Bir fetih yolculuğunda kesişen yüzlerce hayat...
Yolculuğun kaynağı olan; "Konstantiniyye elbet feth olunacaktır. Onu fethedecek emîr ne güzel emîrdir ve o ordu ne güzel ordudur." Hadisi Şerif'in verdiği manevi ruh ile dünden bugüne uzanan bitmesini hiç istemeyeceğiniz bir hikaye...
Lise sıralarındayken arkadaşımdan ödünç alıp okuyup bitirdiğim kitap hafızamda kalıcı bir yer edinmişti. Ne yazık ki yılların getirdiği unutkanlık ile içeriğini tam olarak hatırlayamıyordum. Bu sefer kitabı alıp tekrar okumaya başladım. Her sayfada yenileniyordum. İstanbul'u, Eyüp Sultan semtini bilmeme rağmen kelimelerle anlatamayacağım o manevi ruha bugüne kadar erişememiştim. Geçmişi bilmeden, Ebû Eyyûb'ü tanımadan sadece bilinçsizce gezmiştim. O ruhu koklamayı başarabilmek için, İstanbul'a bakış açımın değişmesi ve Eyüp Sultan'ı ruhuma ilmek ilmek işleyen bir bilinçle gezmek için bu kitabı okumam gerekiyormuş...
Peygamberin Mihmandarı Ebû Eyyûb...
Fethin manevi destekçisi Ebû Eyyûb...
"Ve şimdi Ebû Eyyûb ile geldiğim yolları onsuz gitmenin yükü çöktü omuzlarıma." Anlatacak, söyleyecek çok şey var aslında ama ne desem eksik kalacak gibi. Kitabı okumanın ötesinde o hicreti, gaza duygusunu, Ebû Eyyûb'ün mihmandarlığını en derinden hissettim.
Bu kitap herkes tarafından okunmalı ve okutulmalı. Ve insan en az ömründe bir kere de olsa Eyüp Sultan'ı ziyaret etmeli. Peygamber Efendimizin; " Rabbim! Sabahlara kadar uykusuz kalıp nöbet bekleyerek beni korumaya çalışan Ebû Eyyûb'u Sen de dünyada ve ahirette koru!" diye kabul olan duasına bizleri de dahil etmesi için Allah'a dua edelim.