Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ben dedim ki : hep saçları şiirle karışık, yüreği Allah'la barışık kadınları sevdim.... - O da dedi ki : biz sakalları şiirle karışık, kalbi Allah sevgisiyle barışık adamları sevdik… - Ben dedim ki : en güzel makyajı dua ile yüzüne süren kadınları sevdik... -O da dedi ki : biz gözkapakları iffet olan erkekleri sevdik... -Ben dedim ki: biz yüreğinde ALLAH sevgisi ile Aşk-ı Secdelerde arayan kadınları sevdik... O da dedi : Bizde Yar'inin elini tutan , Yüreğini de dualarla beraber ALLAH'a tutunan erkekleri sevdik... - Ben Dedim ki : Yokluğunun iki yakasını bir araya getirip, Varlığını dualara ilikleyerek ömür veren kadınları sevdik... - O da dedi ki: Varlığada yokluğada dua gibi kabulünü bekleyerek Yarini seven erkekleri sevdik... - Ben dedim ki : Eşini teheccüte kaldıran kadınları sevdik... - O da dedi ki : Biz cumaya giden erkekleri ve kalk hadi sabah namazı kaçıyor diyen erkekleri sevdik... -Ben dedim ki : Başında dalgalanan ar perdesini, namus sancağını yere savurmak isteyen Yezitlere karşı Zeyneb’i bir duruşla müdafaa eden kadınları sevdik... -O da dedi ki : emanet aldığı kadını,ondan doğan kız ve erkek çocuklarını namus sancağını yere savurmak isteyen Yezitlere karşı mücahid bir duruşla müdafaa erkekleri sevdik...
464 syf.
8/10 puan verdi
Mehmet Akif'in şairliğini,sanat gücünü, üslup kuvvetini, Servet-i Fünuncuları beğenmesine ve aynı dönemde yaşamasına rağmen kendi çizgisini bulması,döneme göre değerlendirilince saf bir Türkçeyle şiirlerini vücuda getirmesi pek şahane... Dini ve milli hassasiyetle sanatını ve seciyesini oluşturması, bununla beraber şahsiyetini de fikirlerine göre
Mehmed Akif
Mehmed AkifMithat Cemal Kuntay · Timaş · 2009244 okunma
Reklam
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
Katılımcılar ve Yorumlar: #5801199 Kurallar: #5782014 (BUTUNLESTIRILMIS HIKAYE) Islak, nemli ve soğuk bir akşamdı. Herkesin akşam yemeği için evlerine girip sıkıca kapısını kilitlediği Medine Sokak’taki lambalar yeni yeni ışıldamaya başlamıştı. Evlerden sokağa taşan çocuk çığlıkları
Gölgem düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına Hadi gir içeri. Ama gözlerindeki o kanayan suçluluk bırak kapıda kalsın. Ona ihtiyacımız yok artık. O hayatın içine birtürlü sığamayan ve telaşından durmadan sigaraya sarılan yorgun ellerini, nereye baksan hep karşında duran o kırgın çocukluğunu, uzak denizlerin sisli buğusuyla her daim ıslak dudaklarını,
Reklam
Gölgem Düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına
Gölgem Düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına Hadi gir içeri. Ama gözlerindeki o kanayan suçluluk bırak kapıda kalsın. Ona ihtiyacımız yok artık. O hayatın içine birtürlü sığamayan ve telaşından durmadan sigaraya sarılan yorgun ellerini, nereye baksan hep karşında duran o kırgın çocukluğunu, uzak denizlerin sisli buğusuyla her daim ıslak
Cengiz Aytmatov
- Hadi Gülsarı’m, yürü. Durmak işimize gelmez, gayret et yavrum, yürü! At hareket etti, araba sarsıldı, tekerlekler gıcırdadı. Yaşlı adam ve yaşlı at, ağır ağır dağ yoluna koyuldu. Tanabay atla beraber yürürken "artık gücü kalmadı zavallının" diye düşündü. "Kaç yaşındasın Gülsarı? Yirmi yaşında mı? Yoksa daha mı fazla.
Elips KitapKitabı okuyacak
Kıymet bilmemek ne fena eylem. Çoğu vakit, incir çekirdeğini doldurmaz insanın insanı kırdığı meseleler. Nasıl diyordu Yûnus Emre, "Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme." Kırmamalı sevgili okur. Bu dünyaya değmiyor işte. Var olun. Meliha Öz - Ar Topuklu Siyah Kadınlar Karabatak Dergisi, Eylül - Ekim 2015 (22. Sayı) Dalgın
Aziz Kerem Tuna
Gel bir şiir yazalım seninle, Ama önce bir çilingir sofrası kuralım, İki büyük söyle bana, Yılların özlemini atalım. Gel, Otur, bir şiir yazalım seninle, İlk ve son olsun, Soğuk su getirin,
Reklam
Behzat Ç.
Polis kordonunun arkasındaki meraklı kalabalık yılın son cinayetine bakıyordu. Daha doğrusu cinayetten arda kalanlara. Yakası yırtık, üstü başı kan ve çamur içinde kalmış adam, mağazanın önünde, bıçaklandığı yerde sırt üstü yatıyordu. Karnından sızan kan, karın üstünde bir birikinti oluşturmuştu. Behzat Ç. kanı durdurmaya çalışmış ama
Bir Ankara PolisiyesiKitabı okudu
Timurlenk
Onca masanın, sandalyenin hiçbiri boş değil; bu yüzden kendilerine oturacak yer bulamadan oradan oraya gezen gariban bir grup var salonda. Çoğu genç, bakımsız, yoksul ama zeki bakışlı erkekler. Biri de genç bir kadın. Birbirlerinden hiç ayrılmadan o masadan bu masaya geziyorlar, oturacak bir tek sandalye bile bulamadan. Bırakın onları
Sayfa 262 - Edebi ve ebedi gölgelere dairKitabı okudu
Gidiyor beyfendiler birer birer Hanımefendiler gidiyor Dangozlaşıyor Türkiye Hırtlaşıyor... Recep İvedikleşiyor Hadi şimdi takın maskeleri... Hep beraber üzülüyormuş gibi yapalım.
Sayfa 290Kitabı okudu
1.015 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.