Farkındalık en büyük mutluluk katilidir. O yüzden cehalet mutluluğun en büyük dostudur.
Mutlu musun şimdi , ha? Mutlu musun? Genellikle ilişkide taraflardan birinin yenilmiş , bezmiş öfke ve kabulleniş çığlığıdır bu ve son derece anlamsızdır. Anlamsızdır , çünkü... Mutluluk , son derece paradoksal bir kavramdır. Hani meşhur hikayede olduğu gibi : '' Ben varken ölüm yok , ölüm varken ben yokum. O halde ölümden niye korkayım? ''
Reklam
Zira aşk , mutluluk kadar mutsuzluğunda formülüydü. Hatta özellikle finalde , daha çok mutsuzluğun hizmetkarıydı.
'' Kontrolsüz güç , güç değildir '' der reklam. O kadar doğru bir sözdür ki atasözüne dönüşse yeridir. Durmayı bilmek , bir ölçüye sahip olduğunuzu gösterir. Durmayı bilmek , erdemli olduğunuzu gösterir. Evet , durmayı bilmeyen gençtir , hırslıdır , ateşlidir , tutkuludur , inatçıdır çoğu zaman. Ama aynı şekilde durmayı bilen de olgundur , ölçülüdür , saygındır , yeterlidir , görgülüdür , her şeyden önce. Görgüsüzlük , vaktinde edilemeyen şeyler yüzünden doyurulmayan bir açlıktan ve sözün özü , durmayı bilmeyen bir sahip olma ihtiyacından doğar.
Reklam
Ne zaman ki olup bitenin içinde zamanı unuttun , kendi varlığını olayın içinde buluverdin ve o an için sadece bir gözlemciden öte olayın bir parçası oldun , işte o an gerçekten mutlusundur. Zira mutluluk , düşüncede değil eylemdedir.
Hayatında beyin olmayan bir yürek , bir sinektir. Kısacık yaşamında kimselerin konmaya cesaret edemediği yerlere konar , zaman zaman beslenmek için başkalarının acısını dahi kullandığı görülmüştür. Yaşam motivasyonu hazdır. Sinek başlangıç , gürültü , yaşamdır. Sinek kaplumbağanın gücüdür.
Çaresize yardım etmek : '' Kolay gelsin '' ce , '' Teşekkür ederim '' ce , ''Bir şeye ihtiyacın var mı? '' ca , '' Estağfurullah '' ça zengin , hastaya çorba , uyuyana örtü olmak... Oysa bir dostum çok güzel anlatır , üzgünken başını okşayanın , sevinçliyken sana sarılanın aslında Yaradan'ın eli olduğunu. Hepimizin bir olduğunu , olması gerektiğini... İyilik sanılan bu şeylerin , insan olmanın gereği olduğunu... İnceliktir insan olmak , fazla sivrilmeden ama.
Reklam
Mutluluk , ağızda kalan bir ot parçası gibi tekrar ve tekrar , aynı tadı vermese de çiğnenen bir duygudur. Mutluluk , geçmiş hazların gözü yaşlı geviş getirilmesidir. O yüzden hiçbir sevgilimin şu sorusuna göğsümü gererek yanıt veremedim : '' Sevgilim , mutlu musun? '' '' Hı , ne? Bilmem , az önce öyleydim sanırım. ''
Mustafa Kemal Atatürk 'ün resmi yapılacakmış. Atatürk saatlerce ünlü ressama poz vermiş. Sonuçta ortaya çıkan Atatürk'ün kötü bir tasviri olmuş. Yakınları ressama tepki göstermiş , resmin büyük kurtarıcı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını sanatçının yüzüne haykırmışlar. Atatürk , işte o zaman sanatçıya olan saygısından dolayı devreye girmiş ve şöyle demiş: '' Aslında bir ara bu resim bana çok benzemişti. Fakat üstat , durmayı bilmedi. ''
Hayat gariptir. Algıda seçicilik , bazen algıda sıçıcılığın bir ön işareti olabilir.
İnancın güvenle kardeş olduğunu söylemeye gerek var mı? Örneğin güvenecek birine sahip olmak , ne paha biçilmez bir lüks? Dünya kadar malın olsun ve güveneceğin bir kişi bile olmasın... Dünya kadar malı mülkü harca , güveni satın alabilir misin? Ya da şöyle demeli , kimseye güvenemiyorken kendini her şeyin sahibi hissetmen ve bir gece rahat uyuman mümkün müdür.?
251 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.