Batı’nın en bedbaht, en sarsak, en hasta fikir adamı ölümden sonra dirilme hülyalarıyla avutabilir kendini. Kadirşinas bir el, gübre altında kalan inciyi asırlarca sonra insanlığın tefekkür gerdanlığına iliştirebilir. Dilin medeni memleketler argosundan çok daha büyük bir hızla değiştiği bir ülkede, yarım okka esrar içen bu kadar çılgınca bir hayale kaptıramaz kendini.. Hangi “posterite”?.. Bu millet on senede bir değişen hafızasız nesiller amalgamı..