bir payının olduğunu düşünmesi.
Başlarda kitap çok içine çekmedi beni, sayfalar akmadı. Ama ortalardan sonra bazı yerlerde gerilerek okudum. Steven'ın sahnelerinde sinirden kafayı yiyecektim. O kadar iğrenç bir karakter ki... Kurduğu cümleler, karşısındaki kadına davranışları falan çok sinir bozucu. Kitabın sonu beni istediğim kadar tatmin etmedi. Daha farklı bir şey bekliyordum ama yine de güzeldi.
"Ayyar Hamza" oyunu keyifliydi. Komik yerleri vardı. Eğlenerek okudum ancak nedense sonu beni pek tatmin etmedi. Sanki oldu bittiye getirilmiş gibi oldu ama yine de güzeldi. Hamza'nın oyunları komikti özellikle Zuhuri Efendiye yaptıklarını okurken çok eğlendim.
"Kokona yatıyor" ise daha da güzeldi. Hizmetçi Eleniko'nun hanımın evdeki yokluğunu efendisinden gizlemeye çalışırken yaptıkları ve bir şekilde her seferinde paçayı kurtarması komikti.
Kitabı beğendim. Siz de benim gibi tiyatro eserlerini okumayı seviyorsanız "Ayyar Hamza" ve "Kokona yatıyor" oyunlarına bir göz atmanızı tavsiye ederim...
Bir seriyi daha bitirmenin haklı gururunu yaşıyorum. Üstelik de uzun zamandır ertelediğim bir kitaptı. @herteldenkitapkulubu böyle zamanlarda iyi ki var diyorum. Kıyıda köşede kalan seriler için ideal grup.
İlk iki kitabı okuyalı biraz zaman geçtiği için ilk etapta okuduklarımı anlamakta azıcık zorlandım. Özellikle ikinci kitaptaki olaylar biraz
Violet Dikenlerin Menekşesi
Merhaba arkadaşlar,
"Violet Dikenlerin Menekşesi" değerlendirmesi ile karşınızdayım. Kitap güzel ve akıcı ilerledi. Tahminimden daha güzeldi. Ancak kitapta kaos bana göre oldukça azdı. Kitabın sonu aceleye getirilmiş gibiydi. Kitabın sonuna doğru olaylar bir anda patlak verdi. Ve her şey bir anda oldu bitti. Tek kitap olduğu için bazı şeylerin hızlı olması gerektiğini anlıyorum ama sonu beni tatmin etmedi. Sonda olan olaylar hoşuma gitmedi. Ama genele baktığımızda kitabı ve karakterleri sevdim. Okunabilecek bir kitap:)
Spoiler içerir.
"Her günümü seni tekrar tekrar tanımak için harcayabilirim Charlie ve bundan bıkacağımı hiç sanmıyorum."
Aylar önce ilk kısmının pdf hâlini okuduğumdan beri deliler gibi devamını merak ediyordum. Kitap fuarında görünce hemen aldım ve okumaya başladım. Kitap gerçekten çok güzeldi , sürükleyiciydi. Çoğu mektubu okurken gözlerim mutluluktan doldu diyebilirim. Bir aşk ancak bu kadar güzel olabilirdi. Silas Nash !!! Silas bebeğim sen yazılan en güzel erkek karektersin. Ve Landon sen de apayrı mükemmel bir şeysin. Nash erkekleri beni bitirdi. Merakla ve büyük bir heyecanla sayfaları çevirirken kitap bir anda bitiverdi. Sonunu okuduğumda kalakaldım. Kitap tamamıyla mükemmel olmasına karşın sonu sadece yazılmak için yazılmış gibiydi. Her şeyin bir anda bitivermesi beni tatmin etmedi. Kitabın sonunda sırf mutlu son olsun diye ilave edilmiş yirmi yıl sonra bölümü keşke olmasaymış o kadar yapmacık durmuş ki. Takıldığım birkaç noktası var kitabın. Bence o tarot falı bakan kadının üzerinde durulmalıydı. Kadın olayları nereden biliyor? Silas'a esrarlı iki laf edip ortadan kayboldu. Charlie'nin eve kapatılması daha detaylı anlatılmalıydı bence çünkü Charlie unutmuş olabilir ama biz okuyucular unutmadık sonuçta. Kıza ilaç verilmesi çok saçmaydı bunun açıklaması bile yapılmadı. Ayrıca hemşire Charlie'ye adının Sammy olduğunu söylüyor. Bunun üstünde durulmalıydı. Yazarlar bence bu kısmı anlatmayı unutmuşlar ya da Charlie unuttuğu için üstünde durmak istememişler. Son olarak şunu söyleyeyim bu aşkta Silas , Charlie'den hep daha çok sevmiş.
