Hz. Fatih Muhammed Han'a övgü postudur.
Mülk-ü Osmani'nin 7. Sultanı, Konstantiniyye'yi Fetheden Kayser-i Rum, Ebu'l Feth, Şanlı Sultan, II. Mehmed Han Hazretleri. İmparatorluğu'nun gerçek kurucusu olan Fatih Sultan Mehmed Han döneminde Devlet-i Aliyye bir dünya gücü hâline geldi. Fatih’in hükümdarlık dönemi tarihçilikten edebiyata, mimariden medrese eğitimine,
TASNIF
Tasnif ise, tedvîn edilmiş (müdevven) malzemenin, ya sahâbî ravisine ya da ilgi alanlarına göre belli bölüm ve bâb/konularda "toplanması"nı ifade etmektedir. Tasnîf, zaman olarak, tedvinden sonraki bir döneme ait "kitaplaştırma anlamında bir toplama" faaliyetidir.
Sayfa 40 - C. TEDVINU'L-HADIS (veya Cem'u'l-ehâdis).Kitabı okuyor
Reklam
KITABET
Bu anlamdaki bir tedvîn (kitâbet) Hz.Peygamber ve sahâbe devrine ait bir olaydır. Kitâbet anlamındaki bu tedvin, kapsam olarak "kendi işittiği hadisler"i, herhangi bir sistem'e bağlı olmaksızın Hz.Peygamber ve ashâb devri sınırları içinde kalarak yapılan "en dar anlamda" bir "toplama"dır.
Sayfa 40 - C. TEDVINU'L-HADIS (veya Cem'u'l-ehâdis)Kitabı okuyor
Türk romanını incelerken hep “olmayan”lardan değil, biraz da “olan”lardan söz edelim: Oğuz Atay’daki önüne geçilemez irtifa kaybını, Vüsat O. Bener’deki bayağı, habis ve sahte malzemeyi, Bilge Karasu’daki yabanıl ve yırtıcı içeriği, Leyla Erbil’deki sertlik ve karanlığı, Yusuf Atılgan’ın basit cümlelerinde birden beliren kiri de (yalnızca meniyi değil kulak ve ayak kirini de) kaydedelim. Bütün bunları görünmez kılan, Türk edebiyatında karanlığa pek de yer olamayacağı yargısına yol açan, edebiyata ısrarla bir şeytani ideal, emsalsiz bir romantik canavar, muhteşem bir kötü çocuk imgesi açısından bakmamız olamaz mı?
Sayfa 88 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Çünkü sorumluluktan kurtulmanın olduğu kadar bilgiyi unutmanın da en geçerli yolu onu yaşamaktır.
Din nerede?
Geçenlerde bir köşe yazısı okudum. Yazarı dindar bir edebiyatçı... "yaratmak" fiili insanın yaptıkları için kullanılabilir mi onu tartışıyor.yazıyı okurken bu konudaki dini hükmü ne zaman nakledecek, onu bekledim. Maalesef yazar,bir akaid meselesi olan bu konuda hiçbir dini hükmü zikretmeden yazıyı bitiriyor.bunun yerine yaratmak fiilinin Türkçe sözlüklerdeki anlamlarına bakarak fetva vermeye çalışıyor. Hatta"halk, hilkat, Halık"gibi kelimelerin bile anlamlarına bakma zahmetine girmiyor. Yazısının sonunda da fetvayı veriyor: "yaratmak "fiili insanlar için de kullanılabilirmiş. Peki,dindar bir yazarın dini bir meseleyi ele alan bu yazısında din nerede? Yok. Allah, Resul, ashap, ulema,urefâ nerede?Yok. Ayet, hadis, icma,kıyas nerede? O da yok. Tefsir, hadis, sîret,akaid, fıkıh,irfân nerede?Hiç yok.yani yazar dini hiçbir atıfta bulunmadan dini bir meseleyi çözmeye cürret ediyor.Dini bir hükmü 2-3 sözlüğe bakarak kafasına göre vermeye çalışıyor
Sayfa 25 - KetebeKitabı okudu
Reklam
400 öğeden 281 ile 290 arasındakiler gösteriliyor.