* Bir eksiklik var sanki üzerimde
Yokla yüreğini
Yoksa sende mi kaldım...
* Ben seni
Bir kulun ebedi ibadetinin mükafatı olan
Cenneti kadar hak ediyorum
Sen kiminle günah işliyorsun?
Oğuz Atay'a AİT DEĞİLDİR...
#Biliyor musun Olric
Neyi efendimiz?
Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı.
Neden efendimiz?
Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
Bir adam sevgiyle okşamak yerine elini bir kadına şiddetle kaldırıyorsa rezil mi rezil, beş para etmez, adi bir adam olarak anılmayı kesinlikle hak eder.
1- Kitapla alakasız, anket iletilerinden geçilmiyor. 1k özünden kopuyor. Alıntılar, incelemeler, arka planda kalıyor.
2- 'Keşfete bi giriyorsun, saçma sapan bir sürü şey'. Bi tane güzel paylaşım okuyamıyorsun.
3- Keşfette 4 sekme var. En yeniler yükselenler ilgi görenler vsvs. Bunlar ne işe yarıyor, hangisine bakmalıyım. Yüksenlelere sn başına 100
Hesabımızı Takip Edip Bu Gönderimizi Paylaşan Ve Yorumlayan Takipçilerimiz Arasından 5 Kardeşimize Öğrenim Bursu Vereceğiz Cumartesi Günü Bu Gönderinin Altına Yorum Olarak Burs Almayı Hak Kazanan Kardeşlerimizi Açıklayıp Etiketleyeceğiz.
Hayvanlarda vefa var, sadakat var, merhamet var,
İhanet yok, nankörlük yok,
Hile hurda, yalan dolan, çalma çırpma yok, yok efendimiz.
Duygusuz, kalpsiz değiliz,
Biz kimseyi tutsak etmeyiz,
Biz kimseye bıçak çekmeyiz,
Hiçbir canlıyı boğmayız, boğazından kesmeyiz.
Topumuz tüfeğimiz yok, yok efendimiz.
.
Hakaret ve küfür objesi olarak diline dolayıp
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Ve, bitti...
Bu kadar kısa zaman diliminde içinden çıkamam sanıyordum ama uzun süre içimden çıkmayacak bir eser oldu İki Şehrin Hikayesi...
Bir arkadaşın tavsiye ve hediyesi üzerine başlamıştım esere. İtiraf etmek gerekirse ilk iki yüz sayfada esere girmekte oldukça zorlandım. Ama sayfalar ilerledikçe kitap beni kendisine çekti ve son üç yüz
Gözlemlediğim kadarıyla pek çok kişi bu kitabı yarım bırakmış veyahut bir şey anlamadığını öne sürerek beğenmediğini dile getirmiş. Ben de bu karmaşıklığa bir nebze de olsa açıklık getirme amacı ile bir inceleme yazmak istedim.
Fyodor Dostoyevski külliyatı kronolojik okuma maratonumun 11. kitabı olan
İnsanlar arasında kendini bilenler, şu üç vasfa sahip olanlardır:
1. Rüzgârı bile incitmeyenler,
2. Kendi ad ve sıfatlarını söylemekten edeb edenler,
3. Hâlık’ın mahlûkuna merhamet ve şefkat ile nazar edenler.
Hâsılı incitmeme ve incinmeme hususunda kalbî seviyemiz: “Seni öldürmeye gelen sende hayat bulsun.” düstûrunu gerçekleştirebilecek bir kıvamda olmalıdır.
Cenâb-ı Hak, bu yüksek hâli, yâni ince, zarif ve rakik bir gönle sahip olabilmeyi cümlemize ihsân buyursun. Âmîn…