Kitap çok sürükleyiciydi yarısından fazlasını okuduğum halde kitap fantastik mi yoksa her şeyin mantıklı bir açıklaması mı var anlayamadım ancak bu kitap karmaşık olduğu için değil gizem unsurunun çok iyi sürdürülmesinden kaynaklıydı acaba acaba diyerek okumaya devam ettim. Gerilimi yüksek bir kitap polisiye mi korku tarzında mı onu da anlayamadım evet polis var evet seri katilde var ama seri katili bulmak için harcanan bir süre ve polisiye diyebileceğimiz tarzda bir araştırma çabası o kadar da baskın değil bir ara korku filmi izlemenin kitap versiyonunu yaşıyormuş gibi hissettim her şey iyiydi güzeldi ama sonu beni tatmin etmedi çünkü muallakta biten kitapları sevmiyorum yani okuduktan sonra kapağı kapatıp yazar karşımdaymış gibi Allah senin cezanı vermesin dedim :) Kim öldü kim hayatta oyundan çıkacaklar mı yoksa matrix gibi tüm evren bir bilgisayar programı olduğunu düşünecek kadar ileri gidebilir miyiz hepsi açıkta kaldı ve bu kadar çok cevaplanmamış soruyla kitabın bitirilmesi hoşuma gitmedi devamı var mı bilmiyorum umarım vardır o zaman harika mükemmel böyle bir şey okumadım diyebilirim ve seriye devam edebilirim ama tek bir kitapsa ve devamı yoksa malesef bu kadar güzel bir kitap iyi daha iyi bir sonu hakediyor.
Gerçekte var olmayan tamamen hayal ürünü imgelerin olduğu bir kurgusu var kitabın. Konusunu okuduğum zaman çok farklı, heyecan dolu olaylar ile karşılaşacağımı düşünmüştüm ancak benim tahminimin dışında ilerledi her şey. Öncelikle gerilim- korku türünde olmasına rağmen ben herhangi bir korku hissetmedim. Olayların üç farklı zaman diliminde anlatılıyor oluşu da beni yordu açıkçası. Kitap ilk sayfalarda heyecanlı başlamasına rağmen sonra durağanlaştı ve heyecanı tekrar yakalamam son sayfalarda olabildi tekrar. Kitabın sonu ve yaşanan olaylar beni çok tatmin etmedi. Ancak yazarın anlatım tarzını beğendim. Çünkü anlatımdan kaynaklı olsa gerek kitabı bir şekilde bitirmek istiyorsunuz. Kitap kendini okutturuyor yani. Anlatılan olayların birbirine bağlanması ve soru işaretine mahal vermeyecek şekilde sona erişi de güzeldi. Konu, zaman, mekan ve yazarın betimlemeleri de gayet yerinde ve dozundaydı. Benim için orta düzey bir kitap olmasına rağmen türü sevenlere kitaba şans vermelerini öneririm.
Merhaba kitap dostlarımm bugün yaralasar serisinin son kitabıyla sizlerleyim.
Damgacı için belki de yolun sonu görünmüştür ancak Sedef için çözülmesi gereken düğümler sadece bundan ibaret değildir.
Yüzleşmesi gereken bir geçmişi, söylenmesi gereken sözleri ve hesabının sorulması gereken yenilmişlikleri vardır.
Tüm bunlardan bir çırpıda sıyrılmak hiç de kolay değildir. Artık Sedef tek başınadır ve tüm yükleri tek başına omuzlamak zorundadır.
Fakat hayat, hiç de onun planlarını uygulayacak gibi görünmemektedir. Başına geleceklerden habersiz, bir sona doğru adım adım yürümektedir.
Peki bu son Sedef'i nereye sürükleyecektir ?
Bir serinin daha sonuna geldik. Genel olarak baktığımız zaman seriyi sevdim. Kurgusu, dili oldukça güzeldi ve sonlarıyla da okumaya teşvik ediyordu. Ama son kitap beklentimin altında kaldı biraz, sonu beni tatmin etmedi
Güzel miydi güzeldi ama gerek varmıydı diye düşünüyorum. Bu kitapta Sedef'in ölümden dönmesini okumak biraz sıkıcı oldu. Sonu da fazlasıyla klasikti. Bu sonu hakkediyorlardı ama biraz da farklı sonlar okunmayı istiyorum.
Yazarın kalemiyle bu seri ile tanıştım. Gayet akıcı ve sade bir anlatıma sahip. Merak ve heyecan duygusunu azaltmadan devam ettiriyor ve yazdığı sonlarla insanı hayretler içinde bırakıyor.
Güzel ve keyifli bir okuma oldu. Karakterleri ve kurguyu çok beğendim. Zaten diğer yorumlarında da çoğu şeyinden bahsetmiştim.
