Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
Mete ve Holiganlar
Çok açık ve net söylüyorum bu arkadaş bir daha hakemlik yapmamalı.Maçı geren de o, derbiyi bu hale getiren de o..
Reklam
MENANDROS MS. 4 yüzyıl. Menandros Kimdir,(Atina M. ö. 342’ye doğr. – 292’ye doğr.)yunan komedi şairi.Atinalı zengin bir ailenin çocuğuydu. Amcası şair Aleksis’ten şiir üstüne dersler aldı. Felsefede Theophrastos ve Epikuros’un çömezi oldu. İncelikli, beğenili bir insandı; yalnız Atina’da yaşamaktan hoşlanırdı, bu yüzden kendisini Mısır’a çağıran kral Ptolemaios Soter’in teklifini reddetti. Söylentiye göre yüz sekiz komedi yazdı, ilk eseri 322’de oynandı. Menandıos sekiz kere ödül kazandı. Eseri, bir zaman sadece Plautus ve Terentius’un onu taklit ederek yazdıkları eserler sayesinde biliniyordu. Ayrıca bazı antolojüerde eserlerinden parçalar vardı. Komedilerinden alınan parçalarla hazırlanmış Sentences Motıastiques adlı eser de onu tanımakta yardımcı oluyordu. Menandros Eserleri XX. yüzyılın başında en Önemlileri G. Lefebvre tarafından eski Aphroditopolis kazılarında (1905) bulunan çeşitli Mısır papirüsleri üzerinde Menandros komedilerinden birçoğunun az çok önemli parçaları bulundu: Georgos (Çiftçi); Kolaks (Dalkavuk); Heros (Kahraman); Epitrepontes (Hakemlik); Perikeiromene (Saçı Kesilmiş Kadın); Phasma (Korkunç Görüntü). Menandros «yeni komedi» türünün başlıca temsilcisidir. Komedi tarihinde ilk defa olayların birbirine iyice bağlandığı konulu piyesler verdi (konu çoğu kere engellenen aşktı). Getirdiği yenilikler arasında gerçek ve canlı karakterleri de saymak gerekir. Tiyatro yoluyla bize Yunanlıların günlük hayatını doğru ve renkli bir tarzda yansıttı. Canlı, hareketli, esnek üslûbu da konuşulan dilin çekiciliğini verir.
Farkettim ki Seyyid Kutub'un bahsettiği o Darü'l Harb şu an yüreklerimizdir.. Yürek devleti kurulsun ve ilk Darü'l Islam yüreklerimiz olsun . Bu ister 13 yıl sürsün ister 23 yıl. . Ama o yürek devleti önce bir hayatımızın mekkesinde kurulsun.. Kurulsun ki Yesribler Medine olsun, Kurulsun ki Imanın tadı kolayca alınsın, Kurulsun ki Inancimizi sarsan bu küfür sözleri, şirk fikirleri eriyip gitsin. . Nefsimiz Allahla aramızda Ilahlık iddiasından vazgeçsin. . Atamız ibrahim gibi Kıralım birer birer yüreğimizdeki putları, hiçbir kınayıcının kınamasına aldırmadan. . Kurulsun ki Allahın Resulünün Hakemlik yaptığı ve hüküm verdiği konularda içimizde hiçbir sıkıntı duymaksızın 'Semi'na ve ete'na" diyebilelim ve böylece tam manasıyla iman etmiş olabilelim
ÇEKİMSERLER - Rasim Özdenören
Tarafsız kalmakla çekimser olmanın eşdeğer olmadığını söylüyoruz. Tarafsız, taraf olanlar arasında eşit mesafede kalmayı öngörür. Tarafsız, taraf olanlar arasında hakemlik yapabilir. Oysa çekimser, hakemliğine müracaat edenlere sırt çevirir... Tarafsız, kendi ölçütüne göre taraflar arasında adil bir karar verme çabası güder. Çekimserse davayı ortada bırakır. Çekimser gerçekte önündeki almaşıklardan birini seçmekten çekiniyor veya kaçınıyor. Ona kaçak (firarî) demek gerekir. Herhangi biri de kaçak pozisyonuna girebilir. Hapisten kaçan, yasadan kaçan kimseler de kaçaktır. Fakat bizim bahsettiğimiz kaçak onlardan da farklı. Bizim bahsettiğimiz kaçak görev veya sorumluluk kaçağıdır. Görevinden ve sorumluluğundan kaçan kimse... Kendisine güvenerek sorumluluk veya görev yüklenmiş olanı ortada bırakan tip... O seçmekten kaçındığı için çıkan sonuçtan sorumlu olmadığını sanır. Oysa sonuç o çekimser kaldığı için öyle çıkmıştır. Ama o bu durumun bilincinde olmadığından, bir de sonuçtan kendisinden başka herkesi sorumlu tutmaya kalkışır. Hem kel hem foduldur... yenisafak.com//yazarlar/rasim...
AHLÂK NEDİR ?
İnsanın doğuştan getirdiği ve sonradan kazandığı birtakım Değerleri vardır. Bu değerler insanın kalbinin derinliklerinde Yer eder, maddî ve mânevî varlığını etkisi altına alır, Hiç uyumayıp daima iyi ve kötü arasında hakemlik yapan bir iç Ses olan vicdanı besler. AHLÂK, insanın içinde kökleşmiş değerler bütünüdür. Kişinin söz ve davranışları da onların dışa yansıması, Ete kemiğe bürünmesidir. İnsanın bağlı olduğu değer yargıları bazen iyi, bazen de Kötü söz ve davranışlar şeklinde ortaya çıkar. Dolayısıyla iyi ahlâk sahibi bir insanda güzel, doğru ve iyi Olan söz ve davranışlar görülür. Kötü ahlâk sahibi bir insan ise kötü, yanlış ve çirkin söz ve Davranışlarla kendini gösterir. Allah'u têâlâ bizlere peygamber efendimizin ahlakından nasip etsin. ÂMİN 🤲
Reklam
53 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.