Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
330 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Livaneli Polisiyesi
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
, sanırım Türkiye nin en çok okunan Türk yazarı olabilir. Bir diğeri de
Ahmet Ümit
Ahmet Ümit
sanırım. Halkın istediğini iyi bilen ve bundan ekmeğini iyi kazanan iki kalem. Tam adı Ömer Zülfü dür. Gürcü asıllıdır. Siyaset, film, dizi, müzisyen, yazar demek sanırım daha doğru. Birden fazla sektörde aynı derecede ünlü olan nadir insanlardandır Livaneli.
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019104,9bin okunma
Reklam
415 syf.
10/10 puan verdi
Eski yaşamımın külleri üzerine yeni bir benlik kurmam için bir fırsat bu !
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
hayranlığımı beni tanıyanlar bilir. Ama bu kitabın ismine defalarca rastlamış olmama rağmen, daha yeni okumuş olmam bir ayıp bence. Açıkçası, içeriğini pek bilmediğim için sembolik olarak ismi böyledir diye düşündüm. Nietzsche karakterinin kendisinin yer aldığını bilseydim, bir gün bile beklemez, okurdum. Ama kitapta tek hayranlık duyduğum
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202351,9bin okunma
131 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Gσ̈ƙʮʋ̈zʋ̈ ƞiʮetiƞe σ̈ɾʋ̈ɱceƙ ɑƍ̆ı!
Aslı Fransızca'dan çevrilen (Le Dernier Jour d'un Condamné) bu opus magnumun orijinali, V. Hugo tarafından bir takma ad ile 1829 yılında yayımlamıştır.İçerik bakımından son derece yalın ve açık olan 132 sayfalık kısa roman, idam cezasının insanlık dışı yönlerini - ki bu yönler çoğu zaman münferit boyutunu terkedip bedellerini kitlelere
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022119,8bin okunma
147 syf.
8/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Gökyüzünden Gelen Mesajlar
Richard Bach
Richard Bach
, Amerikalı kurgu kitapları yazarı.
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan Livingston
kitabı ile tüm dünyaya adını duyurmuştur. 1970 senesinde tüm dünyada en çok kitap olmuştur. Yarı otobiyografik kitaplar yazmayı genellikle tercih eden Bach, kitabın felsefesini de yukarıda da belirttiğim gibi kurgu dışı tarzını kullanarak anlatır. Sınır kavramına özellikle çok takmıştır.
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201966,9bin okunma
552 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Öncelikle Orhan Pamuk’a bu kitabı yazma cesaretinden dolayı hayranlığım daha da arttı ve sevilmemesinin, kendisine karşı oluşturulan önyargının ve karalama kampanyasının başlamasının en büyük sebeplerinden birinin kitap içindeki bazı kısımlar olduğunu belirtmek isterim. Neler var mesela bu kısımların içinde: Kur’an’a uymayan hadislere yaptığı
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202316,1bin okunma
Reklam
465 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
Herkesin bu kadar beğenip yere göğe koyamadığı bir yazar ve kitap hakkında nasıl inceleme yazacağım bilmiyorum. Linç edilmekten korktuğumu da belirtmek isterim :D Bu linç kültürünü bırakalım hanımefendiler ve beyefendiler :)) Orhan Pamuk’un okuduğum ilk kitabıydı. Yazar hakkında bir hükme varmak için çok erken olsa da, en iyi eseri olarak
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241bin okunma
Cemal Süreya Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa. Şems-i Tebrizi Düzenim bozulur, Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Kalan olursa paket yapmalarını rica ederim...
