“İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi, kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde, artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların tecrübe dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana tecrübeli denir. ”
Kan kadar yavaş akmıştı gözyaşı. Çünkü kan kadar doluydu içi. Kan kadar ağırdı acısı.
Reklam
Ben kimseden hoşlanmazdım. Ya aşık olurdum ya nefret ederdim eskiden, ama şimdi bu orta şekerli lafları da öğreniyorum yavaş yavaş. Hayat, mütavazı duyguların mütevazı sıfatlarla anlatılmasından ibaretti.
Sayfa 493Kitabı okudu
Ama yavaş da olsa farkına varmak aslında hiçbir şeyin değişmediğinin, canımı yakıyordu.
Sayfa 423Kitabı okudu
Artık yorulduğumu hissediyorum. Attığım adımların yavaşladığına tanık oluyorum. Bir gün o kadar yavaş yürüyeceğim ki, duracağım !
Sayfa 141 - Doğan Kitap
İnsan doğar. On - on beş yıl sonra dünyanın nasıl bir tezgah olduğunu ve doğumla ölüm arasına nasıl hapsedildiğini fark eder. Bu aslında bir histir, bilgi değil. Ve ilk tepkimesini verir. Avazı çıktığı kadar bağırarak. Bu çığlık, bir kalabalığın içinde cüzdanını çaldırdığını fark eden kişinin çaresiz haykırışına benzer. Önce, aşağılayan ve umursamaz bakışlar atan kalabalık, sonra da aşırı gürültüye dayanamayıp, içlerinden birini, bağırıp çağıranla konuşmaya gönderir. O da gidip ‘’Biz de çaldırdık cüzdanı, ne var? Senin gibi kıçımızı yırtıyor muyuz?’’ der. Böylesi bilimsel bir müdahale için, genelde diplomalı olanlar tercih edilir. Kalabalığın kayıtsızlığı karşısında yavaş yavaş sesi kesilen yaygaracı, gerçeği kabullenir ve çevresindeki boşluğu insanlarla doldurur. Buna, büyüme denir. Yetişkin olma. Tam olarak, yetişkin uysallığı. Yapay bir haldir. Tasarlanmıştır.
Sayfa 120Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.