Hakan Günday’ın bu eseri yeraltı edebiyatı nedir yada nasıl birşeydir sorusunun tam anlamıyla noktasına virgülüne karşılığı bence.
Daha dürüstçe açıklamak gerekirse ; kitabı okuyup bitirdiğinizde bir yeraltı edebiyatı eserinin ne olduğunu anlamakla kalmıyorsunuz,kanlı ellerinizi terli atletinize siliyorsunuz,soyduğunuz paraları Afrika’nın otellerinde yarından umarsız harcayıp,plansız acımasız yeni vurgunlarda buluyorsunuz kendinizi.Bu hikayenin sahne keyfi.Bir de edebi keyfi var…
Kan,para yarınsız akıyor.Kelimelerde öyle.
Kinyas ve Kayra, kan ve parayı nasıl “zihinsel ölüme” döktüyse Hakan Günday da kelimeleri kağıda yarınsız,cömertçe bırakıyor.
Aslında çok konuşmamak gerek.Bu roman bir edebiyat madeni ve herkes gözleriyle kelimeleri ilmek ilmek kazmalı,tadına öyle varmalı…