320 syf.
·
Puan vermedi
Uzun zamandır bu kadar saçma ve sıkıcı bir roman okumamıştım. Yine de inat ettim ve bitirdim. Kitabın hareketli kısmına ulaşmak için yarısından fazlasını okumak gerek. Bu kadar sıkıcı bir romanı çeviren Esat Ören'e de üzülmedim değil.
Hain
HainJohn Le Carré · Altın Kitaplar · 201341 okunma
Çıktım. Birahane. Sekiz bira,bir kase fıstık. Masaya yumruk. Bağırdım, "Kainatta yapayalnızım!" Gülenler oldu. Bana alışmışlardı,hemen kovmuyorlardı artık. Yine de hesabı ödeyip gitme vaktimin geldiğini söyledi birileri. Bardağımı kaldırdım, "Giderdim elbet," dedim. "Giderdim dostlar! İnandığım birtakım değerler olmasaydı giderdim çoktan. Ama dehşetin dibindeyken,bütün dünya bana sırtını dönmüşken,beni hala ayakta tutan şeyler var çok şükür. Bunların başında da sizler geliyorsunuz. Şu birahanede içtiğimiz fıçı biralar geliyor. Bu hain,aşağılık dünyanın gemisi batarken gururla gülümseyebilenlere ne mutlu! Ne mutlu aşkları yüzünden haysiyetlerini kaybetmeyi göze alabilen adamlara! Hepinize afiyet olsun!"
Sayfa 140
Reklam
- Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım? - Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın. Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsan da o gene oradadır, göğsündedir; hayat ve dünya hakkında ne düşündüğünü sana tekrarlamayı sürdürecektir. - Bir hain olsa da mı? - İhanet, senin beklemediğin bir darbedir. Ama sen yüreğini dinleyecek olursan, sana baskın yapmayı hiçbir zaman başaramayacaktır. Çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın. Hiç kimse kendi yüreğinden kaçamaz. Bu nedenle en iyisi onun söylediklerini dinlemek. Böylece, kendisinden beklemediğin bir darbe indirmeyecektir kesinlikle sana.
Sayfa 134Kitabı okudu
Ah, ne hain yaratıklar şu kadınlar. Kadının ne olduğunu, kalbini kime adadığını ancak şimdi anladım. Bunu ilk anlayan benim galiba:Kadın şeytana aşıktır. Evet şaka etmiyorum. Fizikçilerin hakkında yazdıklarının hepsi saçma, o sadece şeytanı sever.
Notalar beynimin evlat edindiği hain birer intihar komandosu
Bir kadın onu emzirmiş , kucaklamış,sevmiş,öpmüş müydü? Saçını, yüzünü oksamış mıydı? Bir annenin kollarında mi doğmuştu o da her bebek gibi,yoksa hain hir leyleğin gagasında, bu evin bacasına bırakılmış, ocakta kaynayan tencereye düşmüş ve Hanife Hanım tarafından bir maşayla kurtarılıp, hemen taşları silmeye, soğanları doğramaya mı başlamıştı?
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Bir hükümdarlık olan gerçek argo, en üstün anlamıyla argo, eğer şu üç sözcük bir arya gelebilirse kalubeladan kalma argo, yineliyoruz, sefaletin çirkin, kaygılı, sinsi, hain, zehirli acımasız, kuşkulu rezil, aşağılık, derin, kaçınılmaz uğursuz dilinden başka bir şey değildir.
Sayfa 281Kitabı okudu
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Güney Koreli yazar Yi Mun-Yol'un tarihsel bir kurgu içerisinde bir şairin hayatını anlattığı eseri Şair, hem yazarın kendi yaşamından, hem de 19. yüzyılda yaşamış ünlü şair Kim Pyong-yon ya da bilinen adıyla Kim Sakkat'ın yaşamından yoğun izler taşımakta. Kitapta, üst sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Byungyoen'un, dedesinin
Şair
ŞairYi Mun-Yol · Delta Yayınları · 201129 okunma
“Allah’ın kendi yarattığı cennetin içine kendisinin bilerek bir cehennem tohumu olan beşer adlı mahlukatı yerleştirdiğini düşünmekten kendimi alamıyorum. Cihanı cehennem, hayatlarımızı bedbaht kılan bizzat bizleriz. Biz kendi kendimizin düşmanıyız. İnsan denen aklı yüce mahlukat, maalesef şeytandan hain, akbabadan beter, cellattan acımasızdır.”
Büyükanne. Aklaşmış saçlarını toplamış, yüzü ince. Sıska bacakları. Hep mutfakta, midesine bir bıçak dayamış olarak yakaladığım büyükanne, hareketsiz. Ne kendi kıpırdıyor, ne de bıçağı kıpırdatıyor. - Ne yapıyorsun burada? diye soruyor çocuk. - Kendimi öldürmeye çalışıyorum. Anıların tüm görüntülerini vermeyeceğim. Sonsuz gerideler.
