Bir araştırmada, ABD'de güzel görünen kişilerin ortalama kazancının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bir deneyde ise, bir albüm için güzel ve çirkin kişilere fiyat teklifi yaptırılır. Ortalama olarak çekici İnsanlara daha yüksek fiyat teklifi yapılmış, yani çekici insanlar daha fazla para kazanmışlardır. William Poundstone şöyle der: "Doğuştan olağanüstü yaratılanlar için bir güzellik primi vardır. Geriye kalanlar için İse gösterişsiz olmanın cezası vardır.
Para önemlidir; çünkü özgürlük duygusu verir -istediğimize sahip olma özgürlüğü. Para; kibarlık, güzellik, zekâ, güç vermez bize ya da güzel bir sesimiz olmasını, daha hızlı koşmamızı falan sağlamaz. Ama bir özgürlük aracıdır. Çünkü, istediğimiz şeyleri parayla satın alabiliriz. Para “sahip olma” özgürlüğü verir. Araba, bir yerden bir yere gitme özgürlüğü verir. Önemli olan arabanın kendisi değildir. Önemli olan, arabanın bize sağladığı şeydir: Yer değiştirebilme özgürlüğü. Para konusunda da önemli olan, kâğıt paraların kendisi değil, sahip olmamızı sağladığı şeylerdir. Başka gezegenlerde yaşayan canlılar olsaydı ve Dünya’ya gelselerdi, paranın sihirli olduğunu düşünürlerdi: İnsanların kâğıt ve metal paraları var; üstelik, bunları verdiklerinde her istediklerini alabiliyorlar! Bu uzaylılar paranın, kitabın başında sözünü ettiğimiz peri gibi olduğunu ve her şeyi getirdiğini düşünürlerdi mutlaka. Ama, perinin dünyasıyla bizim dünyamız arasında çok büyük bir fark var: Bizim dünyamızda, bazı insanların çok parası var, bazılarının fazla yok, bazılarınmsa hiç yok. Üstelik, çok zengin ve çok yoksul ülkeler var. Ayrıca, herkesin aynı miktarda paraya ihtiyacı ya da isteği de yok. Hem, bir insana ne kadar para gereklidir ki acaba?
Sayfa 33 - Günışığı Kitaplığı
Reklam
385 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Evet, Madam Bovary birazcık uzun süren bir okumanın ardından bitti… Her ne kadar okuma uzun sürse de kitap favori klasiklerim arasına girdi bile. Şu an nasıl hissettiğimi inanın ben de bilmiyorum, kitabın tesiri hâlâ üzerimde. Bir kadının ömrünü nasıl kendi elleriyle harcadığına, insanın elindekilerinin değerini bilmediği vakit nasıl hepsinden olabileceğine, tüm bu hatalardan dönülmediği sürece hayatın onu ne hale getirebileceğine, ve her şeye rağmen tek hatalının ve onu o hale getirenin yalnızca kendisi olmadığına şahitlik ettim. Ve çokça düşündüm aşk üzerine. Belki de aşk dediğimiz şey Emma gibi gerçeklerden kaçmak için veyahut katlanmak için tutunduğumuz bir hülyadır. Ama bana en acı gelen Charles’ın Emma’ya duyduğu o her şeye karşı göz yumduran kara sevdasıydı. Kadın kendi felaketini hazırlarken aslında o adamı da aşkıyla kelepçelemiş bir halde peşinden götürüyordu. Onların bu birbirlerini hem tüketip hem bırakmayan hâli fazlasıyla gerçekti… Güzellik, lüks, para, şehvet, şöhret ve ün; kısaca insanın bu dünyadaki gizli putlarının tamamından bahsedip onları sırayla teker teker kıran yazarı takdir etmemek elde değil. Benim için yavaş olsa da gerçekten dolu dolu bir okumaydı. Dönemin toplumsal problemleriyle harmanlanmış, insan olmak üzerine yazılmış bu kitap size pek çok bakış açısı sunacak, pek çok şey hissettirecek ve de çok düşündürecek. Tavsiyemdir. Kitapla kalın.
Madame Bovary
Madame BovaryGustave Flaubert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 032,7bin okunma
368 syf.
