ELİNİ GÖĞSÜNE KOY!..”
Kalbinin ürperdiği işi yapma! Nefsine uyma! Şüphe ettiğin işlerde kalbine danış! Hadîs-i şerîfte buyruldu ki: “Nefse sükûnet ve kalbe ferahlık veren iş, iyi iştir. Nefsi azdıran, kalbe heyecan veren iş günahtır.” Yine hadîs-i şerîfte; “Helâl olan şeyler bellidir. Haramlar da bildirilmiştir. Şüpheli olanlardan kaçınız. Şüphesiz bildiklerinizi yapınız!” buyuruldu. Bu hadîs-i şerîf gösteriyor ki, şüphe edilen ve kalbi sıkan şeyi yapmamalıdır. Şüphe edilmeyeni yapmak câiz olur. Şüpheli bir şeyle karşılaşınca, eli kalb üzerine koymalı. Kalp çarpması artmazsa, o şeyi yapmalı. Eğer fazla çarparsa, yapmamalıdır. Hadîs-i şerîfte buyruldu ki: “Elini göğsüne koy! Helâl şeyde kalp sâkin olur. Haram şeyde çarpıntı olur. Şüpheye düşersen yapma! Din adamları fetvâ verseler de yapma!” Îmânı olan kimse, büyük günâha düşmemek için, küçük günahtan kaçar...
Abdülganî Nablusî, Keşfii'n-Nûr min Eshâbi'l Kubur adlı risalesinde özetle diyor ki: "Âlimleri, velîleri, seyyidleri ta'zîm etmek, bunlara saygı göstermek için, mezarlarının üzerine sanduka, örtü ve sarık koymak; mezarları üzerine kubbe, türbe inşâ etmek caizdir. Bu, aynı zamanda, ziyaret edenlerin sıcak ve yağmurdan korunmasını da temin eder. Selef-i sâlihîn zamanında bunlar yapılmazdı. Fakat, o zaman herkes kabirlere hürmet ederdi. Fıkıh kitaplarında 'Vedâ' tavafından sonra, geri geri giderek, Mescidü'l haramdan çıkmalıdır. Böyle çıkmakla, Kâ'beye
ta'zîm edilmiş olur' yazılıdır. Selef-i sâlihîn, geri geri çıkmazdı. Fakat onlar, Kâ'beyi ta'zim etmekte kusur yapmazlardı. Kâ'be ye örtü koymak da eskiden yoktu. Zamanm ve şartların değişmesiyle buna sonradan fetva verildi, meşru oldu. Hadîs-i şerîfte, 'Bir kimse güzel bir çığır açarsa, bu yolda bulunanların her birine verilen sevap gibi, buna da verilir' buyuruldu" İslâmiyette inşa edilen ilk türbe Hazret-i Peygamber 'in türbesidir ve Selef-i sâlihîn zamanında yapılmıştır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Bir kimseye bir zamana kadar vermek şartıyla ödünç veren kimseye, her günü için sadaka sevabı verilir. Vakti geldikten sonra, yine mühlet verene, her gün için malının hepsini sadaka vermiş gibi sevab verilir."