İnsanlık hep gökyüzünden ardında ne olduğunu göstermesini ister. Sonun korkusu ve gizli bir bencillik, dinleri doğuran budur. Unutma Holly, her din, inananlarına geleceği vadeder; en azından gelecekteki iyiliği. Kötülük dine inanmayan cahiller içindir; gerçek inananların taptığı ışığı gören fakat yıldızları gören balıklar gibi belirsiz görenler içindir. Dinler gelip geçiyor, medeniyetler gelip geçiyor, dünya ve insan doğası dışında hiçbir şey aynı kalmıyor. Ah! İnsanlar umudun dışarıdan değil içeriden geldiğini anlayabilse, kurtuluşu için çalışması gerektiğini fark edebilse! Hayatın nefesi, iyilik ve kötülük bilgisi insanın içindedir, kendisi için neyin iyi, neyin kötü olduğunu bilir. İnşa edip kendi ayakları üstünde durmalı, kendini insan örnek alınarak yaratılmış, kötülük düşünecek daha büyük bir beyni ve düşündüklerini yerine getirecek kadar uzun bir kolu olan bilinmeyen tanrılar önünde yere atmamalı.
Ama bu hep böyledir; insan elinin uzandığı şeylerle asla tatmin olmaz. Eli, karanlığı aydınlatacak bir lambaya uzanıyorsa lambayı parçalar ve yıldız olmadığını söyler.
Farklı bir macera. Holly ve Leo’nun Afrika topraklarında yaşadığı bir macera anlatılmış. İki bin yıldır yaşayan Ayişe; büyük aşkı Kallikrates’i bekler. Kallikrates ona Leo olarak gelmiştir.