8/10 puan verdi
Artemis
"Ay zalim bir sevgilidir." . Hepinize merhaba bugün Jasmine Bashara, diğer bir tabirle Jazz ile beraber geldim.Kitap çok güzeldi özellikle Jazz'ın mizah seviyesi kitaba apayrı bir güzellik katmış aynı zamanda zekası da.Jazz'ın zekası beni hayran bıraktı,kitap da Ay'la,uzayla ilgili çok güzel bilgiler vardı.
Artemis
ArtemisAndy Weir · İthaki Yayınları · 20182,271 okunma
Uydurulamayan Güzellik
Soğuk bir Ocak sabahı, bir adam Washington DC’de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca altı Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip, gider. Kemancı çalmaya başladıktan ancak üç dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kemancıyı fark edip, yavaşlar ve birkaç saniye
Marteniçka Nedir?
Marteniçka, Martipi ya da Martenitsa, Balkan ve Trakya coğrafyasında 1 Mart'tan itibaren Mart ayı boyunca bileklere takılan bilekliklere ve süslemelere verilen isimdir. Eski bir Bulgar geleneği olarak bilinse de Marteniçka, tüm Balkan coğrafyasında bilinen hatta Türkiye'de de Balkan göçmenleri sebebiyle her sene kutlanan bir bahar ritüelidir. İlk marteniçkalar, başka takı ve detaylar kullanmadan, sadece kırmızı beyaz ipliklerden yapılırmış ve nazardan korunmak için insanlara ve hayvanlara takılırmış. Bazı bölgelerde bu bükülmüş kırmızı-beyaz sicime altın veya gümüş para bağlanırmış, bu da hastalıklardan korunmak için bir simge olarak kullanılırmış. Otantik bir sanat niteliğinde olan halkın güzellik ve estetik duygusu daha geç dönemlerde marteniçka da kendini gösterir. Önceleri kırmızı-beyaz yünden yapılan marteniçkalara, püskül, top, insan gibi değişik şekiller verilir. Marteniçkaların gelmiş geçmiş tarihinde en önemli yere sahip olan şekiller ise; "Pijo ve Penda" adıyla bilinen kırmızı ve beyaz ipten yapılmış kuklalardır. Marteniçka kullanılan beyaz renk uzun ömrü, kırmızı renk ise sağlık ve gücü temsil eder.
Reklam
184 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yazıldığı dönemi ve şartları düşünecek olursak her ne şart olursa olsun bir kadının isteyipte başaramayacağı bir şey olmadığının çok güzel bir şekilde ifade edildiği rahat okunan bir kitap. Aklın, bilginin ve zekanın sadece güzel olanda değil her insana has bir özellik oluşuda dikkat çekiyor. Çünkü Refet karakteri güzellik bakımından etrafındaki yaşıtlarından ayrılmaktadır ancak kendince kusur addettiği bu durumu bilgisi ve görgüsü ile gizlemektedir. Tek amacı yoksulluğundan bu vasıta ile yani okuyup adam olarak kurtulmak. Refet’in hasta annesini refaha erdirmek için maaşlı bir işe girme hikayesi aslında. Yoksul olmasına yoksul ancak kimseden para dilenemeyecek kadar gururlu bir kız Refet. Kitabın sonlarına doğru evvelce Refet’i ve annesini kapıdan koyan akrabanın sonradan Refet’e talip olması biraz korkutsa da -çünkü Refet’in bu kendi ayakları üzerinde durabilen karakteri bir erkek karşısında zedelensin istemediğim için- finalde güzel bir yere bağlandı. Kısa ve keyifli bir okumaydı.
Refet
RefetFatma Aliye Hanım · İthaki Yayınları · 20214,356 okunma
"Eğer lider olacaksam bana sonsuz bir sadakat göstermeleri için her konuda onlardan daha iyi olmalıyım. Ve birine itaat edeceksem benden daha iyi olduğunu bana kanıtkamalı. Liderlik dedikleri para, güzellik ya da oylamayla olmuyor. O kişinin kendini kanıtlamasıyla oluyor ve içlerinde öyle biri varsa ona zevkle itaat ederim. Ne demişler, bükemediğin bileği öpeceksin."
