Bu incelemeyi böyle yazmamın nedeni; bu serinin 1. ve 2.cildinin incelemelerini okumadan sadece bu incelemeyi okuyorsanız…ya kitaplardan hiç anlamıyorsunuz, ya da çok çok iyi anlıyorsunuz.
Açıklaması uzun merak ederseniz sebepleri anlatırım…Teoman gibi üzerimde garip bir üşengeçlik var.
Kurgu kendi olağanüstülüğü ile alıp duyumsamaya, beyin’e, algıya ve duyu organlarımıza geldi. Göz anlatımı için ayrı bir teşekkür lazım.
Hoimar Von Ditfurth hakkını vermekle kalmamış, bu ciltte gol üzerine gol atmış.
Bu arada artık bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hani; ‘O zaman hadi ateistler bunu da açıklasın…’ esprisi var ya…burada ‘o zaman inananlar bunu açıklasın…’ kıvamına dönüyor. Yani bilimsel gerçekliği, şüphe kalmayacak şeklinde kullanımı ile hadiseyi bambaşka bir gerçekliğe açılıyor.
Fakat şunu da söylemem lazım ki, şimdiye kadar okuduklarımla ateistlere ve ateizm’e daha sempati besliyorum demek hatalı olur…(her zamanki takip mesafemdeyim) fakat sempati varsa…(kimse artık o) aklında bir şüphe kalmaz.
Anlatı gerçekten çok ama çok ve çok güzel. Bu sene seri kitapları okumayı kafama koyduğumda ağırlık Bilimkurgu’ydu. Kurgusuz bilim de hiç fena olmadı.