“Hayatta başarılı olamadınız mı? Bize gelin, ölümünüzü başaracaksınız!” sloganıyla nam salan bir dükkân düşünün. Bu dükkânın sahipleri sevincin, hayallerin ve umudun varlığından bi’ haber. Bir gün geliyor ki “iyimserliğiyle çölde çiçek açtıracak bir çocuk” katılıyor bu aileye. Halkın intiharı için gerekli malzemelerin satıldığı dükkâna güneş doğuyor sanki. Tuvache ailesinin küçük Alan’la imtihanını okurken hem gülecek hem duygulanacak hem de biraz düşüneceksiniz. Okudukça yaşadığımız dünya daha çok batacak gözünüze. Bu dünyaya alıştığınızı ve kötülüklerine karşı duyarsızlaştığınızı fark edeceksiniz. (Özellikle günlük haberler bölümünde)
Kitap oldukça akıcı, bol diyaloglu ve kısa kısa bölümlerden oluşuyor. Çerezlik bir öykü diyebilirim. Mizahi yönü ağır tutarak gerçekleri anlatmış bir nevi yazar.
Son cümleyi okuduktan sonra sayfaya 10-15 saniye bakakaldım ve böyle bitemez dedim. Kitabın sonunu tahmin edebiliyordum ancak yazarın ters köşesiyle “what?” dedim kaldım. Sırf sonu için bile okuyabileceğiniz bir kitap. Şiddetle tavsiye ediyorum.
Hayvan zehri şifa kaynağı
Yine dolu dolu bir sayi idi.
Antibiyotiklerden, corona aşisi gelismelerine, hayvan zehirlerinin tedavi edici ozelliginden, dogal afet ustalarina kadar neler okumadik ki.
Zehirli hayvanlar, doğada birer korku
figürü olsa da onlar, pek çok hastalığı
iyileştirmek için en büyük yardımcımız oldugunu ögrenmek güzeldi. Antibiyotikler ile ilgili bilgi
Popular Science Türkiye - Sayı 102 - 2020/10Popular Science Türkiye Dergisi · Doğan Burda Dergi Yayıncılık · 202062 okunma
'Bir şeyin gerçek olması pek o kadar önemli değildir; fakat gerçek olarak algılanması çok önemlidir.' diye başlıyor. Kitap bizim bu zamana kadar nasıl kandırıldığımızı, üzerimizdeki oyunları, algı yönetimlerini ve manipülasyonları anlatıyor.
Nasıl kandırıldığını merak edenler için oldukça güzel bir kitap. Deneyler, makaleler ile örneklendirilerek yazılmış. Kitap bilimsel yazı niteliğinde görünüyor olmasına rağmen akıcı bir şekilde ilerliyor.
Algı yönetimi ikna, propaganda, manipülasyon, kamu diplomasisi, stratejik iletişim becerileri ile ilişkili olan çok yönlü bir süreçtir. Bu bakımdan algı yönetimi ve manipülasyon bir savaş biçimidir ve psikolojik savaşın altında yer alır.
Düşmanımızın da bizim gibi düşünmesini sağlayabilirsek savaşmak zorunda kalmayız diyerek sadece kısa süreli davranışları ve duyguları değiştirmeyi değil uzun vadede tutumları da değiştirmeyi planlamışlardır.
Bütün bunları yaparken insanları en hassas noktalarından yakalamayı başarmışlardır; öğretmenler, müslüman ülkelerde camiler, imamlar, sağlık konusunda uzmanlar kullanılarak birçok konuda insanları kandırmayı amaçlamışlardır. Örneğin bir psikiyatrik ilacı satabilmek için; öncesinde bu ilacı satabilecek bir ortam oluşturmayı hedeflemişler. Bunun için makaleler yayınlamışlar, haberler yapmışlar ve insanların bu ilaca ihtiyacı olduğuna ikna etmişler. Daha sonra da ilacı piyasaya sürerek kendi ceplerini doldurmayı başarmışlardır. Bu kitap sayesinde hayattaki her şeyi şüpheci bakmaya başladım. Zaten eğer akıllı olmazsak bir şekilde birilerine mahkum olmaya hazırız demektir.
Özgür düşünebilmenin ödülü: İlerleme
SİZE BİR SORU SORAYIM: Özgür düşünce nedir? Sonuç olarak zaten
istediğimizi düşünemiyor muyuz?
Herhangi bir konuya yoğun şekilde odaklanıp kafa yoran bir
insan, zaman içinde o konuda daha önce göremediği pek çok noktayı
algılamaya başlar. Bu farkındalık, edinilen yeni bilgilerle daha da
zenginleşir ve süreç içinde kişinin konuyla ilgili bilinç
Kıyamet Alameti Türkler
Leyla Coşan'ın "Kıyamet Alameti Türkler" adını taşıyan kitabında, 16. ve 17. yüzyılda Avrupa'da Türkiye ve Türklerle ilgili çıkan çeşitli haberler yer almaktadır.
Kitap okuyucuyu yeniçağ döneminde zamanın medyası olan el ilanları dünyasına yolculuğa çıkartıyor. Bu sayede el ilanlarının görselinin ön planda olmasından kaynaklı bir kitle
Bir kitap bittiğinde önce bir iç geçirirsiniz sonra hafif bir gülücük kondurursunuz ya yüzünüze. Oturur düşünürsünüz bütün o satırları. Livaneli'nin kitapları bana bu anları yaşatıyor her zaman.
Kitap her açıdan sizi doyuruyor. Geçmişte yaşanmış ve günümüzde hemen hemen kimsenin bilmediği olaylar , aşk , insan olmanın kötülüğü...
Uzun süredir kitaba dair alıntılar, haberler, incelemeler önüme düşüyordu ama her defasında "Ben bunu sonra okurum ya" diyip erteliyordum. Eğer siz de bunu yapıyorsanız , yapmayın. Her insanın ölmeden önce okuması gerekenler listesi vardır, bu kitap o listelere layık.
Dil olarak akıcı, ama akıcılığının yanında bir çırpıda bitebilen bir kitap değil. Bunun sebebi içerisinde barındıran olaylardan çokça bilgiler vermesi. Bu bilgiler hemen okuyayım geçeyimlik değil insan oturup düşünüyor.
Kısacası Zülfü Livane'li diline olan sevgimden ötürü ne kadar tarafsız olabilirsem o kadar tarafsız düşüncelerim :)