Bir şey yap Bir şey yap güzel olsun... Huzura vesile olsun, rikkate yol açsın, şevk versin, hakikate işaret etsin. - Güzellik karın doyurmuyor abi... İnsanlar iş, ekmek, özgürlük istiyor. Bunca yoksulluk var iken, nasıl gider gönül darlığı. - Bir şey yap doğru olsun. İnsanları yalanın ve yanlışın bataklığına düşmekten korusun. Rüzgâra ve
120 syf.
10/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Uzun zaman basımı olmadığından merakla beklediğim ve aradığım kitabı iki gün önce doğum günümde tesadüfen buldum ve tek solukta okudum. Dili akıcı ve kurgusu çok güzel oturmuş. Kitabın içinde bir bölüm var ki kalbimden vuruldum diyebilirim. Spoiler veriyorum ve bu bölümü burada paylaşmak istiyorum. Okuyun, okutturun!!! BEN VARIM. DÜŞÜNÜYORUM. VAR
Ego
EgoAyn Rand · Pegasus Yayınları · 20211,363 okunma
Reklam
Erkeğin Konfor Alanı Yoktur/Bu Yüzden Gelişir
Bir erkeğin hayatta var olması, başarması ve hatta sevilmesi bile koşulludur. Güçlü olmak, karakterli olmak, akıllı olmak, iyi görünmek, para kazanmak zorundadır. Bu özelliklerini de sürdürmesi gerekir. Aksi takdirde annesi dışında kimse tarafından sevilmez, saygı da görmez. Savaşlarda çarpışıp ölen, en zor ve pis işleri yapan her zaman erkeklerdir… Kadın içinse, yalnızca güzellik bile yeterli bir vasıftır. Sadece güzel olduğu için hiçbir zahmete katlanmadan, bedel ödemeden yaşar gider. İşte bu nedenle; *güzel bir kadının başarısı her zaman tartışamaya açıktır. *Konfor alanı kısıtlı insan olan erkekler ise, 21. yüzyılda bile hâlâ evrimsel sürecin en gelişmiş beyni, en değerli canlı türüdür.
Düşü­nünüz bir kere: gençlik, zeka, güzellik, çılgın bir neşe, delice bir cesaret, tanınmış bir ad ve hiçbir havale ile gelmeyen, hesabını bile bilmediği bir para ...
Martenitsa ya da Marteniçka, 1 Mart'tan başlayarak martın sonuna kadar takılan, beyaz ve kırmızı yünden yapılan bir süstür. Baharın gelişi münasebetiyle geleneksel Baba Marta (Marta Nine) günleri başlar. Çok eskilere dayanan Baba Marta, Bulgaristan’a has bir gelenektir. Bu günde Bulgarlar yakınlarına ve arkadaşlarına “martenitsa” olarak adlandırılan sembolleri, yıl boyu sağlık ve güç dileğiyle hediye ederler. Âdete göre, martenitsalar kırlangıç veya leylek görünceye kadar taşınırlar Bu bayram Bulgarcada "Çestita Baba Marta!" şeklinde kutlanır. Baba Marta - Marta Nine, günümüze kadar korunmuş en saygın geleneklerden biridir. Bu takılar, meyve ağaçlarına, evlere, ev hayvanlarına da takılırlar. Bu şekilde yeni başlayan tarım yılının da bereketli ve verimli olması için dilekler tutulur. İlk martenitsalar, başka takı ve detaylar kullanmadan, sadece kırmızı beyaz ipliklerden yapılırmış ve nazardan korunmak için insanlara ve hayvanlara takılırmış. Bazı bölgelerde bu bükülmüş kırmızı-beyaz sicime altın veya gümüş para bağlanırmış, bu da hastalıklardan korunmak için bir simge olarak kullanılırmış. Otantik bir sanat niteliğinde olan halkın güzellik ve estetik duygusu daha geç dönemlerde martenitsalarda da kendini gösterir. Önceleri kırmızı-beyaz yünden yapılan martenitsalara, püskül, top, insan gibi değişik şekiller verilir. Martenitsaların gelmiş geçmiş tarihinde en önemli yere sahip olan şekiller ise; "Pijo ve Penda" adıyla bilinen kırmızı ve beyaz ipten yapılmış kuklalardır. Martenitsalarda kullanılan beyaz renk uzun ömrü, kırmızı renk ise sağlık ve gücü temsil eder.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.