Onları götürüp bıraktığım tezgahın üzerinde yığılmış halde gördükçe, "günahlardan bir dag, israftan bir kule bu," diye düşünürdüm. Bir seferinde dayanamayıp bir patates kızartmasını agzima atarken şef garsona yakalandım. Yüzündeki ifadenin kızmaktan da öte devasa bir acımaya benzediğini görünce bir daha asla böyle bir işe yeltenmedim. Yine de içimden o yazık etme suçluluğunu atamadım. Bizim evde öyle bir şey yapmaya kalksak, ba- bamız bu para kolay mı kazanılıyordan başlar, annemiz evin bereketi kaçacaktan konuyu Afrika'daki aç çocuklara getirir; babaannemiz de alır. Allah'ın tabağında pirinç bırakan çocuklara neler yaptığına bağlardı. Anlaşılan bu tarafa bakan Tanrı, tabaklarla da tabakların sahipleriyle de ilgilenmiyordu. Bir de tabaklarını bitirmeyen kadınlar çok güzeldi. Güzellikleri buradan geliyordu, demiyorum tabi. Nereden geldigini bilmiyordum. Güzel kadınlar benim için televizyonda, gazetelerde ya da masalarına yaklaşıp uzaktan parfüm kokularını duyabildiğim ama dokunmayı aklımın ucuna dahi getirmediğim mesafedelerdi. Meger gerçek yemek de aynı mesafedeymiş. Öncesinde katık yapmayı biliyormuşum. Karın doyurmayı Bir keresinde bir filmde adam, sabah kahvaltısı için iki yumurtayı koca bir dilim peynirle çırpıp pişirmiş, yanına pastırma kızarmış ve bir lokma ekmek olmadan yiyip bitirmişti. Biz evde üç çocuk., annem, babam ve babaannem, sabah kahvaltilarında ikişer yumurta yesek bir kümes tavuğun yumurtasına denk gelirdi. Marketten bir karton yumurta alsak, her gün otuz beş lira yumurta masrafı demekti. Ayda bin lira eder yahu.
Sayfa 16 - Çiğdem Demirhan VAY BEKitabı okudu
194 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Köy Okulunda Bir Dâhi
Muzaffer Akar
Muzaffer Akar
'a ithafen. 1. BÖLÜM: "Siz şanslı çocuklarsınız. Tertemiz caddelerden yürüyerek kaloriferli sınıflara okumaya geliyorsunuz. Hiçbir şeyin kıymetini bilmiyorsunuz." İlkokul öğretmenim her gün tekrarlardı bu cümleyi. Ne konuda şanslı olduğumuzu bilmezdik. Kendimizi hep şanslı görürdük. Aile ortamında,
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir MevsimFerit Edgü · Sel Yayınları · 201710,1bin okunma
Reklam
Zerrin Özer "Son mektup" fonunda okumak güzeldi :)
Sözü hiç uzatmadan her şeyi ifade edivermene hayranım. Ama yetmiyor ki bana, sesin, sedan, kelimelere sadece senin kattığın o bambaşka tını. Keşke uzatsan biraz sözü, sözleri. Ne söylediğinin hiçbir önemi yok, sadece senin söylemen önemli. Ne olursa olsun. Birbiriyle hiç alakası olmayan kelimeleri arka arkaya getirsen de olur. Anlamlı bir bütün oluşturmaları gerekmez, muhtaç olduğum anlam zaten senin sesinde fazlasıyla mevcut. Sen konuştuğunda bütün sesler duyulmaz oluyor benim için. Başka hiçbir ses duymuyorum. Sanki bütün alem sükut veznine geçip nefes bile almadan sana kulak kesiliyor. Herkesin kullandığı kelimeleri kullanıyorsun, evet. Ama o kelimeler başka hiç kimsede senin kadar güzel durmuyor. Kendi anlamlarını aşıp genişliyor, derinleşiyor, birçok şeyi birden anlatabilir hale geliyor kelimeler senin dilinde. Sanki bir tek kelime bile yetebilir gibi geliyor insanın içini bir ömür ısıtmaya, eğer onu sen söylemişsen. Biliyorum, zengin bir ifade etme kabiliyetin var, dile, kelimelere hakimsin. Ama yine de sözü biraz uzatmanın bir mahzuru olmaz, dile olan hakimiyetine hiçbir şekilde gölge düşmez diye düşünüyorum. Birkaç kelime daha fazla. Birkaç cümle. Belki arasına virgül konarak yan yana getirilmiş incecik kelimeler. Bir gelin tacı için birbirine özenle iliştirilen kır çiçekleri gibi rengarenk kelimeler. Biliyorum meramını anlatmak için yetiyor birkaç kelime sana. Ama yetmiyor ki bana, bize, senin için can kulağını sonuna kadar açan şu ucu bucağı olmayan sessizliğine alemin.
836 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.