Özgür olmadığınız ama her istediğinizi yapıp madden doyum sağladığınız mutlak mutluluk mu yoksa sorgulayabildiğiniz mutluluk için mücadele edip manevi olarak da istediğinizi yapabildiğiniz tabi bunun yanından üzülebilmeyi ve başarısızlığı da göze aldığınız bir dünya mı? İlki ne kadar cazip gelse de arka planı oldukça ürkütücü taa doğmadan önce kaderinin belirlendiği bir dünya , sınıflandırılmış ve isteyerek(kabullenerek) yaşadığın istediğin her türlü sapkın zevkleri tattığın uyuşturulduğun ailenin,anne babanın, arkadaşın (gerçek manada) olmadığı ahlaktan yoksun (bunun ne anlama geldiğini bile bilmiyorsun) bir dünya... Aslında yazar ütopik bir dünyamı yaratmış yoksa böyle bir dünya hayal ederek bugünler için tasarlanmış mı bilinmez ama 1932 lerde yazılan bir roman için bu kadar zamanda yazarın hayal ettiği yaşamdan çokta uzak değiliz bence....