Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Aynı devletin okullarında Şeyh Said mürteci ve hain olarak yaftalanırken, sokaktaki insan onu bir kahraman olarak bağrına basıyorsa burada "Tarih"in ne işe yaradığını sorgulamamız gerekmez mi?
Atatürk'ün dostu Dersimli Diyap Ağa, kendisine Şeyh Said İsyanı hakkındaki görüşlerini soran muhabire şöyle cevap vermişti: *Birden bire Şeyh Said'in isyan ettiğini duyduk, Elazığ a gelerek Hükümeti basmış. Vallahi şaşırdık. Gökten mi indi, yerden mi çıkt bu hain dedik. Bir kısmımız tepelerde bekledik, Dersim 'e sokmadık. Herkes ne bulsa bulur, bizde keçi, koyun hırsızı çoktur ama hain yoktur. Bu herif azmıştı devlete asi oldu. Biz Cumnhuriyete sadık insanlarız, 1910 senesinde de İngilizler ile Rus konsoloshaneleri bizi isyana teşvik etmişti. Bize çok para vermek istiyorlardı. Biz onları bastık ve paralarını almadık. Hükümetimize sadık kaldık. "
Reklam
"- Efendim, önce iddianamede diğer maznunlarla birlikte benim hakkımda da "hıyanet-i vataniye" tabiri kullanılmasını reddederim. Ben bir Türk milliyetçisiyim. Hayatımın manasını mensup olduğum millet uğrunda savaş diye anlayan bir kafa taşıyorum. Binaenaleyh bir hain-i vatan olmam mümkün değildir. Vatan haini diye kime denileceği yüksek makamınızca da malumdur. Bir Vahdettin, bir Damat Ferit vatan hainidir. Yüz Ellilikler, Çerkez Ethem, Kürt Şeyh Said de vatan hainidir, çünkü hepsi vatana hiyanet etmişlerdir. Fakat kalbi Türklük sevgisiyle dolu olan bir Nejdet Sançar asla vatan haini değildir ve olamaz. Onun için bu iddiayı yüksek huzurunuzda ve müsaadelerinizle şiddetle reddederim."
Sayfa 380Kitabı okudu
Ve daha biiirsürü şerefsizlikler...
AKP iktidarı döneminde Cumhuriyet tarihi çarpıtmaları şaşırtıcı düzeyde artmıştır. Öyle ki bazı ilköğretim okullarına "Türk büyüğü" diye hain Vahdettin'in resmi asılmıştır. Bir öğrencinin Vahdettin'e hain" dediği kompozisyonun bir yarışmada ikincilik ödülü alması üzerine jürideki 7 öğretmen hakkında soruşturma açılmıştır.
Sayfa 67 - İnkılap Kitabevi - Genişletilmiş 12. Baskı 2020Kitabı okudu
milletine hain adamdan hayır gelmez, asırlık ders.
Hazrolu Seyfeddin Paşalardan Hatip Bey, Mustafa Kemal'in huzuruna çıkıyor. Şeyh Said'e karşı hükümetle işbirliği yap­mış, ama o da sürülmüş. Binbir güçlükle Paşa'ya ulaşıyor. Kapıdan içeri girince bakıyor, Mustafa Kemal elini şakağına koymuş, düşünüyor. Hatip Bey diyor ki 'Paşam biliyorsunuz size bağlılığımı ve saygımı. Biz sizinle Şeyh Said'e vurduk. Onlar bizden öldürdü, biz onlardan öldürdük. Şimdi bizi as­san bize ağır gelmez. Fakat sen bizi onlarla bir yaptın, sür­dün. Bu ağırımıza gittiği için sana geldik.' Mustafa Kemal şöyle baştan savıyor: 'Hatip Bey, sen akıllı bir adamsın. Bir insan ki milletine haindir, ondan bir hayır gelmez, hadi gidin' diyor.''
Sayfa 236
KALSIN MI?
İhanet içinde, sahte bir tipte Tarih karanlıkta, sırda mı kalsın? Dâvâsı yarıda, boynuysa ipte Şeyhimin bedeni "dar"da mı kalsın? Allah'ın yolunda büyük mücahid "İslâm hakim olsun" dedi Şeyh Said Binlerce mü'minle ettiler şehid Yalnız Diyarbekir, Sûr'da mı kalsın? Doğrusu bilinsin apaçık şimdi Kimler hain idi, kimler zalimdi? Duyulsun, görülsün yiğitler kimdi? Kahramanlık sağır, körde mi kalsın? Nice pis olanlar temize çıktı İyilik, güzellik ne varsa yıktı Müslümanı, küfrün peşine taktı Geri dönsün, yoksa orda mı kalsın? Kul Sadi, dağılsın dumanlar, sisler Ímana uymalı akıllar, hisler Cihadı kuşansın gerçek vârisler Şehidlerin kanı yerde mi kalsın?
Sayfa 98 - İNTİŞAR YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
MECBURİ GURBETTE YAŞAYANLAR İnsanlığın tarihi bir yandan hak, hukuk, adalet iddiaları ile, öte yandan da en korkunç haksızlıklar ve fenalıklarla doludur. Bir bakıma insan, canlıların en canavarı, canavarlıkta en orijinalidir. İnsanın nasıl bir yaratık olduğunu anlamak için bilgin olmaya, uzun araştırmalara lüzum yoktur. Şu Yirminci Yüzyılın
MECBURİ GURBETTE YAŞAYANLAR İnsanlığın tarihi bir yandan hak, hukuk, adalet iddiaları ile, öte yandan da en korkunç haksızlıklar ve fenalıklarla doludur. Bir bakıma insan, canlıların en canavarı, canavarlıkta en orijinalidir. İnsanın nasıl bir yaratık olduğunu anlamak için bilgin olmaya, uzun araştırmalara lüzum yoktur. Şu Yirminci Yüzyılın
HÜRRİYETİN SINIRLARI Hürriyet ve demokrasi, eski rejimlerin baskısından ve çok defa bu baskıların keyfî oluşundan doğdu. Baskı idareleri insan haysiyetine aykırı olduğu için insanlar, özellikle aydın kimseler bu rejimlere karşı geldi; bunun sonunda hürriyet ve demokrasi rejimleri doğdu Sosyal bir gelişme ile bu rejimlere kavuşan ülkelerde