-Mevtaya dokunamazsam, ne olduğunu nasıl anlayabilirim?
-O sıradan bir insanın cenazesi değildir.
-Dokunmaz, inceleme yapmazsam rapor yazmam
-Yazarsın, ben emir buyurunca yazarsın
-Bakınız, iki bileği birden kesilmiş. Gömleğinin açık kısmından görüldüğü kadarıyla kalbinin üzerinde morluk var. Saçı da tutam tutam kopmuş. Ağızdan sızan kana bakılırsa ya ciğerlerine sert darbe yemiş ya da boğuşurken dişi kırılmış. Bu kadar delil göz önündeyken nasıl bir rapor yazmamı bekliyorsunuz?....
“Tuzaktan uzağa kaçamayız.
Kader oku fırlamış bir kez,bize gelmededir.
Ok bizi bulacaktır oğul;ama burada,
ama başka yerde...
Bizler,yaşamaya,nefes alıp verdiğimiz
anları uzatmaya meyilliyiz.”
Hanedan ın son demleri...Borç içindeki saltanat...Sonu gelmeyen taht kavgaları, türlü entrikalar... Dış mihrakların eliyle oynanan sayısız oyun;gizli örgütler, saltanat karşıtları, masonlar... Dostun düşmana karıştığı zamanda yalnız bir Sultan'ın devletin bekasini sağlama çabası... Herşeyden arda kalan hal olmuş bir padişah, kanlı bir mintan...