Hakikat şudur ki;
Bedenlerin ölmesi değil, kalplerin/vicdanların ölmesi asıl korkunç olandır..
Ülkelerin sınırları, vicdanlarıda sınırlamıştır. Sınırları dışında kalana duyarsız, katı ve kör olan kalpler, ölmüş ve sönmüş kalplerdir. Bırakın insanlığa, sahibine dahi faydasızdır..
#filistin
Zulumdur dinlenen başlarsa eğilmiş
Gömleğin üzerine kadar çıkmış kalbteki kara leke
Dikilsen dağların ötesini tutar elin
Bir iki tank çer çöp olmuş gözüne perde
Petrol ya da banker sellerinde boğuluyorsun
Külçe külçe dolar ya da sefalet secden olacak yerde
O eski kadim iklim kimbilir nerde sürer
Perişan birkaç evde kimbilir veliler dilinde
Oturup konuşalım şunu. Bulsun kelimem kelimeni
Eğer uyku daha aziz esirlik daha ehven değilse
Bir deli akıl çırpınıyor aramızda
Rızık korkusu can korkusu baş mesele
Çıplan dünyadan çıplan ve gövdenden
O büyülü çiçekleri yol arın bir kere
Başını eğmiş zalimleri dinlersin
Dersin 'lokmam ellerinde'
Filistin bir sınav kağıdı
Her mü'min kulun önünde
De gerçeği yaz: Hakikat şehitliğe koşmaktır
De isyan çağır yolun açılır cennet köşelerine
ZarifAdam
Dua kulluğun özü,istiğfar ise duanın özüdür.
(Bu sözün zihnimde yankı bulduğu hakikat) Zirâ her talep(dua)'nın teşvik edici özünde bir acziyet , (istiğfar ise özünde) mahcubiyet ,Nedâmet içerir 🫠🌷
“İnsan sadece suçluyken kaçmaz. Bazen suçlandığın için de kaçarsın. Ama bir kere kaçmaya başladıysan, bir şeyleri de muhakkak kaçırırsın elinden. Bazen gençliğini kaçırırsın, bazen geleceğini, bazen de aklını…
Fakat işin en güzel tarafı da bundan sonra başlar. Çünkü aklını kaybedince korkularından da kurtulursun. Bu da seni özgürleştirir. Çünkü sadece korkaklar kendi akıllarına güvenirler. Ve bütün korkaklar hakikatin esiridir.
Oysa hakikat akılla ya da başka bir şeyle kavranılmaz; hakikatin ancak parçası olunur. Bunun için kurtul; geçmişinden, geleceğinden, aklından… Kainatta ne varsa şu anda oluyor, görmüyor musun? Sadece burada, sadece şimdi. Gözlerini kapa, kalbini aç, aklını da bırak gitsin…
Akıl dediğin şey, kafanda koca bir ağırlıktan başka ne ki?”
Eğer toplumsal düzenin niteliği, haklı ve çoğunlukta olanların niteliğine paralel bir karakter taşıyor olsaydı, hakikat için yürütülen bir mücadele ve savaşa hiç gerek kalmazdı.
Hakikat savaşı, tercih değil, zorunluluktur; bizzat dayatmaya karşı ve dayatmanın olduğu yerde ortaya çıkar.
Bugün insanlık, hakikatin pratikleştiği bir topluma
Sevgili Aydos,
''Pozitif enerjiye sahip, enerjimi sömürmeyen, sahte, sahtekar, riyakar, histriyonik ve samimiyetsiz olmayan insanlarla, huzur dolu zamanlar tüketiyorum, son derece mutluyum, asla pişman değilim, tavsiye ederim, hakikat bu.''