Reklam
“Doktor bey.. Biz Arabız ve Müslümanız elhamdülillâh... Osmanlı Devleti de Müslümandır. Dedelerimiz asırlarca bu din kardeşliği için Araplıklarını hatırlamadılar. Osmanlılardan ayrılsalar dinlerini mi kaybederlerdi? Elbette hayır. Hallerinden memnundular ve ondan hatırlamadılar. Fakat hatırlamamak vazgeçmek değildir doktor bey. Dediğim gibi onlar memnundular. Çünkü Osmanlılar âdildi ve kuvvetliydi. Adalet ve kuvvet! Bunların ikisi bir arada olunca mesele kalmaz. Bir başka ırkı veya kavmi elde tutabilmek için bunlar lâzımdır. Hem de tam olarak olması lâzımdır. Osmanlı Devleti ise uzun zamandır ne âdil, ne de kuvvetli. İttihatçıların, Cemal Paşaların yaptığı zulümler ortada. Sığınacak bir yer aradık, İngilizler, refah vâdettiler. Onlara kandık. Siz şimdi yalnız aldığımız paraları düşünüp bize hain, hem de din haini gözüyle bakıyorsunuz. Allah adına yemin ederim ki, biz hain değiliz, biz yaşamak, ayakta kalmak için böyle yaptık.”
"İnsanlar, kendi doğalarının terimleriyle sevgisiz, hain ya da bencil sayarlar ya kediyi, onun herhalde bu tür kaygıları yoktur. Oynaşmak; sevmek, sevilmek istediği an buradadır. İstemediğinde çekip gider, sizin doyumunuz yarıda kalmış, ona vız gelir."
Ne albenili kelimedir bu sır! Ne dayanılmaz ve sihirli bir çekim gücü vardır, herkesi kucaklayıveren... Sırlar yani gizler, kendi uydurduğumuz gizemlerdir aslında. Tek tek üzerinde düşünüldüğünde, gizliliği dışında pek önemi, hatta anlamı da olmayan gerçekler yumağıdır onlar. Ama adını ''SIR''layıp, saklamak üzere başımızın tavan arasına gizlediğimizde, artık gizemin albenisi, kendine güvenli gülümsemesiyle, hain-hınzır parlamaya ve bütün gücün kendinde olduğunun bilinciyle ellerini ovuşturmaya başlamıştır bile: kovala beni, sakla beni, kork benden! Anlatmak, sergilemek, açık etmek için çatla, patla ve heyecanlan!
Sayfa 34
354 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Serinin son derece güzel üçüncü romanı. Hasan Sabbah'ın adamları sözü dinlenen bir adam olan keşiş Piyer Lermit'i bir ordu kurması için kandırır ve bu çapulcular ordusu Haçlı ordusunun öncüsü olacaktır. Bu arada Süleyman Şah, Melikşah ve Nizamülmülk ölmüş Kılıç Arslan ülkenin başına geçmiştir. Alparslan'dan kaşan son bey Ersagun, Bizans'ta hain damgası ile Selçuklu lehine çalışmaya devam etmektedir. Çaka Bey'i İzmir'e gönderir denizci bir beylik kurması için. Bu arada erenler de dini açıdan askeri motive etmektedir. Ancak Çaka Bey zehirlenir. Kılıç Arslan ise Bizans'a saldıracağına Malatya'yı almak ister ve haçlı ordusu ile acı tecrübeleri yaşar. Habur çayında boğulmasına kadar giden bu roman mutlaka okunması gerekenlerden.
Kapı
KapıM. Necati Sepetçioğlu · İrfan Yayınevi · 2012622 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Serinin oldukça güzel romanlarından biri daha. Osmanlı tahtına Yıldırım Bayezid geçer. Bu arada Doğan Bey eski köyündeki sevdiği kadın olan Alanur ile evlenir ve Niğbolu kalesine kumandan olur. Diğer kader arkadaşlarından Şeyh Bedreddin, Torlak Kemal ve Börklüce Mustafa da hain emellerine devam etmektedir. Ancak onların karşısında da Somuncu Baba, Emir Sultan gibi isimler vardır. Bu arada 5 kişilik gruptan ilk kaçan olan Ecevit de kaçak hayatı yaşadıktan sonra Timur'a kadar gider. Burada Seyyid Bereke, Timur'un Osmanlıya saldırmaması için çalışmaktadır ancak memleketlerinden kaçan Anadolu beyleri de savaş istemektedir. Bu arada Ecevit, Timur'un elçisi olur ve Niğbolu'ya doğru yola çıkar. Niğbolu savaşı başlamak üzeredir. Keyifle ve soluksuz okunan bir roman.
Geçitteki Ülke
Geçitteki ÜlkeM. Necati Sepetçioğlu · İrfan Yayıncılık · 2007206 okunma
Resim