Artık hurafeleri, dogmaları Kur’an’a kabul ettirme zamanı geçmiş, onları Kur’an’ın süzgecinden geçirip dinin dışına hatta hayatın dışına atma zamanı gelmiştir.
Bayraktar Bayraklı Hoca’ya bu çalışması için teşekkür etmek lazım, teşekkürün en büyük sebebi de Hint Kur’ancılık akımı gibi Hz. Peygamber’i, onun sünnetini ve kaynaklarda geçen insanlığa
Dursun, Tekin ve Arsel. Üçünün de kitaplarını bir müddet inceledim hala inceliyorum. Tekin'in kitaplarına pek bakamadım ama bana göre üçlünün en zayıf halkası Arsel. Çünkü Dursun ve Arsel'in din adamlığı geçmişi var ve bu görülebiliyor ama Arsel ise din ilimleri hakkında oldukça yetersiz. Ele aldığı bazı ayet ve hadislere yaptığı yorumlardan bu
Es-Selam Değerli dostlar;
Daha önce 2 kez okumuş olduğum 7 ciltlik Hadis Külliyatının 1.cildini bitirdim.
İlahiyat Fakültesinde iken seçmeli dersleri genellikle 3 ders üzerinden seçerdim,
Tefsir, Hadis ve Kelam…Şu an Konyada okuyanlar bilirdir Fıkıhı Orhan Çekerin yüzünden hiç ama hiç seçmedim:))) Hatta fıkıh dersimize geldiğinde maalesef Feraiz
Günaydın kitapsever dostlarım.
Serinin ilk kitabını okumuştum. Devamının gelmiş olması beni çok mutlu etti.
Yazar, "Her insanın destekleyici bir 'iç ses'i vardır. Bu sesi bulmak, kısılmışsa onu açmak, durmuşsa harekete geçirmek gerekir." diyor. İşte bunun için kitabından biz okurlarına yaşama farklı çerçevelerden bakmamızı,
Benlik ve Derinlik: Kalplerin Işığı
𖥸 𖥸 𖥸
Müslüman birey ve toplumunun iki cihanda huzur ve mutluluğu yakalamak için Kur'an ve Sünnet rehberliğinde kendilerine hâs kültürel ortamlarında dünya hayatı sürdürmüşlerdir. Kültürel bir etki ve birikimle Tasavvuf teşekkülü; birey ve toplum algı, hedef ve eğitim sürecinin bir yansıması
Bismillah deyip başlayalım...
Evet, iman, kalben edilir, kalpte olur, kalpte yaşar fakat imanın kalpte kalması için de akla ve aklın beslenmesini sağlayan besinlere ihtiyaç var. Bu eserimizde de aklın besinlerinin bulunduğunu söylemek isterim. İşte okumaktan memnun kaldığım en önemli nokta.
Kitabın konusunu genel itibari ile Allah'ın varlığına
Mehmet Görmez hocamdan ders almış, onun kitaplarını okumuş ve kendini şanslı hisseden biri olarak kitabından edindiğim izlemi aktaracağım…
Mehmet Görmez hocamız kitabında farklı fikirlere sebepleriyle birlikte eşit bir şekilde yaklaşması bizi bir nevi aydınlatıyor. Hadislerin doğruluğuna duyulan şüpheyi tarihsel olaylardan verdiği örneklerle açıklamıştır. Hadislerin, peygamberin vefatından çok sonraları kaleme alınması ve çoğunun sözlü olarak aktarılması bazı kesimler ve alimler tarafından şüpheyle karşılanmıştır. Bunun yanı sıra “Vahiy, Kur’an’dan ibarettir” anlayışı da hadislere duyulan inancı zayıflatmaktadır. Fakat Allah Kur’an-ı Kerim’i bizlere gönderirken onu açıklamak üzere kendisine elçi olarak peygamberi göndermiştir.
Bunun neticesinde peygamberin sünnetinin ve hadislerinin bizler için reddedilmemesi gereken unsurlar olduğunu sebepleriyle birlikte çok güzel açıklıyor hocamız.
Sünneti anlarken ve anlamdırırken kültür ile dini iyi ayırt etmeli ve analiz etmeliyiz. Peygamberimizin söylem ve davranışlarını ideoloji fark etmeksizin evrensellik ilkesine göre anlamalıyız. Çünkü o sadece Arap Yarımadasına değil tüm insanlığa bir yol gösterici olarak gelmiştir.
Mehmet Görmez hocamızın kitabı sünnet ve hadisin önemini ortaya koymak bakımından önemli bir eserdir. Dil, din, ırk, ideoloji, coğrafya fark etmeksizin İslam dinine iman eden her ferdin peygamberin hadis ve sünnetini reddetme gibi bir lüksü olamadığını ve en iyi şekilde yorumlayıp anlaması gerektiğini ortaya koymuştur…
ALLAH RESÛLÜ’NÜN AHİR ZAMAN ÜMMETİNE İKAZLARI
Hadis kitaplarında “Kitabu’l-fiten ve’l-melahim” başlığı altında ahir zamanda meydana gelecek bir kısım kötülük, ahlaksızlık ve fitneleri bildiren hadislere yer verilmiştir. Bunlara “kıyamet alametleri” de denilmiştir.
Bu hadislerde ümmet arasında ortaya çıkacak dinî ve siyasî alandaki bozulmalara,