Fethedilmiş Demokratik Alman Cumhuriyetinde anlatılan eski bir fıkra: Bir Alman işçisi Sibiryada iş bulur. Mektupların sansürcüler tarafından okunacağını bildiğinden arkadaşlarına şöyle der "Aramızda gizli bir haberleşme sistemi belirleyelim, benden aldığınız mektup sıradan mavi mürekkeple yazılmışsa doğrudur. Kırmızı mürekkeple yazılmışsa yanlıştır." Bir ay sonra arkadaşları ilk mektubu alırlar, mektup mavi mürekkeple yazılmıştır. "Burada her şey harika, dükkanlar mal dolu. Yiyecek bol, apartman daireleri geniş ve güzel ısınıyor. Sinemalar Batının filmlerini gösteriyor. Kızlarla dolu. Burada bulunmayan tek şey kırmızı mürekkep!" Bugünkü durumumuz da böyle değil mi? İstenen tüm özgürlüklere sahibiz, tek eksiğimiz ise kırmızı mürekkep. Slavoj Žižek
Avcı maymunlar sürü halinde avlanırlardı ve öldürme teknikleri geliştikçe, toplumsal örgütlenme metotları da gelişmekteydi. Sürü halindeki tilkiler yayılarak avlanırlar; oysa tilkiden çok daha gelişmiş bir beyne sahip olan avcı maymun, grup içi haberleşme ve işbirlikçilik gibi sorunları çözümleme yolundaydı. Gittikçe daha karmaşık manevralar uygulamakta, bu arada beyinleri de gelişmeye devam etmekteydi.
Reklam
“El-mürâsele nısfu'l-muvâsele“ Haberleşme kavuşmanın yarısıdır.
Biz şimdilerde 2020 yılını yaşarken, Özdemir İnce 1960 yılı için şunları yazar. Kitap 1k listesinde yok (Edebiyat ve Siyaset Olarak Hayat, s.146): "ABD'de 1960 yıllarına kadar sanki her şey süt limandı, sanki ölü toprağı serpilmişti bu toplumun üzerine. Gerçekten duygusuz, tepkisiz bir toplumdu bu: Sermaye, politikacılar okullar kitle haberleşme araçları ve mafya aracılığıyla TEK BOYUTLU ve STANDART insanlardan oluşan bir toplum yaratmıştı. Malını temiz tutmak, başını sokacağı bir yuva kurmak ve içine girip şişmanlayıp ölmekle özetlenebilecek Amerikan yaşayış tarzı. Toplumsal gereksinimlerine rağmen her türlü köklü reforma karşı bağışıklık kazanmış, ufku en yüzeysel gerçeklerle sınırlandırılmış, yalnız kendisi ve ailesi için isyan edebilen bir insan tipi yarattı. Haftada en az 20 saatini televizyonun başında cinayet ve polisiye filmleri seyretmekle geçiren bu zorla yaratılmış insan tipi düşünmeyi sevmez, tutucu ve konformisttir; ailesinin dışında kalan dünyayı son derece büyük bulur; düşünmeyi sevmediği için de politikacılarla kitle haberleşme araçlarının kendisine sunduğu her türlü haber ve bilgiyi tartışmasız DOĞRU kabul eder; zenci-beyaz kavgasının kökenindeki ekonomik ırkçılığı geçiştirmek için çoğunlukla ilkel ırkçılığa sığınır. Bu toplumu, emperyalist aşamasına ulaştırdığı kapitalizm dilediği biçime sokmuş ve onun akıl yaşını dilediği düzeyde tutmasını bilmiştir. McCarthy'nin yarattığı komünizm fobisi ile böylesine bir toplumun ensesinde boza pişirmekten ve standart çizginin dışındakiler için cadı kazanı kaynatmaktan daha kolay ve doğal ne olabilir?"
''İki mahkum, hücre duvarına tıklayarak birbiriyle haberleşir. Onları ayıran duvar aynı zaman da haberleşme vasıtalarıdır. Her ayrılık bir bağdır,'' demiş Simone Weil
213 syf.
·
Not rated
·
Read in 32 hours
Kitabın incelemesine geçmeden önce yine her zaman ki içine dalıp, saatlerce çıkamadığım bir denizden kısa bilgilerle birkaç şey yazmak istiyorum. Zira bu kitabın önemini ve nedenini anlamak için bu bilgilere değinmek gerektiğine inanmaktayım. Bu bilgilere yer yer bağımsız, yer yer kitap içeriği ile birlikte değineceğim. Puşkin 1799-1837
Yüzbaşının Kızı
Yüzbaşının KızıAleksandr Puşkin · Morpa Kültür Yayınları · 200129.6k okunma
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.