Okumanızı kesinlikle tavsiye edebilirim
Kitabı uzun süredir okumayı erteliyordum. Daha önce okusaydım dedim kendime. Belki de önce filmi izlediğim için kitaba yanaşamadım bilemiyorum ama keşke önce kitabı okuyup filmi daha sonra izleseydim. Kitaba gelinceee Bayan Bennet'e ve Lydia'a sinir oldum. Jane ve Elizabeth'in kardeşliğini,aralarındaki bağı,sıcaklığı çok sevdim. Vee bay Darcy... Bay Darcy li kısımlara gelince elimde olmadan heyecanlanıyor ve gülümsüyordum. Bazı yerleri sırf bay Darcy için okuduğumu söyleyebilirim. Kitabı sevdim dili akıcı ve güzel. Ancak bay Darcy ve Elizabeth li olan kısımlara daha çok yer verilmeliydi diye düşünüyorum.Baş karakterler onlar ama en az onlardan bahsetmiş yazar. Kitabın sonuna geldiğimde ise sonu tatmin etmedi sanki beni. Yarım kalmış gibiydi son cümle yani devamı gelcek gibiydi. Bunların haricinde kitap güzeldi. Bana da ders oldu. Kitaptan önce film izlemek yok bundan sonra :)
672 syf.
8/10 puan verdi
Kitaba herkes 10 puan 9 puan falan vermiş ben de çok vermek isterdim ama benim puanım 7 olucak kitaba büyük bir beklentiyle başladığımı kabul etmem lazım beklentimi karşılamadı ama yine de okumalısınız kitabı çünkü gerçekten güzeldi ama bence sıkıntıları şuydu:
1-Evren çok dolu ve karmaşıktı
Kitap evrenlerine karışmak istemem çünkü o yazarın dünyasıdır ve o dünyaya adım atmayı okuyarak ben seçmişimdir ama yine de kitapta yazar ne gördüyse katmış hissiyatı oluşmadı diyemem skjsksllss
2-Anlatım boşlukları
Kitap gerçekten kendini açıklayarak ilerliyor ama açıklamalar beni tatmin etmedi ve cevaplanmayan sorular kaldı aklımda ve bundan hoşlanmadım tabiki
3-Kitabın sonu
Ben bütün kitabı sonu çok iyi olucak herhalde beklentimi sonunda karşılar ya falan diye bekledim ama sonu bana göre felaketti hani ancak bu kadar saçma bitebilirdi öyle bitti yani
Ama her şeye rağmen kitabı gayet sevdim karakterlere ısındım Nova ve Daren favorim ama çok istediğim şeyler olmadı kitaptaki faw sahnem de onlara ait Kitabın sürükleyiciliğine değinmezsem de olmaz kitap aktı gitti elimden düşüremedim her fırsatta okumaya çalıştım keşke sonu da bu kadar çabaya göre daha iyi bitseydi
Ha bir de kızın yaptığı bazı salaklıklar var kendisi ben zeki değilim diyor zaten ama diğerleri onu hem zeki hem saf olarak tanımlıyor
Açıkçası büyük bir beklentiyle başlamıştım fakat kitap beni pek tatmin etmedi. Çok yavaş ilerliyordu ancak son 150 sayfası sardı. Mitolojiyi seviyorum ve bunu okumak güzeldi benim için. Akhilleus'un vasiyetini yerine getirmemeleri ve bunu sonradan Thetis'in yapması şaşırtıcı oldu benim için. Patroklas birçok şey için savaş verdi. Hak ettiği değer bu muydu? Değildi. Sırf kendinden konum olarak düşük diye birini insandan saymamak çok acımasızca bir hareket. Akhilleus'un gururu da bir noktada yanlıştı. Onca masum insan öldü. Illa harekete geçmek için sevdiğin birisine zarar mı gelmesi gerekiyor? Bu açılardan kitap günümüzü açıklıyor diyebilirim. Makam, şöhret, güç oldu mu insanın elinde insanlığından geriye hiçbir şey kalmaz. Kadınlara bakış açısını tasvip etmedim. Ki o dönemden beri var olduğunu gösteriyor zaten. Bu da hâlâ bir şeylerin değişmediğini ya da değişmesi için bir çaba gösterilmediğini açıklıyor. Bir arpa boyu yol gidilmemiş deyim yerindeyse. Briseis karakterini sevdim. Patroklos için çabaladı aynı şey patroklos için de geçerli. Sonu tatmin etti. Patroklos'un babası ve annesi hakkında biraz daha bilgi olsaydı memnun olurdum. Çok yalnız ve aşağılanmalara maruz bir çocukluk geçirdi bu yüzden onun için üzüldüm. Akhilleus da tam tersi diyemeyiz. İki yaralı bir çocuğun bir araya gelişini okuyoruz diyebiliriz.
Kitapta bir anneanne ve torununun içiçe geçmiş hayat hikayesini okuyoruz. 1929 yılında Glasgow'da yaşayan genç, güzel Beattie'nin büyük hayalleri vardır, ta ki evli sevgilisi Henry'den hamile kalana kadar... Çocuğunu evlatlık vermek üzere dünyaya getirmeden hemen önce Henry karısını terk edip Beattie ile birlikte Avustralya'ya
