Şöyle bir baktım da inceleme yazmayalı epey olmuş bu hasreti giderelim.
Kur’ân-ı Kerim, vahyin muhtevâsı içinde hakikî değerini bulan akla işaret ederek birçok ayette akıl "akıl sahiplerine" seslenmiştir. Ayet-i kerimelerde sık sık “Akletmez misiniz?..”, “Umulur ki düşünürsünüz…”,“İdrâk etmez misiniz?..”, “Tefekkür etmeniz için…”, gibi ifadelerle akıl sahiplerini düşünmeye sevketmiştir. Peki bu düşünce neye hizmet etmeli işte tam da bu sorunun cevabı için farklı bakış açıları ile dünyamıza kapılar açılıveriliyor.Hakikat aşikar bir şekilde insanın ulaşması için dünyaya serpiştirilmiş.Bu hakikate ulaşmaya kişinin nelerden istifade ettiği,neleri rehber ettiği ile değişkenlik gösterebilir.Gaye hakikati bulma ise nefsi duyguları bir yana bırakmak gerektiğini de bilmesi gerek.Sağlikli düşünme bireyin dünyasini anlamlandırmasi ile bitmiyor bilakis o bilir ki anlam ancak bir sonuça dayandırılırsa Mana boyutunda hakikate erisir.Evet düşün lakin bu düşünce seni etrafında olup bitenden sıyırmadan hakikate karşı bir sütre getirmeden çevrendeki insanlar ile ilişkini sürdürmek ile olmalı.Bulunulan çağ bilgiye erişimin kolay ,doğruluğunun ancak sağlıklı düşünme ile mümkün olduğunu idraki içinde olmalı. Kitabın önsöz'unde psikolog Carl G.Jung un bir sözü ile giriş yapılmış"insanlarin çoğu yargılar, çünkü düşünmek zordur."der. Gerçekten neden düşünce zordur? Genel klişe bir cevap vermeyelim buna birde iç dünyamız ile istişare edelim.Dogrularin ile konuşma vaktin olsun :)