“Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma Meryem…
Seninle benim gibi kadınlara hayatta yalnızca bir, tek bir marifet gereklidir, o da zaten okulda öğretilmez.
O da tahammül.
Sabretmek.
Katlanmak.
Sahip olduğumuz tek şey bu yeteneğimizdir…. Bir erkeğin kalbi fesat, habis bir şeydir, Meryem. Bir ananın rahmine hiç benzemez. Kanamaz, sana yer açmak için genişlemez...”
Afganistan için yazılan kadere satır satır şahit olmak... Sıradan hayatı olan bir çocuğun masum sevgisi... Sahip olunan kültürün getirileri ile yaftalanan bir genç kızın sevgiyi arama çabası ve sonuç olarak dağılışı... Bir babanın, bir eşin affı olmayan hataları... Kadın figürünün ayakta durabilme, yaşama tutunabilme çabası... İki kadın milyon hayat...
Eser Afganistan Sovyet mücadelesi sırasında değişen bir çok hayatı ele alması ile birlikte Afganistan toplumunda kadın figürünü de başarılı bir şekilde ön plana çıkarmıştır. Satır satır üzerine konuşulası bir çok alıntıyı da içinde barındıran eser kadın gözünden savaş toplumunu incelemek isteyenler için sade anlatımı ile değerli bir kaynak niteliğindedir.
Afganistan'da çok çocuk var fakat çocukluk yok!..
...
Hades'i biz bugün yaşıyoruz
O uzak ülkenin gerçeği Hades
O ülke bugün bir Hades, ölüme doymayan
Sürekli ölümü çağıran, herkesi yutan bir Hades
...
- Mehmed Uzun
Her cins hadise bir başka türlüsünü davet eder. Demek ki sade ıstıraplarımız, üzüntülerimiz değil, teselliler, mukavemet çareleri de miraslarımız arasında.