Selam Millet
Yazardan okuduğum üçüncü kitap olur kendileri. Ben romantizm okumayı sevdiğim için yazdıkları bana hitap ediyor. Ama eğer romantizm, tutku okumak sıkıyorsa sizi yazarin genelde bu tarz yazdığını belirtip uzak durmanızı tavsiye ederim. Ha bir de +18 içerik yazması da cabası. Bu konu da hassasiyeti olanlara da tavsiye etmem. Kitaba başlarken açıkçası seri olduğunu bilmeden bodoslama dalmışım okurken farkettim. Ama farklı karakterler ele alındığı için ayrı bir kitap gibi de düşünüp okuyabilirsiniz. Konusuna gelirsek; Leyla, Viyana da kitap çevirmenliği yapan kendi halinde yaşayan kendine ait dünyası olan bir kızdır. Yıllar önce Türkiye' yi babasının pis işleri yüzünden terk etmiştir. Ta ki babası ölüp de alacaklıları Leyla'nın peşine düşüp kavga dövüş çıkarana kadar. Doktor arkadaşı onu o günün gecesi hiç istemediği ülkesine geri götürür ve Menderes Vardar' dan yardım ister. Onu sadece onun koruyacağına inanmaktadır. Menderes öyle bir adamdır ki sevdikleri zarar görmesin diye herseyi yapar. Leyla' yi da çok gizli sırrına zarar gelecek düşüncesi ile ilk başta kabul etmez ta ki aşık olana kadar. O sır konusuna girmek istemiyorum çünkü hala muammalar var beni tatmin etmedi ama o sırrı üçüncü kitaba saklamış yazar zamanı geldiğinde okuyup görelim bakalım. Onun haricinde sıklıkla romantik kitap okuyan biri olarak kitap bana gereksiz tekrara gitmiş gibi geldi. Yani şu anlayisa sinir oluyorum, beş yüz sayfa yazana kadar üç yüz sayfa olsun ama tekrarlardan oluşmasın insanı sıkıyor çünkü. İlgisini çekenler yada çerezlik kitap arayanlar şans verebilirler.
Albert Camus 'a kaptırmıştır. Albert Camus'a göre ödülü en çok hak eden Kazancakis'tir. Tabii, bunu nezaketen mi söylemiştir yoksa gönülden mi bilemeyiz. Kazancakis'in romanları kültürümüze yakın diyebilirim, en
